İslam’da kadının yeri ve değeri

Günümüzde sıkça tartışılan konulardan biri, İslam’ın kadına verdiği değerdir. Dinî uygulamaların yanlış yorumlanması ve özünden uzaklaştırılması nedeniyle bu soru gündeme gelmektedir. Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin (s.a.v.) yaşamına bakıldığında, İslam’ın kadına sağladığı haklar ve değerler belirgin bir biçimde görülmektedir. İslam öncesi dönemde kadınların toplumsal konumu oldukça sınırlıydı; kız çocukları diri diri gömülüyor, mirastan pay alamıyor ve mülkiyet hakları ellerinden alınıyordu. İslam, bu dönemde kadını onurlandırarak haklarını güvence altına aldı. Kur’an, kadın ve erkeğin insanlık bakımından eşit olduğunu vurgularken, üstünlüğün cinsiyet değil, takva ile ölçüldüğünü belirtir. Peygamber Efendimiz, kadına hem eş, hem anne, hem de toplumun temel yapıtaşı olarak değer atfetmiş, anneliği yüceltmiş ve kadına güzel davranmayı ahlaki bir sorumluluk olarak tanımlamıştır. İslam, kadının hak ve saygınlığını koruyarak ona merhamet ve adalet çerçevesinde yaklaşılmasını öğütler.

İSLAMDA KADIN

Günümüzde sıkça tartışılan konulardan biri de İslam kadına değer veriyor mu, sorusudur. Ne yazık ki bu sorunun ortaya çıkmasının temelinde, dinin özünden uzaklaşmış uygulamalar ve yanlış temsil biçimleri yatıyor. Oysa Kur’an ve Peygamberimizin sünnetine bakıldığında, İslam’ın kadına verdiği değer son derece açık ve güçlüdür. İslam’ın indiği dönemde, kadının toplumdaki yeri yok denecek kadar azdı. Kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor, kadınlar miras alamıyor, bir mal gibi alınıp satılıyordu. İşte İslam böyle bir dönemde kadını onurlandırdı. Kur’an-ı Kerim’de defalarca kadınlardan bahsedildi, hakları savunuldu, onlara karşı merhametli olunması emredildi. Kur’an’da Allah şöyle buyurur, Ey insanlar. Sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Hucurât, 3 Bu ayetle birlikte kadın ve erkeğin insanlık bakımından eşit olduğu vurgulanır. İslam’da üstünlük; cinsiyette değil, takvada, yani Allah’a olan yakınlıkta gizlidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kadına hem bir eş olarak, hem bir anne olarak, hem de toplumun temel taşı olarak değer vermiştir. O, Cennet annelerin ayakları altındadır, diyerek kadının annelik rolünü yüceltmiş, Kadınlara ancak kerim değerli olanlar iyi davranır, diyerek kadına güzel muameleyi bir ahlak ölçüsü haline getirmiştir.