Medine'de yeni bir dönem: Birlik ve mücadele başladı
Hz. Peygamber, Medine'de İslam toplumu için güçlü bir temel attı; kardeşlik bağı kuruldu, siyasi yapılar oluştu ve ilk askeri adımlar atıldı.
Hz. Muhammed’in Medine’ye hicretiyle birlikte şehirde toplumsal yapıda köklü değişiklikler yaşandı. Her kabile kendi içinde dağınık bir düzen sürdürürken, Peygamber Efendimiz Müslümanları kardeşlik bağıyla bir araya getirdi. Ardından, Müslümanlar, gayrimüslim Araplar ve Yahudileri kapsayan, Medine tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir siyasi ve sosyal yapı oluşturuldu. Hicretin hemen ardından Müslümanlar arasında bir nüfus sayımı yapılarak toplumsal güç tespit edildi. İlk yıllarda Mekke müşriklerinin tehditlerine karşı savunma ve ekonomik baskı amacıyla seriyyeler düzenlenirken, Bedir’de yaşanan ilk büyük savaşla İslam toplumu yeni bir sınav verdi. Bedir Savaşı, hem Kureyş müşriklerinin Medine üzerindeki tehditlerini durdurmak hem de İslam'ın gücünü göstermek açısından tarihi bir dönüm noktası oldu.
BİR ARADA YAŞAMAK
Peygamber Efendimiz, Medine’ye hicret ettiği sırada bütün şehir halkını kapsayan bir idari yapı mevcut değildi. Her kabile kendi içinde birlik oluşturuyordu. Hz Peygamber, kardeşleştirme müessesesi ile Müslümanlar arasında birliği sağlamlaştırdıktan sonra şehre, Müslümanları, gayri Müslim Arapları ve Yahudileri, içine alan ve daha önce Medine tarihinde hiç rastlanmayan bir siyasi sosyal yapı getirdi. Bu yapı, etnik kökenleri ve dinleri farklı ve çeşitli gruplardan, federasyonlardan oluşan bir konfederasyon idi. Bu teşebbüs her şeyden evvel şehir halkının barış ve güven içinde yaşamasını sağlamak gayesini taşıyordu. Medine’de Müslümanlar dışında müşrik Araplar ve Yahudiler önemli bir güç olarak duruyordu. Yahudiler hem mali bakımından hem de nüfus olarak hiç de küçümsenmeyecek bir durumda idiler. Hz Peygamber, Müslümanların yanı sıra Medine toplumunu oluşturan Yahudileri ve grupları bir şehir devleti halinde teşkilatlanmaya ikna etti.
HİCRETİN İLK YILLARINDA ÖNEMLİ GELİŞMELER
İstatistiğe önem veren Hz Peygamber’in hicretten sonra Müslümanlar bir sayım yaptırmıştır. Müslümanlıkta bu ilk nüfus Sayımının yapıldığı yıl ve sayımın sonucunda elde edilen rakam hakkında çeşitli görüşler öne sürülmektedir. Ancak hicri 1.yılında yapıldığı ve sayımın sonucunda Müslümanların sayısının 1500olduğu kabul edilmektedir. Hicretin 1.yılı şevval ayında 623 veya 624 yılında haz Aişe ile evlenmiştir. Hicretten 622 yılı veya 623 yılında ezan yürürlüğe konmuştur. Namaz Mekke döneminde farz kılındığı halde Resulü Ekrem Medine’ye hicret edinceye kadar namaz vakitlerini bildirmek için bir yol düşünülmemişti. Bir müddet namaz vakitleri sokaklarda Namaza, namaza şeklinde çağırıda bulunmuşlardı. Ancak bu yeterli olmuyordu. Birçok fikir sunuldu anacak bunlar ezan vakitlerini belirlemeye yeterli olmuyordu. Bilali habeşiye ezan cümlelerini öğrettiler. Hicretin birinci yılında Cuma namazı farz kılınmıştır. Önceleri gerek yolculukta gerekse mukim iken bütün namazlar ikişer rekât kılınıyordu. Daha sonra ikişer rekât kılınan namazlar dört rekâta çıkarıldı. Hicretin ikinci yılında şaban ayında ramazan orucu farz kılındı. Hicretin ikinci yılında Ramazan ayından sonra ise zekât farz kılındı.
İLK SERİYYELER
Mekke müşrikleri, Müslümanların Medine’de kuvvetlenmelerini hiç çekemiyordu. Müslümanları orada da takipten geri durmadılar. Arasıra Medine’ye baskın yapacakları duyuruluyordu. Müslümanlar İslam düşmanlığından bir türlü vazgeçmiş değildiler. Müslümanlar buna karşı kureyş’in ticaret yolunu keserek onları iktisaden düşürmeyi düşündüler. Bu maksatla etrafa seriyyeler gönderildi. Bunlar asal kan dökmediler, silahlı bir çatışma olmadı. Bunlardan maksat, Kureş ‘e gözdağı vermek, bizimde elimiz silah tutmasını bilir, demekti. İslam tarihçilerine göre Hz Peygamberin emir ve kumandasında yirmi yedi gazve gerçekleşmiştir. Bu gazvelerin sadece dokuzunda çarpışma meydana gelmiştir. Hz Peygamber Medine’ye hicret ettikten sonra yeni bir devletin kurulması ve İslam düşmanlarıyla savaşa izin vermesi üzerine Medine’ye sığınan Müslümanları tehdit eden Kureyşlileri bu tehdit eden bu Kureyşlileri bu tehdit’den vazgeçirmek için onları ticaret yollarında tazyik ederek ekonomik baskı altında almaya karar verdi. bu maksatla çeşitli stratejik noktalara seriye ve gazveler düzenlendi.
BEDİR SAVAŞI
Bedir, Medine’ye 80 mil uzaklıkta bir köydür. Suriye’ye giden kervan yolunun üzerindedir. Müşriklerle Müslümanlar arasında ilk harb işte burada oldu. Kureyş, Medine yakınlarına kadar sarkarak yağmacılığa başlamıştı. Kureyş, İslam düşmanlığında ileri gitmeye başladı. Bu defa Ebu Süfyan Suriye ‘ye büyük bir ticaret kervanı ile gitmişti. Bu seferde harbe hazırlık yapılacaktı. Kureyş harekete geçti Ebu Cehil işi kızıştırdı. Mekke ordusu 100 atlı,700 develi kalanı yaya olmak üzere 1000 kişiydi Bedir köyüne gelip subaşını tuttular. Müslümanlar 8 Ramazanda Medine’den çıktılar. Hepsi 300 neferdi.83 Muhacir den 61 Evs ‘den kalanı Hazreç tendi. Yanlarında üç at ile 70 deve vardı. Kureyş’in hazırlığından haberi yoktu. Safra yakınına geldiklerinde Mekke’den büyük bir ordunun çıktığını duydular. Peygamber efendimiz ashabıyla istişare yaptı. Böylece savaşa karar verdiler Düşman daha önceden geldiğinden subaşını tutmuştu. Ogün Allah tarafından bol yağmur yağdı. Ertesi gün iki ordu birbiriyle karşılaştı. Ebu Cehil boyuna harbe teşvik ediyordu. Müslümanları diri diri yakacağız diyordu. Ancak ilahi gücün Müslümanların tarafında olduğunu bilmiyordu. Hz Hamza ve Hz Ali tek hamlede düşmanlarını yere serdiler. Müslümanlar aslanlar gibi ileri atıldılar. Kurey’in elebaşları birer birer yere düşüyordu. Ebu Cehil de bunların arasındaydı. Kureyş’ten 70 ölü vardı. Müslümanlar 14 şehit verdiler. Kureyş bozulup 70 kişi esir bırakarak kaçtı. Öyle bir bozgunu uğraşmıştı ki, ölülerini bile toplamdan kaçtı. Peygamberimiz burada da insani vazifesini yaptı. Onları toplayıp bir kuyuya defnettirdi.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.