Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Eğitim Reformu - 2

Eğitim Reformu - 2

Önceki yazımızda, gençleri doğru dürüst eğitemediği artık şüphe götürmeyen eğitim sistemimizin miadının çoktan dolduğuna dikkat çekmiş, radikal bir eğitim reformuna ihtiyacımız olduğunu söylemiştik.
En başta okulları “makbul vatandaş” üreten bir fabrika gibi görmekten, devlete memur yetiştirmek üzere tasarlanmış bir eğitim sisteminden vazgeçmek zorundayız.

Sporcu, müzisyen ya da teknik personel olmak isteyen gençlere, devletin kanatları altına girmeden sürdürebilecekleri, geliştirdikleri kabiliyetleri ile var olabilecekleri, gerçek anlamda “sivil” bir hayat vaat edebilmeliyiz. Doktor, mühendis, sosyal bilimci yahut girişimci olmak isteyen gençlerin önüne sünepe memurluk kariyerinin çok ötesinde, parlak küresel hedefler koymalıyız.
Kafası çok da çalışmasa da, “devletin sadık ideolojik endoktrinasyon ajanı” vazifesini görerek parasını hak eden “öğretmenlerin” yerine, ilmiyle saygı gören ve olabildiğince özerk “muallimleri” getirmeliyiz.
Belirlenen müfredatı harfiyen izlemeyen öğretmenlerin cezalandırıldığı bir sistem yerine, müfredatı bizzat muallimlerin talebelerinin ihtiyacına göre özgürce belirleyebildiği bir sistem kurgulamalıyız.

Temel okuma yazma ve aritmetik becerilerini kazandıktan sonra herkesin okuması şart değil. Okulları, çocuklarını sağda solda sürtmesinler diye yahut biraz kafa dinlemek amacıyla gönderdikleri yer olarak gören veliler için alternatif gençlik merkezleri yaparak mektepleri de, muallimleri de, talebeleri de gereksiz bir yükten kurtarmalıyız.
Tevhidi- tedrisat kanunu kesinlikle zamanın ruhuna uygun değildir. Eğitimi özgürleştirmeliyiz.
Mekteplerin idarelerini velilerden seçilen mütevelli heyetlerine devretmeliyiz. Bu heyetler her sene mektebin hocalarıyla yeniden sözleşme yapmalı, hocaların ayrı ayrı maaşlarını belirlemeli. Başarısız eğiticilerin doğal akış içerisinde etkili ve hızlı bir şekilde elenebildiği, başarılıların hem manen hem maddeten taltif edilebildiği, kıymet gördüğü bir sistem geliştirmeliyiz.

Eğitim fakültelerinde, ilk ve orta eğitimde gerçek bir sınıfta, gerçek talebelere ders vermemiş üniversite hocalarının, muallimleri eğitemeyeceği gerçeği ile yüzleşmeliyiz. Eğitim sistemi içinde gösterdiği üstün başarılarla ödüllendirilen parlak muallimlerin, genç muallim adaylarını tıpkı doktorlar gibi usta-çırak ilişkisi içinde yetiştirdikleri bir yapı kurgulamalıyız.

Muallimlerin, mesleklerinin etik kurallarını belirledikleri, akademik araştırma için fon sağladıkları, kendi muteber meslek birlikleri kurmalarını sağlamalıyız. 
Mektepleri, insanların askeri bir düzen içinde çalan zillerle şuursuzca sınıflara girip çıktığı binalar olmaktan kurtarıp, bilgi talep eden herkesin belli kurallar çerçevesinde ziyaret edebileceği ilim merkezleri şeklinde yeniden tasarlamalıyız. 

Bilgiyi “cahil” halkın üzerine –gerekirse zorla- dökmek üzere devlet tarafından kurgulanan eğitim sistemi anlayışını terk edip, bilgiyi gerçekten talep edenlerin, kendi taleplerini karşılamak üzere kurdukları sivil organik mekanizmalar anlayışına dönmeliyiz.

Muallimlerin kendi sınıf ve odalarına sahip oldukları, sabahtan akşama kadar mesai yaptıkları, ders vermedikleri zamanlarda okumalara meşgul oldukları, kendilerini geliştirmek üzere seminerlere, sergilere, sinemalara, tiyatrolara gittikleri, üç aylık yaz tatili gibi garabetlerin olmadığı bir eğitimci meslek hayatı kurgulamalıyız.
Kaliteli muallimlerin derslerini mümkün olduğunca internet ortamından erişilebilir hale getirmeliyiz.
Üzerimize ölü toprağı serpilmiş gibi. 

Silkelenip kendimize gelemiyoruz.
Olumsuzlukları tespit etsek bile ıslah adına, onarım adına atmamız gereken adımları atamıyoruz.
Ancak eğitimi reforme etme noktasındaki ataletimizin faturası çok ağır olacak.
Başka alanlar da mühim mutlaka ama Cem Yılmaz’ın dediği gibi:
“Eğitim şart!”
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR