Şule Erciyas

Şule Erciyas

Bu dünyadaki yaradılış gayemiz

Bu dünyadaki yaradılış gayemiz

Bizler yaşam olarak dünyanın güzelliklerini seçiyoruz.

Biz yaşadığımız bu dünyada sadece bu dünyanın güzelliklerine kapılıyoruz.

Dünyanın şevk ve hevesine kapılıyoruz.

Bir düşündüğümüz zaman bu dünyanın ne kadar boş olduğunu anlıyoruz.

Sadece Allah (C.C) yolunda olduğunu unutmamalıyız.

Bizler yaşadığımız toplumu sadece bu dünya için değil de ahiret için de çabalamalıyız.

Dünyayı nasıl seviyorsak her şeyin en iyisine layığız diyorsak ahirette de en iyi yere gitmeyi istemez miyiz?

Bu dünyada çalışıp çabalayıp her şeye sahip oluyorsak ahiretimiz için de çalışıp çabalayıp en iyiye ulaşmalıyız.

Yüce Mevla’mız ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım buyurmuştur.

Allah’a boyun eğmek, onun emir ve yasaklarına riayet etmektir.

Bizler Allah yolunda bulunduğumuz takdirde Allah (C.C) her zaman kapalı kapıları açacaktır.

Bizler yılmadan usanmadan ibadetlerimizi tam anlamıyla bilinçli ve şuurla yerine getirmeliyiz.

Bizler hangi yola çıkacaksak çıkalım sadece Allah’ın rızası ile çıkalım.

Allah’a gönülden yönelmek ona götüren yolda ilerlemek onun rızası olacağı işleri tercih etmeliyiz.

İbadet imanı güzel söz ve davranışlara dönüştürmektir.

İnsan iradesi sebebiyle hem iyilik hem de kötülük yapabilme özelliğine sahiptir ve yaptıklarımızdan sorumluyuzdur.

İnsanlar kendi hür iradelerinde olduğu için kendi tercihlerini kendileri yaparlar, ister iman eder, isterse iman etmez Allah bu iradeyi biz insanlara vermiştir.

Dinimiz yaradılış gayesine uygun olarak insanı hep iyiye, hayra yöneltir.

Peygamberimiz (S.A.V) bir gün Muaz bin Cebel’e, ‘‘Allah’ın kulları üzerinde ki kullarının da Allah üzerinde ki hakkı nedir biliyor musun?’’ Diye sordu.

‘‘O da Allah ve Rasulu daha iyi bilir dedi.

Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurdu. ‘‘Allah’ın kulları üzerinde ki hakkı onların Allah’a ibadet edip kulluk yapmaları ve hiçbir şeyi ona ortak koşmamalarıdır. Kulları Allah üzerinde ki hakkı ise kendisine ortak koşmayanlara Allah’ın azap etmemesidir buyurmuştur.”

İbadet hayatın bütününü kuşatan bir kulluk göstergesidir.

Bu itibarla ibadet, kişiye Allah katında değer ve sevap kazandıran her türlü güzel söz ve davranış kapsamaktadır.

Dolayısıyla ibadet için bir sınır yoktur, yeter ki niyet Allah’ın rızasını kazanmak olsun.

Namaz, oruç, zekât, hac gibi görevleri yerine getirmek ibadet olduğu gibi anne, baba, aile fertleri, eş dost, komşu ve akrabalara karşı sorumluluklarımızı yerine getirmekte ibadettir.

Hasta, yaşlı, ihtiyaç sahibi ve engelli kimselere maddi ve manevi yardımda bulunmakta ibadettir.

Çocuklarımızı maddi ve manevi değerlere bağlı olarak yetiştirmek ibadettir.

Enam Suresi 162 Ayetinde ‘‘Ey Muhammed deki! Şüphesiz benim namazım da ölüm de âlemlerin rabbi Allah için’’ buyurmuştur.

Allah’ın verdiği nimetlere bolca şükretmeliyiz. Yaptığımız ve yapacağımız işlerde sadece Allah’ın rızasını anıp sadece Allah (C.C) yolunda yapmalıyız.

Bizler bu dünyaya ne için geldiğimizi unutmamalıyız. Allah katında insan eşsiz bir yere ve değere sahiptir.

Zira Allah insanı en güzel şekilde yaratmış ve sayısız nimetler ihsan etmiş yeryüzündeki her şeyi onun emrine vermiş ve onu yeryüzünün halifesi olarak şereflendirmiştir.

Rabbimiz böylesine değer verdiği insanın gayesiz yaratılmadığını ve başıboş bırakılmadığını şu ayetle bildirmiştir.

“Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız’’ Mümin Suresi 115 ayeti Kerimesinde buyurmuştur.

Allah’a gönülden bağlanalım şuurumuzu kaybetmeden hem bu dünyaya hem de ahirete çalışalım.

Allah’ım seni anmak, zikretmek, nimetine şükretmek sana en güzel şekilde ibadet etmek için bizlere yardım eyle Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR