Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Çocuklar

Çocuklar

Çocuk için bir tehlike varsa anne baba hiç tereddüt etmeden hayatını ortaya koyar. Çocuğunu doyurmadan, giydirmeden, onu mutlu görmeden kendini hiç düşünmez. Çocuğunun ihtiyaçları bitti ise kendini o zaman düşünür. Dünyayı verseler sımsıkı sarılan, yürekten annem diyen, babam diyen yavrusunu tercih eder.

Çocuk annenin, babanın doğuşla başlayan ölünceye kadar en değerlisi, sevdiği, onu gece gündüz demeden, bıkmadan özleyen, insan arasına katmak için var gücüyle çalıştığı en değerlisidir. Çocuklar hangi yaşta olsa anne, baba için büyümezler. Anne baba için hep yavrusudur. Acılarını kabul etmez, olursa da kaldıramaz, kendi çekse çocuğunun çekmesini hiç istemez. Ömrünü ona adar. Harcamaz, yemez içmez bu yavruların der. Kendisi sıkıntı çekse takdiri ilahi der. Çocuğun sıkıntısını bir yere koyamaz. Dengeler o zaman bozulur. Onun için her duanın arkasından “Allah evlat acısını hiç kimseye göstermesin.” diye yalvarır.

Çocuk anne baba için yıllarca hayallerinde yaşattıkları bir modeldir. O en başarılı, en önde yürüsün, hayırlı evlat olsun, kendisiyle, eseriyle gurur duymak ister.

Çok sevdiği içinde ona zarar vereceğine inandığı her şeye karşı kol kanat olur. İki yaşında telefonu önüne koyarken bilgisayarı açarken, çizgi filmini açarken hep endişeleri vardır. Sanal dünyada yeni bir insan inşa etmeye çalışıldığını fark ettiğinde tedbirler çareler arar. Sanal dünyaya karıştırılan çocukların hikayeleri onu rahatsız eder. Onun içinde savunma sanayi gibi sanal dünyaya da ürünler yapılmasını ister. Bilir ki savunma sanayindeki ürünleri bu çocuklarımız kullanacak. Onun için anne ve babalar çareler arar.

Hemen kreşe verme yerine, araştırır evladım benden bana ait olanlardan kopup benim değerlerimle alay eden bir çocuk değil, bir tarafından omuz veren anne bende seninle senin inandıklarınla beraberim demesi için kursları okulları titizlikle seçer.

Çocuğumuzun hayırlı amel defteri, bizim garantimizdir. Geleceğimizdir. Onun üzerinden hayal ettiğimiz geleceğimizi inşa ederiz.

Biz çocuğumuzun 18 yaşına geldiğinde haydi işimiz bitti yolun açık olsun demeyiz. Bizim bağımız, sevdamız doğumda başlar ölümle biter. Onun için çocuğumuzun her yaşı, her hali bizimledir. Başarırsa belli etmeden çocuklar gibi seviniriz. Ayağına bir taş değse, onun parmağı anne babanın bütün vücudunu sızlatır. Çocuğu hapşırsa anne babanın ağrıları başlar. Görevleri olmadığı halde o taşın oradan alınmadığını kendilerine dert eder. Çocuk Allah’ın bir lütfudur.

Bizim inancımız diri diri kız çocuklarını toprağa gömen anlayışı çöpe atmıştır. Cenneti annelerin ayağının altına sermiştir.

Bizim insanımız, askerimiz, STK'lar çocukları insanları yaşatmak için olağanüstü gayret göstermektedirler.

Onlar anne, babalarıyla çocukları botlara doldurmuş denizlerde boğulurken biz onları denizlerden çıkarır aş ekmek verir tedavi ederiz. Onlar çocukları anne babalarından ayırıp çocuk kamplarında ölüme terk ederken. Biz onlara okul yapar onları eğitiriz. Karnını doyururuz. Siz çocuğun alıp bir liman arayan çaresiz babaya çelme takarsınız. Biz insan olduğundan bağrımıza basarız. Siz yuvalarını şehirlerini başlarına yıktınız. Kimini öksüz kimini yetim bıraktınız. Biz onlara çadır kentler kurduk. Okullar, hastaneler, aş evleri vs. insanca barınacağı yerle kurduk. Ülkemize aldık, ekmeğimizi paylaştık.

Osmanlının bıraktığı topraklarda insanlar sömürülüyor. İki yüz yıldır zulüm devam ediyor.

Dünya yeniden yapılanırken. Osmanlının torunları, mazlumlar, çaresizler uyanıyor. Tek bloklu dünyadan köle gibi baktığınız Türk-İslam dünyası ayağa kalkmaya başlıyor. Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın, gelecek neslimizi kurtarmak için uyan, ayağa kalk, mazlumlar yolunu bekliyor.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR