Vahyin aydınlığı ile yol bulmak
İnsanın manevi yönelişinde belirleyici kabul edilen vahiy, modern dünyanın yoğun karmaşası içinde yön arayan bireyler için temel bir yol gösterici olarak öne çıkıyor.
İlahi mesajın sunduğu rehberlik, kalpten davranışlara uzanan etkisiyle hayatın her alanını şekillendiren bir kaynak olarak değerlendiriliyor. İnsanın varoluşundan itibaren süregelen anlam arayışı, çağlar boyunca karanlıkla aydınlık arasında devam eden bir yolculuk olarak görülüyor. Bu yolculukta belirleyici bir rehber kabul edilen ilahî mesaj, bireyin hem kalbini hem aklını yönlendiren bir ışık niteliği taşıyor. Günümüz insanı teknolojik imkânlarla çevrili bir hayat sürse de manevi dünyasında derin bir boşluk hissediyor. Bilginin çoğalmasına rağmen hikmet arayışının zayıfladığı ve sahip olunan imkânların artmasına karşın kanaatin azaldığı bir dönemde ilahî rehberlik, insanın yönünü yeniden bulmasına yardımcı oluyor. Kur’an’da karanlıktan aydınlığa çıkaran bir yol olarak tanımlanan ilahi mesaj, bireyin iç dünyasından toplumsal yapıya kadar geniş bir etki alanı oluşturan temel bir kaynak olarak nitelendiriliyor. Bu rehberliğin kalpte başlayan tesiri, insanın davranışlarına, toplumsal ilişkilerine ve değer sistemine yansıyarak medeniyet inşasında önemli bir rol oynuyor.
VAHYİN AYDINLIĞI İLE YOL BULMAK
İnsan, yaratılışından bu yana karanlıkla aydınlık arasında bir yolculuğun içindedir. Bu yolculuğun en parlak ışığı ise Allah’ın insana uzattığı ilahî rehberlik, yani vahiydir. Vahyin aydınlığı, sadece bir bilgi aktarımı değil, insanın hayatını anlamlandıran, kalbini dirilten, aklına yön veren bir rahmettir. Bugün modern insan, teknolojinin imkânlarıyla çevrili olsa da iç dünyasında büyük bir boşluk yaşıyor. Bilgi arttıkça hikmetin, imkânlar çoğaldıkça kanaatin azaldığı bir çağdayız. Böyle bir zamanda vahyin aydınlığı, kalabalıklar içinde yalnızlaşan insana hakiki yönü gösteriyor. Kuran’ın Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için diye tanımladığı bu rehberlik, aslında hayatın tüm alanlarına dokunan ilahî bir nefes. Vahiy, önce insanın kalbini eğitir. Kalple başlayan bu eğitim, davranışlara, topluma ve sonunda medeniyete yansır. Çünkü kalbi vahyin nuruyla temizlenen bir insan, adaleti hayatının pusulası yapar, merhameti dilinden ve elinden eksik etmez, öfkesini terbiye eder, sabrı bir yük değil bir güç olarak görür. İşte vahyin aydınlığı, bireyin ahlâkını olgunlaştırarak toplumun ruhunu iyileştirir. Bugün yaşadığımız pek çok kırılma, aslında vahyin hayatla bağının zayıflamasından kaynaklanıyor. Vahyin sesini duymayan insan, nefsinin sesini doğru zanneder; geçici olanı kalıcı, dünyevî olanı ilahî sanır. Oysa Kur’an bize sürekli olarak hatırlatır: Hidayet Allah’ın hidayetidir. Bu ifade, insanın karanlıklardan kurtuluşunun kendi çabası kadar, ilahî rehbere kulak vermesine de bağlı olduğunu öğretir. Bugün bir insanın, bir aile¬nin, bir toplumun en büyük ihtiyacı; vahyin aydınlığıyla yeniden dirilmek, yeniden doğrulmak ve yeniden yürümektir. Çünkü yol karanlık olabilir, fakat yönü gösteren ışık hep oradadır.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.