Osman Doğan

Osman Doğan

Barışın Teminatı Dinimiz, İmamlarımızdır

Barışın Teminatı Dinimiz, İmamlarımızdır

Bu ülke, imam hatiplere   hasretlikler yaşadı. Zulüm sahipleri Şubat soğuğunu yaşatırken  onlar yine duada birleşti.

Bugün yine bir harp alanında olduğumuz unutulmamalı, hedef kardeşliğimiz, hedef devletimiz, hedef milletimiz… Üst akıllara rağmen kurulan tuzaklara rağmen duanın bir hükmü vardır, unutmayın; ‘inanıyorsanız üstünsünüz’

Kur’an’ın evrensel güzelliğini bütün dünyaya yansıtmak için gönüllü süvarilerin bir araya  geleceği  imam  hatipler  son noktayı koydu.

Yıllarca bu milleti yabancı olduğumuz duygularla yöneten siyasete, ezanın kuranın yabancılaştırılmak istendiği zihniyete karşı, imam  hatipler duaya  ve hakka sığınarak hizmetlerini yerine getirmeye çalıştı.

O gün devletin karşı durduğu bu insanlar maddi beklentilere takılmadan yarınların inşası için emek  verdi.

 İmansız bir gençlik hayali düşleyenler, bu ülkenin  her bir bölgesine minareler gibi dimdik duran  imam hatipleri küçümserken, onlar dünyayı inşa etme hedefinde oldu.

 Mazlumun, çaresizin  yanında olan imam hatipler   zift dünyalı kişilerin karşısında dimdik durabildi.

İşte tam bu noktada imam  hatiplerin    ehemmiyetine, imanlı gençliğin yetiştirilmesine ve   ülke selameti için tek çıkış yolun birlik ve dirlik olduğuna inandı. 

İmam hatipler, İmandan, vicdandan, vatan duygularından, bayraktan  bi haber olanların,  meydanlarda, dağlarda bu ülkeye karşı olan düşmanlıklarının tek sebebinin , yetiştirilme usulleri olduğunu haykırdı.

Bu sebeple imam hatiplere güvenen, camilerin  adresini evlatlarına gösteren, bütün annelerden, babalardan Allah binlerce kez razı olsun.

Bu ülke imam hatip adresini evlatlarına gösteren liderleri de gördü, Amerikan kolejlerinde, Galatasaray kolejlerinde yetişen lejyonerleri de.

 Bu sebeple milli manevi duygularımızın farkında olan, imam hatip nesline ihtiyaç duymaktayız.

Yıllar öncesinde aramıştım seni imam hatiplim, sen bir destansın dillerde sözlerini bilirsiniz. Evet imam hatip artık çağlara meydan okurcasına, geleceği tekrar tanzim edecek bir destan olacaktır.

İmam hatip nesli Akiflerin edebini, Necip Fazılların, Sezai Karakoçların imanlı söylemini ve Mehmet Akif İnan’ın mücadelesini devam ettirecektir.

İmam hatip nesli dağlara gel şarkılarına inat, kuran  ve sünnete gel çağrısını yapacak, erdemliler hareketi olmaya devam edecektir.

İmam hatip nesli, dününü asla unutmayan, yarını için kaygılanan, ahireti için de  her zaman birikimde bulunan  bir gençlik olmaya devam edecektir.

Amacımız  gayemiz, yarınları sadece camiye sıkıştıran  gençlik yerine, camileri, kütüphaneleri, okuma evlerini  kısaca yer yüzünü bir insanın ahlaklı gelişimi için kullanan  ve her zaman  sahada hazır  ve nazır olanlarız.

İmanın ve İmam hatibin olmadığı bir mekanda, bir alanda Allah kelamından uzaklaştırmak isteyenlerin işgali söz konusudur. İşte tam bu noktada bütün meslek  dallarında imam hatip gençliğinin olması gerektiğini düşünüyor, bu konuda her zaman gereken desteği vereceğimizi tekrar söylemek istiyorum.

Bir bankacı, bir siyasetçi, bir mimar, bir öğretmen, bir doktor , bir astronot, bir uzay bilimci, bir bilim insanı  olma yolunda uğraş vermeniz gerektiğini düşünüyorum.

İmam hatip  nesli vicdandan  nasiplenmiş, kuran, sünnetten payını almış bir nesildir. Bu neslin sadece bir meslek grubuna sıkıştırılması, diğer mesleklerin  bu insanlardan mahrum kaldığı anlamını taşır. Bu  mahrumiyet de büyük bir vebaldir.

Kıymetli kardeşlerim  bu dava, belli kişilerin, zümrelerin  davası değildir. Bu dava hak davasıdır. Hak davasını güdecek olanların da hakka, hakikate  vakıf olması  gerekmektedir.

Bu sebeple  hakkın gölgesinde, hakikatin ışığında  edepli yarınları inşa etme yolculuğunuzda her zaman emin adımlarla yürümemiz gerektiği kanaatindeyim.

Unutmayın!  sizin olmadığınız bir yerde, sizden olmayanların kurduğu tuzaklarla tanzim edilirsiniz.

Fikrinizin olmadığı bir yerde, art düşüncelerin kurduğu fikirlere, istemeseniz de dahil edilirsiniz.

Siz yarınların sahipleri olmak istiyorsanız, taşın altına  elinizi, yüreğinizi, bedeninizi koymalısınız.

Bu davanın bir hak  davası olduğunu, Allah rızası güdülmeyen bir davanın boşuna uğraş vereceğini ve en kısa sürede tepe taklak olacağını unutmayın.

Bu sebeple attığımız her adımda, söylediğimiz her sözde hakkın, hakikatin birer vakfedileni olduğumuzu aklınızdan asla  çıkarmayın.

Son zamanlarda yapılan saldırılar karşısında erdemli duruşunuzdan asla taviz vermeyin, duaya sığının ve Diyanet-Sen davası uğruna mücadelenizi sürdürmeye devam edin.

Hakkın hakikatin hizmetlileri olarak size düşen, oyunlara gelmeden, tuzaklara düşmeden yürüdüğünüz yolda emin adımlarla yürümektir.

yolculuğunuzda sizi kutlar, bugün olduğu gibi  yarınların elbet bizim olacağını  sizlere tekrar hatırlatmak isterim. Allaha emanet olun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR