Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Canavarlaşan Bir Cemaatin Beyin Tomografisi – 4

Canavarlaşan Bir Cemaatin Beyin Tomografisi – 4


Hz. Ebubekir'in söylediği iddiasıyla ortaya atılan “Allah'ım bedenimi cehennemde öyle büyüt ki başkalarına yer kalmasın” sözünün nasıl uydurma bir söz olduğunu, Kur'an ile çeliştiğini bir önceki yazımızda ortaya koymuştuk.

İşte Bediüzzaman, bilmeden de olsa, bu uydurma sözden hareket ederek 2016 senesinde 250 insanın kanını dökecek hareketin liderine ilham verecek şu sözleri söylüyor:

Bana, "Sen şuna buna niçin sataştın?" diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!

"Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zannediyorlar? Ben, cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de.

Tarihçe-i Hayat

Burada dikkatimizi vermemiz gereken yer “dünyamı da feda ettim, âhiretimi de” ifadesi.

Bir alim nasıl olur da “âhireti feda etmekten” bahsedebilir?

Bir müslümanın Allah'ın rızasına uyarak salih amel işlemesinin amacı ahireti kazanmak değil midir?

Yahut şöyle soralım: Bir müslüman dünyadaki müslümanca fiillerinin sonucu neden ahiretini kaybetsin?

Bakın nasıl devam ediyor Said Nursi:

Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yalnız yirmi beş milyon Türk cemiyetinin değil, yüzlerce milyon bütün İslâm cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ân'ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur."

Tarihçe-i Hayat

Bu satırlarda bir gariplik var! Müslümanlar başkalarının imanından mesul değil. Bırakın sıradan müslümanları, Allah'ın elçisi bile insanları imana getirmek gibi bir mesuliyet taşımıyor. Bu Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette açıkça belirtiliyor:

Allah dileseydi ortak koşmazlardı. Biz seni onların başına bir bekçi yapmadık. Sen onlara vekil (onlardan sorumlu) da değilsin.

﴾Enam 107﴿ 

(Ey Muhammed!) Biz sana Kitab'ı (Kur'an'ı) insanlar için, hak olarak indirdik. Kim doğru yola girerse, kendisi için girmiş olur. Kim de saparsa, ancak kendi aleyhine sapar. Sen onlara vekil değilsin.

﴾Zümer 41﴿

De ki: "Ey insanlar, size Rabbinizden gerçek (Kur'an) gelmiştir. Artık kim doğru yola girerse ancak kendisi için girer. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Ben sizden sorumlu değilim."

﴾Yunus 108﴿

Peki Said Nursi'ye ne oluyor da kendine peygambere bile verilmemiş bir vazife çıkartıyor?

Bu konuyu incelemeye devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR