Neşet Ertaş’ın oğlu Hüseyin Ertaş, babasının vasiyetini açıkladı

Neşet Ertaş’ın oğlu Hüseyin Ertaş, babasının vasiyetini açıkladı

2012'de vefat eden halk ozanı Neşet Ertaş’ın oğlu Hüseyin Ertaş, babasıyla ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Oğul Hüseyin Ertaş babası Neşet Ertaş'ın vasiyetini açıkladı, nelere üzüldüğünü anlattı, Almanya’ya gidişinin perde arkasını ortaya serdi.

2012’de Hakkın rahmetine kavuşan ve vefatının 7. yıl dönümünde saygıyla anılan halk ozanı Neşet Ertaş’ın oğlu Hüseyin Ertaş, ilk defa konuştu ve babasını anlattı. Hüseyin Ertaş'ın bir programda kürsüye çıkarak, ilk kez babasının vasiyeti konusunda açıklamalarda bulunması dikkat çekti. 

HÜSEYİN ERTAŞ BABASI NEŞET ERTAŞ’IN VASİYETİNİ AÇIKLADI 

Hüseyin Ertaş, babası Neşet Ertaş’ın vasiyetinden, nelere kızıp nelere üzüldüğüne, Almanya’ya neden gittiğine, orada neler yaptığına kadar pek çok konuda çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

Oğul Ertaş, Neşet Ertaş'ın Almanya'ya sağlık sorunlarından dolayı değil, Türkiye'de kıymet verilmediği için gittiğini açıkladı. Hüseyin Ertaş, babasının en çok eserlerinin değiştirilerek özünden koparılmasına, çalınmasına ve eserlerinden anonim diye bahsedilmesine üzüldüğünü söyledi. 

Kırşehir’de belediyenin organize ettiği Neşet Ertaş’ı Anma etkinliğinde kürsüye çıkan oğul Hüseyin Ertaş’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Karşınıza ilk kez çıkmamın sebebi biraz mecburiyetten.
Ailecek olabildiğince göz önüne çıkmamaya çalışıyoruz. Bu hep böyle olmuştu. Ayrıca hiçbir zaman babamızın ismi üzerinden çıkar sağlamadık. Ona layık evlatlar olmaya çalıştık. 
Babamız vefat ettikten sonra da babamızın hatırasına zarar mı veririz endişesiyle olabildiğince göz önüne çıkmamaya çalışıyoruz.
Çünkü onun eserleri bizim değildir.
Halka mal olmuştur, sahibi halkımızdır.”

NEŞET ERTAŞ’IN OĞLUNA VASİYETİ 

“Sazı yeniden elime almam 7 sene sürdü. Daha geçen aldım. Çocuklarıma öğretmek için sazı elime almam gerekiyordu. Babım nasıl dedemden aldıysa ben de her şeyimi babamdan aldım. Babam eserlerimle türkülerimle telif işleriyle sen ilgileneceksin, beni sen temsil edeceksin diye vasiyet etmiştir. Ben de yine mecbur kalmadıkça göz önüne çıkmamaya çalışarak, her şeyin onun çizgisinde ilerlemesini sağlamak ve en doğru şekilde yeni kuşaklara aktarılması için uğraş veriyorum.”

“Biraz doluyum, sabrınıza sığınıyorum. 

Babam boş laf sevmezdi, eşitliğe inanırdı. Kimse kimseden üstün değil, kimse kimsenin malı değil derdi. 

Kadınlara çok değer verirdi. 

Taklit edilmekten hiç hoşlanmazdı.”

Babamı, eserlerini taklit eden, eserlerini izinsiz kullanan, çalan kişiler babamdan çok itibar gördüler. Beyaz suratlı oldukları için herhalde. 

Kendinden utanmayan dünyada kimseden utanmaz derdi.

Sanat dünyasındaki tek dostu rahmetli Aşık Mahsuni’ydi. 

Türkiye’den gitmesi öyle sağlık problemlerinden kaynaklanmadı. Memleketimizde doktor yok muydu? Kıymet verilmediği için, çalışamayıp, evine ekmek götüremediği için gitmek zorunda kaldı. 

Almanya günlerinde televizyonlarda her türküsü çalındığında sessizce beklerdi, sonunda bir selam gelecek mi, kendisinden bahsedilecek mi diye. Bazen hiç birşey denilmezdi, bazen anonim denilirdi, bazen Kırşehir yöresinden denilirdi, bazen rahmetli Neşet Ertaş denilirdi, bazen ismi yanlış söylenerek Reşat Ertaş denilirdi, devletin televizyonunda.

Ama en ağırı bazılarının nasıl olsa sahibi ölmüştür düşüncesiyle benim eserim demeleriydi. 

Devletten hiçbir zaman maaş almadı. 

Halkın sanatçısıydı. 

Almanya’da da hakkı olduğu halde Alman Devleti’nde de destek almadı. Almanya’da mesleğinin öğretmenidir sertifikası aldı. Çalışma müsaadesi bu yöndeydi. Pasaportunda böyle bir damga vardı. Bununla gurur duyardı, hep şerefiyle yaşadı.”
  

 

Gazeteilksayfa.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.