Onun hayatı insanlığa bir örnekti: İşte peygamberimizin çocukluk ve gençlik dönemleri

571 yılında doğan ve 632 yılında peygamber olan kainatın efendisi Hz. Muhammed Mustafa S.A.V., davranışları, güvenilirliği ve yaşantısıyla tüm insanlığa iyi bir örnek ve iyi bir rehber oldu. İşte peygamber efendimizin çocukluk ve gençlik yılları:

Mekke’deki ileri gelenlerin bir âdeti vardı. Yeni doğan çocukları Mekke civarında yaşayan kabilelerdeki sütannelere verip baktırırlardı. Çünkü Mekke’nin havası ağır ve sıcak olduğundan dolayı, küçük yaştaki çocuklara iyi gelmezdi. Dolayısıyla peygamberimiz de küçük yaşlarda ailesinden uzak yerlerde bir çocukluk geçirdi. Gençlik yıllarına doğru gelindiğinde ise kişiliği ve karakteri ile herkesin güvenini kazanmıştı. Hz. Muhammed (S.S.V.), peygamberliğinden önce son derece doğru ve güvenilir bir kişiliğe sahipti. Bu özelliğinden dolayı halk arasında kendisine ‘Muhammedül Emin’ yani güvenilir Muhammed deniliyordu. Peygamberimiz bu özelliği ile herkesin sevgi ve saygısını kazanmıştı. İşte kâinatın efendisinin çocukluk ve gençlik yıllarına ait bir takım notlar:

PEYGAMBER EFENDİMİZİN ÇOCUKLUK YILLARI

Hz Muhammed (S.A.V) Beni Sad kabilesinden Halime adında bir süt anneye verildi. Halime, onu öz evladından çok sever, esen rüzgardan bile sakınırdı. Halime’nin küçük kızı ve Hz Muhammed’in sütkardeşi Şeyma da onu çok sever, daima onunla beraber oynardı. Halime, bu çocuğa çok iyi bakıyor, ona en küçük bir zarar gelmemesi için çok dikkat ediyordu. Bir gün her nasılsa Muhammed, sütkardeşi ile birlikte öğle vakti evden çıkarak kuzuların yanına gitmişti. Halime bu duruma çok üzüldü ve çocuklar eve geldiklerinde kızı Şeyma’ya ‘niçin böyle güneşin en kızgın zamanında dışarı çıktınız’ dedi.

Şeyma dedi ki, “Biz hiç sıcak görmedik. Kardeşimin başı üstünde bir parça bulut dolaşıyordu. O nereye giderse bulutta beraber gidiyor ve nerede durursa bulutta orada duruyordu.” Daha sonra Halime, ‘Bu çocuğun ayağı bize çok uğurlu geldi. O evimize ayak bastığı günden beri hayvanlarımızın sütü, sütümüzün yağı çoğaldı. Evime bereket doldu. Elimiz genişledi. Ben bu çocukta bir başkalık seziyorum’ dedi.

Hz. Muhammed (S.A.V) bu ailenin yanında 5 yaşına kadar kaldı. Sonra ailesinin yanına Mekke’ye getirildi. Hz. Muhammed’in annesi Amine’nin Medine’de akrabaları vardı. Hem onları görmek hem de oğluna babasının mezarını ziyaret ettirmek maksadı ile Amine çocuğu ile beraber Medine’ye gitti. Medine’de 1 ay kaldılar. Hz. Amine çocuğu ve yanında hizmetçisi Ümmüeymen ile birlikte Mekke’ye dönmek için yola çıktı. Akşam üzeri Ebva köyüne geldiklerinde Amine hastalandı. Yanı başına oturttuğu biricik yavrusunu şefkat ile öptü hasret ile bağrına basarak okşadı.

Hz. Muhammed 6 yaşında iken annesi Amine’yi de kaybetti. Ümmüeymen çocuğu alarak Mekke’ye döndü. Babası ve annesinden öksüz kalan Hz. Muhammed’i, dedesi Abdulmuttalip yanına aldı. Peygamberimiz 2 sene onun yanında kaldı ve dedesinin ölümü yaklaşınca torununu peygamberimizin amcası Ebu Talip’e teslim ederek ona iyi bakmasını vasiyet etti.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN GENÇLİK YILLARI

Hz. Muhammed her türlü kötülüğün işlendiği ve ahlaki değerlerin yok olduğu bir toplumda, kötülüklerden tamamen uzak içi dışı tertemiz bir ahlak ve fazilet örneği olarak büyüyor, temiz ve örnek yaşayışı ile toplumda bir yıldız gibi parlıyordu. Yüce Allah onu en iyi şekilde terbiye etti. Ahlak ve fazilet ile donattı. Çünkü insanlığın kurtuluşu için onu peygamber olarak görevlendirecekti. Bazı yerleri selden yıkılan Kabeyi, Mekkeliler tamir etmeye başladılar.

Duvarlar yükselip sıra ‘Hacerül Esved’ adı verilen kutsal siyah taşı Kabe duvarındaki yerine koymaya gelince, her kabile bu şerefi kazanmak için adeta birbirleri ile yarışa koyuldular. Hatta bu yüzden aralarında anlaşmazlık ve kavga çıktı. Silahlar çekildi. Sonunda gerçekten güvenilir ve doğru kişi olduğuna inandıkları Hz. Muhammed’in vereceği hükme razı olmaya karar verdiler. Hz. Muhammed, Hacerül Esved’i bir yaygı üzerine koydu.

Yaygının uçlarından kabile başkanlarına tutturdu. Hep birlikte taşı yukarı kaldırdılar. Hz. Muhammed, taşı mübarek elleri ile duvardaki yerine koydu. Onun bu uzlaştırıcı davranışı herkesi memnun etti. Böylece büyük bir anlaşmazlık ortadan kalkmış oldu. Bu olayın meydana geldiği sırada Hz. Muhammed 35 yaşında idi.