Alperen Aydın

Alperen Aydın

Corona’ya Karşı Manevi Tedbirler

Corona’ya Karşı Manevi Tedbirler

Şuurlanma ve İdrak Kısmı: Bismillah. Her hayrın başıyla başlayalım. Sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Zelzeleler; türlü musibetler ve neredeyse tüm Dünya’yı kuşatmış corona virüsü… Maddi tedbirleri uzmanlar veriyorlar, biz yazımızda birtakım manevi tedbirler üzerinde duracağız. Öncelikle bütün bu üst üste olanlar insanlığı başını avucuna alıp düşünmeye sevk ediyor. İnsanlık bütünüyle uzun zamandır hiç böyle aciz kalmamıştı. Teknolojisine, askeriyesine güvenen hani o koca koca gördüğümüz devletler Rabbulalemin’in yarattığı küçücük bir virüs karşısında aciz düştüler.

Birçoğunun sağlık sistemi çöktü, birçoğunun da yetersiz kaldı. Allahu Ekber! diyoruz. Hakikatte Allah, insanların kendi kıyasları ile anlamalarından daha büyüktür. 

Burada bizlere bir uyarı var. Zulüm mazlumları kırıp geçmiş, gayretullaha dokunmuştur. Hatırlayın, Nemrut bir sinekle helak olmuştu. Bazı kavimler hem suçlular hem içinde suç işlemeyip suça rıza gösterenlerle beraber silinip gitmişti. Yine gelen mesaj evrensel! Rabbulalemin bizleri uyarıyor. Suçu ona buna atmanın hiç zamanı değil, öncelikle kendimizi sorgulamalıyız. Nelere göz yumduk da camiilerin kapısı bize kapandı? Ne günahlar işledik de Cuma namazından mahrum kaldık? Neler yapıldı da Kâbe’yi Ümmet-i Muhammed değil kuşlar tavaf ediyor? Acilen kendimize gelip, kusurlarımızı görmek lazımdır. Nefsimize zulmediyorsak biz de zalimiz, hak yiyorsak biz de hainiz.

Tövbe kapısını ısrarla çalıp, Rahmet-i İlahiye kavuşmak için çabalamalıyız. O kadar nankörüz ki sevdiklerimizi görebilmenin, hürriyetin, tokalaşmanın bile ne büyük nimet olduğunu daha yeni kavrıyoruz. Bunca bela ve musibetler mi gelecekti de bunları kavrayacaktık. Belki hâlâ tam manasıyla kavrayabilmiş değiliz...

“Bir milletin içinde zinâ, fuhuş ortaya çıkıp nihayet o millet bu suçu alenî olarak işlediğinde, mutlakâ içlerinde vebâ hastalığı ve onlardan önce yaşamış milletlerde görülmemiş başka hastalıklar yayılır.” (İbn-i Mâce, Beyhakî )
Tedbir Kısmı: Resulullah –sallallahu aleyhi ve sellem- efendimizin sözleri ve Allah dostlarının uyarıları ışığında bu musibetlere karşı almamız gereken tedbirleri sıralayarak ilerleyeceğiz. Göreceğiz ki ve görecekler ki kurtuluş tek hak din olan İslâm’da!

1- “Temizlik imanın yarısıdır.’’ (Müslim) Dinimiz her zaman temizliği ön planda tutmuştur. Zira bir Müslüman günde birkaç defa abdest alarak, temiz elbiseler giyerek ve dininin emri doğrultusunda temiz gıdalar tüketerek yaşar. Virüsün kaynağının yarasa olduğu söyleniyor. Kedi, köpek, yarasa daha bilmem ne kadar hayvanı yiyen Müslüman olmayan Çinliler, temiz olmayan bu necis etli hayvanları yiyerek bu tür bir musibetin zuhuruna kaynak oldular. İlahi emri duyurabildiğimiz kadar duyuralım! "Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz ve helâl olanlarından yiyin! Eğer yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin!" (Bakara / 172 meali) Evet, temiz gıdalar tüketmeli, vücudumuzu özellikle ağzımızı, burnumuzu ve ellerimizi temiz tutmalıyız.

2- “Tâun hastalığı, Allah Teâlâ’nın dilediği kimseleri kendisiyle cezalandırdığı bir çeşit azaptı. Allah onu mü’minler için rahmet kıldı. Bu sebeple tâuna yakalanmış bir kul, başına gelene sabrederek ve ecrini Allah’tan bekleyerek bulunduğu yerde ikâmete devam eder ve başına ancak Allah ne takdir etmişse onun geleceğini bilirse, kendisine şehit sevabı verilir.” (Buhârî, Tıb 31; Müslim, Selâm 92-95) 

Hz. Ömer (r.a.) bir yolculuktayken, gitmek üzere oldukları Şam’da salgın hastalık zuhur ettiğini haber alınca gerekli istişareler neticesinde Şam’a gitmekten vazgeçmiştir. Aslında Cenâb-ı Hakk’ın ve Hazret-i Peygamber’in emrine daha muvâfık olan bu ihtiyat ve tedbir karşısında sahabeden Ebu Ubeyde bin Cerrah (r.a.), Hz. Ömer’e (r.a.): “–Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?” diye sormuş, Hz. Ömer (r.a.) ise: “–Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebû Ubeyde! Evet, Allâh’ın kaderinden, yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz. (Buhari) 
 “Bir yerde veba çıktığını duyarsanız oraya girmeyiniz, bulunduğunuz yerde veba çıkmışsa oradan ayrılmayınız.” (Buhari) 

Corona gibi bulaşıcı bir hastalık olan veba için İslâm, yüzyıllar önce karantina tedbirini getirmiştir. Lütfen yapılan uyarılara uyalım, gerek taşıyıcı olarak gerek de hasta olarak sevdiklerimize ve milletimize zarar verme hakkının bedelini ödeyemeyiz. Zaruri durumlar haricinde evimizden çıkmayalım. 

3-"Şâfi-i Kerim Allah Teâla Hazretleri, her ne hastalık indirmişse onun devasını da indirmiştir." [Buhârî, Ebu Dâvud, Tirmizî, İbnu Mâce,]  ‘’Ey insanlar tedavi olun! Allah nerde (veya ne zaman) hastalık yaratmışsa tedavi de yaratmıştır öyleyse tedavi arayın.’’ (Buhârî) 

Bilim insanlarımız var gücüyle bu virüsün tedavisi için çabalamaya aynı ciddiyetle devam etmeliler.
Zikir Kısmı: “Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin bi adedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim teslimen kesîra.”

Anlamı: ‘’Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e ve O’nun âline, bütün dertler ve devâlar sayısınca bol bol salât, selam et ve bereket ihsan eyle.’’ (Bu salât özellikle bulaşıcı hastalıklardan korunmada tecrübe edilmiştir. Rahmetli Mevlânâ Hâlid hazretleri (k.s) namazlardan sonra üç kez okunmasını tavsiye etmiştir. “Denenmiş tiryaktır” demiştir.)
‘’Lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn’’ Yunus Peygamberin duasıdır. Bu dua sık sık yapılmalı ki Rahmet tecelli etsin…  Meali; “Senden başka ilâh yoktur. Sen her türlü noksanlıktan, eşi-ortağı olmaktan uzaksın. Şüphesiz ben kendine yazık edenlerden oldum” (Enbiyâ 21/87)

Son olarak Ulemanın genel görüşüyle çok korkmaya, panik olmaya gerek yoktur. Tedbirimizi elimizden geldiğince alacağız. Uzmanları dinleyeceğiz. Ölümümüzün zamanı belli, sadece biz bilemiyoruz. Allah istediğini vesile kılarak canımızı almaya muktedirdir. Mikrop öldürmez, Allah öldürür. Azrail’den, virüsten, cehennemden korkmayın, Allah’tan korkun. Zira her şey O’nun elindedir. Bizlere düşen tövbe etmek, asi olmamak, sabır göstermek, sakin kalıp dua etmektir.

“Allahım! Delilikten, cüzzamdan, barastan ve kötü hastalıklardan sana sığınırım” (Müsned) Sağlıkla, temiz ve duayla kalın. Önce tedbir sonra tevekkül. Her şey elinde olan Rabbimize emanetsiniz :)
*Şehadetinin yıldönümünde Şehit liderim, başkanım Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle anıyor, katillerine hesap sormanın Devletimizin namus borcu olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum. Adaletle hükmedilmedikçe musibetlerin ardı kesilmeyecektir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
SON YAZILAR