Kalbin sessiz sığınağı inanç

Kalbin sessiz sığınağı inanç

Hayatın karmaşasında yön arayan insan için inanç, hem huzur hem dayanma iradesi sağlayan temel bir kaynak olarak kabul ediliyor. Manevi bağlılığın sunduğu güven duygusu, modern yaşamın sunduğu imkânların gideremediği içsel boşluğu dolduruyor.

İnsanın yaşam mücadelesi sırasında karşılaştığı belirsizlikler, kimi zaman yön duygusunu kimi zaman da dayanma gücünü zayıflatıyor. Dış dünyanın sürekli artan sesleri iç dünyadaki dalgalanmalarla birleştiğinde, bireyi ayakta tutan en önemli dayanak kalpte saklı olan manevi bağlılık olarak görülüyor. İnanç, görünmeyen bir hakikate güvenmeyi ve tüm zorluklara rağmen ilahî kudrete sığınmayı ifade ederken, bu bağlılık bireyin iç huzurunu besleyen güçlü bir kaynağa dönüşüyor. Modern hayatın sunduğu teknolojik kolaylıklar, insanın derinlerde hissettiği sükûnet ihtiyacını karşılamaya yetmezken, manevi bağın sağladığı güven hissi kişinin ruh dünyasında yenileyici bir etki oluşturuyor. İnancın sadece kalpte taşınan bir duygu değil, aynı zamanda davranışlara ve ahlaki duruşa yansıyan bir hayat anlayışı olduğuna dikkat çekiliyor. Manevi bilinci güçlü olan bireyin iyilikten sorumluluk olarak söz ettiği, adaletin önemini unutmadığı ve yaşadığı zorluklara rağmen duruşunu koruduğu belirtiliyor. Manevi bağlılığın kalpte yeniden güç kazanmasının, anlam arayışındaki insanların huzur ve kararlılık isteğine karşılık verdiği ifade ediliyor.

KALBİN SESSİZ SIĞINAĞI İNANAÇ

İnsan, hayat yolculuğunda zaman zaman yönünü, bazen de dayanma gücünü kaybeder. Dış dünyanın gürültüsü, iç dünyanın fırtınasına karıştığında insanı ayakta tutan tek şey kalbin derinliklerinde saklı olan bir nimettir. İnanç, görünmeyeni hissetmek, bilinmeyene güvenmek ve her şeyin ötesinde Allah’a teslim olmanın huzurunu taşımaktır. Bu teslimiyet, kulun acizliğini değil; bilakis en büyük gücünü ifade eder. Çünkü insan, kendisini yaratan Rabbin kudretine dayanmayı öğrendiği an, hayatın ağırlığı hafifler; zaferi de, kaybı da başka bir gözle görmeye başlar. Bugün modern hayat bize pek çok kolaylık sunduğu hâlde içsel huzuru aynı ölçüde veremiyor. Çünkü huzur cihazlarda, imkânlarda, mevkilerde değil; inancın insanı sardığı o görünmez sığınakta saklıdır. İnanç, insanın içindeki boşluğu dolduran, korkularını yatıştıran, geleceğe bakarken umudu diri tutan bir nurdur. Ne var ki inanç, sadece kalpte duran bir his değildir. Ahlâkla, davranışla, duruşla kendini belli eden bir yaşam biçimidir. İnancı güçlü olan insan, iyiliği bir seçenek değil, sorumluluk olarak görür. Haksızlık karşısında susmaz, çünkü bilir ki Allah, adaleti emretmiştir. Zorluklarla karşılaşınca sarsılır ama yıkılmaz; çünkü dayanacağı bir Rabbin olduğunu hatırlar. Bugün hepimizin ortak bir arayışı var, Daha huzurlu, daha anlamlı, daha sağlam bir hayat Bunun yolu, kalbimizi yeniden inancın nuru ile aydınlatmaktan geçiyor. Çünkü inanç, sadece dünya yükünü hafifletmek için değil, hem bu dünyayı hem de ahireti kazanmak için verilmiş ilahî bir nimettir.

 Yazar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.