Ahmet Aydınsoy

Ahmet Aydınsoy

Adalet için mülakattan vazgeçin

Adalet için mülakattan vazgeçin

Sınırlı sayıda kadrolara, mesleklere ve kritik noktadaki bazı alanlara personel alımında mülakat yapılması mantıklı ve anlamlı olabilir. Örneğin özel yetenek gerektiren alanlarda, söz konusu yeteneklerin bizzat ölçülerek elemelerin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için mülakat yapmak zorunlu bile olabilir. 
Tabi, kriterleri önceden belirlenmiş, adil ve şeffaf olmak şartıyla. Gerçekten güven duygusunu zedelemeden, sadece ehliyet, liyakat, sadakat ve cesareti önceleyen bir anlayışla seçmek kaydıyla mülakat kabul edilebilir, hatta savunulabilir bir yöntem bile olabilir.
Ancak her yıl en az 20 bin öğretmenin alındığı Millî Eğitim Bakanlığında mülakatın her açıdan sakıncalı bir konu olduğunu defalarca, her platformda anlatmaya çalıştık. 
Ülke gerçeklerini, ihtiyaçlarını düşünmeden, sağlıklı bir planlama yapmadan, öğretmen ihtiyacının kat kat fazlasını yetiştirecek (gerekli-gereksiz) eğitim fakülteleri açtık. Orada öğretmenlik eğitimi alacak öğrenci sayısını alabildiğine şişirdik. Eğitim fakültelerine aldığımız öğrencilerin öğretmenlik mesleğine uygun olup olmadığına bakmadan, bunun için ön eleme kabilinde bir çalışma yapmadan herkesi eğitim fakültelerine doldurduk. Buda yetmedi, eğitim fakülteleri dışında pedagojik formasyon dağıtarak sayıyı daha da arttırdık. ( Aslında ihtiyaç fazlası bölüm açmak, sadece eğitim fakültelerinin sorunu değil, diğer bölümler içinde aynı şey söz konusu.)
Hal böyle olunca üstün zeka ürünü bir çok eleme yöntemleri icat etmeye başladık. Bu kamu Personeli seçiminde de böyle, maalesef okullarda da bir üst eğitim kurumuna geçiş sisteminde de böyle. 
İşin en acı tarafı da nedir biliyor musunuz? Daha önce de defalarca eleştirdiğimiz bir konu; Sadece eleme yapmak için icat ettiğimiz, her defasında değiştirmek zorunda kaldığımız ve çocuklarımızın, yeteneklerini, ilgi ve becerilerini yok ederek geleceğini çaldığımız, garip gereksiz sınav sistemleri. 
Ve bugün sayıları 550 bini bulan ihtiyaç fazlası öğretmen adayı, her yıl buna eklediğimiz 30, 40 bin kişilik  fazlalık, onların önüne koyduğumuz KPSS engeli, yetmedi mülakat engeli. Bunların hepsi kendi beceriksizliğimizi kapatmak için icat ettiğimiz eleme yöntemleri. 
Neden mi? Çünkü sağlıklı planlamalarla üniversitede boş hayallerle geçen yıllar yerine, okulu bitirdiğinde işi hazır bir sistem kurgusu yapmak ülke olarak bizim asıl görevimiz. 
Bu görevi yerine getirmek için işe eğitimin ilk kademesinden başlayarak, her alanda ve her kademede o alanların paydaşlarıyla kafa yorarak, medeniyet köklerimizden aldığımız ilhamla günümüzün değil sadece, gelecek 100 yılımızın ihtiyaçlarını gözeten bir sistem kurgusu oluşturmak zorundayız.
Hiç bir kriter belirlemeden öğretmen ihtiyacının kat kat fazlası öğrenciyi eğitim fakültelerine doldurduk. 4 yıl boyunca onların öğretmen olup olamayacaklarına bakmadan hepsini mezun ettik. Sonra bunların arasından ve önceden mezun durumda bekleyen yüz binlercesinden, (kesinlikle seçme diyemeyeceğim) eleme yöntemi olan KPSS ile 4 yılda eleyemediğimizi 2 saatte elemeye çalıştık. Bu da yetmedi 2, 3 dakikada mülakatta eleyip, kimlerin en iyi öğretmen olabileceğine karar verdik.
Sonuç, hiç tanımadığımız bir insanın geleceğine 3 dakikada karar vereceğimiz harika bir sistemin adına MÜLAKAT dedik.
Ve her yıl alacağımız 20 bin öğretmenin karşısında devletine küstürdüğümüz 40 bin öğretmen adayı ve sırada ümitsizce bekleyen 100 binlercesi...
Mülakat komisyonlarında bu saçma işin vicdan azabından kıvranan çaresiz komisyon üyelerinin sessiz ama haklı isyanını duyar gibiyim: 
-    4 yıl boyunca üniversitede, alanının uzmanı akademisyen hocalarının yetiştirip seçemediği öğretmen adayını, biz 3 dakikada nasıl seçelim?
Özel durumlar hariç, mülakatın hiçbir bahanesi ve gerekçesi olamaz. Emniyet ve istihbaratın yaptığı güvenlik soruşturması verileri eldeyken, bu verilerin gereğini komisyon marifetiyle mülakatlarda çözme anlayışı asla kabul edilemez. Devlet yasa dışı örgütlerle organik bağlantısı olanları, pekâlâ istediği gibi saf dışı edebilir. Güvenlik gerekçesi asla mülakata zemin teşkil etmemelidir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
SON YAZILAR