Türkçe Şûrası’nın sonuç raporunda "Dil" vurgusu

Türkçe Şûrası’nın sonuç raporunda "Dil" vurgusu

Ankara’da alanında çok sayıda uzmanın katılımıyla gerçekleştirilen Türkçe Şûrası’nın sonuç raporunda, “Dil kimliğimizin bir parçasıdır. Dilimizi korumak, kimliğimizi korumaktır” sözlerine dikkat çekildi.

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB), Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği, Yunus Emre Enstitüsü ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) tarafından geçtiğimiz 26-27 Kasım tarihlerinde düzenlenen Türkçe Şûrası’nın sonuç raporunun ilk bölümü açıklandı. Dilciler, edebiyatçılar, ilim ve fikir adamları ile hukuk, tıp, eğitim, spor gibi alanlardan konuyla ilgili çalışmaları olan uzman kişilerin katıldığı şûranın kapsamlı şekilde hazırlanan sonuç raporunda dilimizin dünü, bugünü ve yarınıyla ilgili önemli tespit ve çözüm önerilerinde bulunuldu. 

turkce.jpg

“DİLİN SIHHATİ TOPLUMU İLGİLENDİRİR”
Sonuç raporunda özetle şu ifadelere yer verildi: “Dil bir milletin varlıkla iletişime geçtiği, kendini bulduğu ve kendisi olabildiği bir gerçeklik zeminidir. Bu zeminin sıhhati, o milletin de fikren sağlamlığına delâlet eder. Milletin dilinin sıhhati, o toplumu meydana getiren bütün fertleri ilgilendirir. Kültür bilgiyle, bilgi ise dille inşâ edilir. Güçlü kültür için güçlü bilgiye, güçlü bilgi içinse güçlü bir dile ihtiyaç vardır. Köklü bir tarihe, zengin bir kelime dağarcığına sahip olan Türkçe bu kıstaslar bakımdan güçlü bir dildir” 

DEVLETİN GÖREVİ DİLİ KORUMAKTIR
“Dil milletindir, yüzyıllar boyunca konuşularak, yazılarak günümüze ulaşmıştır; bugün dilde ortaya çıkan olumsuzluklar hepimizin sorumluluğunu gerektirir. Geçmişte, devletin dile müdahalesi menfi neticeler vermiştir. Hâlihazırda da devletin dile kâfi derecede hassasiyet göstermemesi menfi neticeler vermektedir. Dünyada hiçbir dili, devlet oluşturmamıştır, dönüştürmemiştir. Devlete düşen dili korumaktır, gelişmesi için zemin hazırlamaktır. Devlet kurumlarının ortaya çıkan olumsuzlukları düzeltme yönünde tedbirlerine ihtiyaç vardır”

“DİL CANLIDIR GELİŞİR DEĞİŞİR”
“Dil canlıdır, kendine özgü bir şekilde gelişir ve değişir. Bu gelişmeye dışardan yapılan her müdahale dilin sürekliliğini ihlal etmektedir. Kültürümüzün sürekliliği dilimizin sürekliliğine bağlıdır. Dilde devamlılık ve istikrar, dışardan yapılan müdahalelerle bozulmaktadır. Dilde tasfiyecilik yıkıcı sonuçlar doğurmuştur, dilin tasfiyesi milletin tasfiyesi anlamına gelmektedir. Bir dönem, dilde değişme hızı âdeta 10 yıla inmiştir. Bu durum, nesiller arasında kültürel bir kopuş meydana getirmektedir ve ayrıca hızlı değişime maruz kalan dil olgunlaşamamakta, sağlıklı metinler ortaya konulamamakta, dil kullanımı açısından kıvamına ermiş eserler verilememektedir”

“KELİME HAZNEMİZİ KORUMALIYIZ”
“Dilde esas olan yapıdır, cümledir, sözdizimidir. Kelimeler ise asıl anlamlarını cümlede bulur. Bu tartışmalar bize kökeni ne olursa olsun kelimelerimizin kıymetini göstermeli, kelime haznemizi korumanın gerekliliğini hatırlatmalıdır.
Dil kimliğimizin bir parçasıdır. Dilimizi korumak, kimliğimizi korumaktır. Dile ilişkin tartışmalar, hemen ideolojik münakaşalara dönüşmektedir. Türkçe Şûrası, bu şartlarda doğru ve güzel Türkçe şuûru oluşturma çabasıdır, Türkçe üzerine düşünmeye davettir.”

OSMAN AKDOĞAN/İLKSAYFA-

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.