Furkan Göktürk Yılmaz

Furkan Göktürk Yılmaz

Çankırı İzlenimleri

Çankırı İzlenimleri

Geçtiğimiz cuma günü 2. Uluslararası Tuz Festivali için iki muhabir arkadaş Çankırı’ya hareket ettik. İlin en büyük KYK yurdunda iki gece konakladık.

Çankırı, Anadolu’nun ortasındaki tipik bozkır kentlerinden birisi değil. İçinde adını hiç duymadığım fakat zaman geçirince çok beğendiğim birden fazla müze mevcut.

Birisini ön plana çıkarıp anlatayım diyorum ama diğerlerine haksızlık olacak. Önce Çankırı’ya varışımızı anlatayım.

15:30’da başlayacak festival öncesi öğlen 14 gibi şehre giriş yaptık. Hemen ekipmanlarımız ile sahaya indik. Büyük bir kortej yürüyüşü yapıldı. Yürüyüş esnasında Çankırı Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen’den ayak üstü kısa bir röportaj aldık.

Haberimiz ulusal ajanslardan önce internete girilebilsin diye iki kafadar kalabalıktan ayrıldık. Telefondan hızlıca deşifremizi yapıp metnimizi editör arkadaşlara gönderdik.

Festivalle ilgili ilk haber öğleden sonra 16 suları gazeteilksayfa.com’da yayınlandı. Ulusal basının AA aracılığıyla haberleri servis etmesi akşam 22’yi buldu.

Buraya kadar güzel, ilk etapta üstümüze düşeni yapmıştık. Hem belediye başkanı konuşmuştu hem de en hızlı biz olmuştuk. Rahatladık ve ertesi güne kadar rutin haber yollamamaya karar verdik.

Şehri gezecektik.

Türkiye’nin dört bir yanından gelen TAFED’e bağlı aşçılar, belediyenin ön ayak olmasıyla Çankırı’nın önemli yerlerine gidiyormuş. Hızlıca kafileye dahil olduk. İlk etap Çankırı Müzesi oldu.

3000 metrekarelik kapalı alanıyla arkeoloji, etnografya ve paleontoloji dallarına ait eserlerin ayrı ayrı salonlarda sergilendiği Çankırı Müzesi, ardından gelecek güzelliklerin habercisiydi.

Burada gazete için yaptığımız çekimlerin haricinde kendi arşivimiz için de pek çok fotoğraf aldık.

Çankırı Müzesi sonrası ‘eski’ Çankırı evlerine doğru yürüdük. Orada da Tarihi Çamaşırhane Müzesi varmış. Bu bölge bana Hamamönü’nü anımsattı. Çankırı’daki restorasyonu Ankara’ya göre daha doğal buldum.

Çamaşırhane Müzesi’nde görevli hanımefendi bizimle beraber şehri gezen aşçı grubuna güzel bir sunum yaptı. Biz tabii fotoğraf ve video çekmekten sunumu pek dinleyemedik. Sonrasında tarihini araştırdım. Müzeye ev sahipliği yapan çamaşırhane II. Abdülhamit Han tarafından 1885 yılında yaptırılmış.

1980-2004 yılları arasında tamamen kaderine terk edilmiş ve büyük zarar görmüş. Belediye 2006 yılında uyanmış ve aslına uygun restore çalışmalarına başlanmış. 2016 yılında müzeye dönüştürülmesine karar verilmiş.

Tarihi çamaşırhaneyi Radyo ve İletişim Müzesi izledi. Çankırı’da böyle bir yerin olabileceğini düşünen kaç kişi vardır ki? Buram buram tarih kokuyordu. Eski televizyonlar, antika radyolar, 1900’lü yılların başından kalma gazeteler...

Bu nostaljiye ek olarak son teknoloji ekipmanlar da vatandaşın hizmetinde. Müze çalışanları aracılığıyla ekipmanları kullanabiliyorsunuz. Etkileşimli uygulamalar ile içeride farklı bir deneyim yaşıyorsunuz. Pek beğendim.

İletişim müzesinin ardından servislere doluştuk. Başladık Çankırı Kalesi’ne tırmanmaya. Şehirde hayal kırıklığı yaşadığım tek yer burası oldu. Ortada kale diye bir şey kalmamış. Eskiden kalenin yer aldığı alana koca bir park yapmışlar. Ulu ağaçların altında yürüyüş yapıyorsunuz, seyir terasında yerleşkeyi yukarıdan izliyorsunuz vesaire...

Şehir turunu özetledikten sonra festival gözlemlerimize dönelim...

Çankırı dinamik yapısıyla bizi şaşırttı. İnsanlar beklediğimizden daha dışa dönüktü.

Esnafından yaşlısına, festivalde çalışan görevlisinden kolluk kuvvetine kadar herkes çok misafirperverdi. Somurtan çok az insan gördüm. Tabii nüfus bakımından küçük kentlerde insanlar koca bir yıl bu günleri bekliyor. En güzel elbiseler giyilmişti. Dostunu, arkadaşını alan gezmeye çıkmıştı.

Kapanışı gece yarılarını bulan konserler büyük bir heyecanla izlendi. Ailece gelenlerin sayısı beklediğimin çok üstündeydi. Küçük istisnalar dışında kimse, konser tamamlanmadan alanı terk etmedi.

Festival kapsamında herhangi bir olumsuzluk ile karşılaştığımı hatırlamıyorum. Kamu ayağı dersine iyi çalışmış. Epey kalabalık bir ekip üç gün boyunca canla başla çalıştı. Karşılığını da aldılar bence.

Uluslararası Tuz Festivali’nin seneye üçüncüsü düzenlenecek. Şartlar uygun olursa yine gideceğim. Çankırı’ya gidilirmiş, peşin hükümlü olmamak lazımmış.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
SON YAZILAR