Osman Doğan

Osman Doğan

DİYANET PERSONELİNE TEŞEKKÜR

DİYANET PERSONELİNE TEŞEKKÜR

 

İslam İçi Boşaltılmış bir algıya mı dönüştürülmek isteniyor. Bugün kendimize sormamız gereken başlıca husus bu.

 Dünya’nın hükmüne bakıldığında ekonomik manada ilerlemeyi kaide edinmiş olan şer odaklarının İslam Ülkelerine saldırısı görülen bir durum. Bu durumun tuzakları, ihanetleri aynı şekilde savaş taktikleri olarak adlandırıla bilir. Fakat sadece kelimeler arasına sıkıştırılmış bir din haline getirilmek istenen İslam neden yetim, sahipsiz bırakılmak isteniyor. Neden Kur’an âşıkları her alanda dışlanırken, misyoner zihinler dünyalık hevesatları adına büyük görsellere sahip olabiliyor.

Ben İslami anlayış şeklinin artık devlet eliyle kontrol edilmesinden bahsetmek istiyorum. Suiistimale açık kapıların kapatılmasını, dini vecibeleri kişisel yorumlamalardan uzak tutulması hususunu destekleyenlerdenim.

 Bugün ülkenin dinamikleri olarak gösterilen dini temsil noktalarında farklı yaklaşımlarla ülke insanının inanç boyutunu farklı meşrepler arasında budamaya çalışan kişi ve zihinlerin dini değerlerimizi çaldığını, İslam’ı içi boşaltılmış bir algıya dönüştürdüğünü ne yazık ki görüyor izliyorum.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen kaidelerin Kuran ve Sünnet ışığında oluşturulma çabasının daha da olgunlaştırılmasını, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan hutbelerin daha evrensel mesajlarla sadece birkaç dakikayla sınırlandırılmadan ciddi bir mesaj sorumluluğu içinde hazırlanılması gerektiğini, İmam hatiplerin hazırlanan hutbeleri kendi ilmiyle daha da güçlendirmesi hususunda ehliyet verilmesini destekliyorum. Aksi durum farklı zihin dünyalarına sahip olan kişilerin açtıkları mescitlerde kendi hutbelerini okutmaları dahi zenginlik mi, farklılık mı cevaplamaktan çekiniyorum. Bana göre ya Hutbe konusunu İmam Hatibe emanet etmeliyiz,  ya da kurulan kaideye bu ülke çatısı altında olan herkesin uymasını beklemeliyiz.

Geçtiğimiz hafta iki kişinin sohbetine şahit oldum, biri imam efendinin Cuma günü hutbede dile getirdiği konuyu örnekleyerek derdini anlatmaya çalışıyor, yanındaki adam, sen bence cumaya gitmedin, cumada öyle bir husus hiç geçmedi deniliyor. Bu kişiler aralarında Cumaya gitti gitmedi sohbetiyle sıkıntıya düşüyor, üçüncü şahitler aranıyor. Bu aramanın sonunda her ikisinin de cumaya gittiğini fakat birisinin Diyanet İşleri Başkanlığı Camilerine, Diğerinin de bir cemaate mensup olan bir mescitte namaz kıldığı anlaşılıyor. Ve O an gerçek ortaya çıkıyor. Burada Diyanet İşleri Başkanlığını Personelinin verdiği hizmeti biraz daha açmakta fayda görüyorum. Kocaeli’nde yaşlı bir ablanın oturduğu masasının karşısında oturdum, Önünde hem Kuran hem İncil… Bana bakıp gülümsedi ve bir çay ikram etmek istedi, bu ikramın ben tarafından yapılacağını söyledim. Ablamız emekli Almanca Öğretmeni, yani hem Türk vatandaşı, hem de Almanya’da Almanca dersleri veren biri. Bana şunları söyledi Almanya’da Diyanet İşleri Başkanlığı haricinde bir suru mescit var, bu mescitlerin güvenilirliği tartışılır. Bazılarının terör örgütlerine hizmet ettiği dahi söylenir. Alman vatandaşları dahi Diyanet İşleri Başkanlığı camilerinin daha güvenilir olduğunu söyler. Bu konuda son zamanlarda Diyanet’in çalışmaları bizlere kendisini hissettirmekte, Biz Almanya’da yaşayan Türkler olarak Almanlara işte o camiler benim ülkemim camileri demekten gurur duyuyoruz. Burada Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez’e, Perde arkasındaki bütün Diyanet çalışanlarına, İmam Hatiplere, Müezzinlere ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Onlara minnettar olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Ülkem Adına Dua ile…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR