Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Harp zamanı cephede yaşamaktan başka teselli yoktur

Harp zamanı cephede yaşamaktan başka teselli yoktur

Gazze'nin içinde Gazze muharebelerinin en şiddetli günlerini geçiren bir arkadaşın şu mektubunu alıyorum:
"Bilsen Gazze'de ne kadar rahatım. Harp zamanı cephede yaşamaktan başka teselli olmadığına artık inanıyorum."
Falih Rıfkı Atay – Zeytindağı (Sayfa: 178)
Yukarıdaki satırlar bundan tam yüz sene evvel Gazze cephemizde yazılmış. Bugün Siyonist bombaları altında inim inleyen Gazze’mizi müdafaa için o günlerde İngilizlerle çarpışan bir subayımız tarafından...
O mümin askerin sözleri yankılanıp duruyor kafamda: “harp zamanı cephede yaşamaktan başka teselli yoktur.”
Ağzımızın tadı yok. Biz iftarda sahurda mükellef sofralara kurulurken, her an bir bomba ile berhava olması beklenen karanlık bodrumlarda hayatta kalmaya çalışan aç çocuk ve kadınların hayalleri, evlerimizi ve zihinlerimizi istila ediyor.
Çocuklarımızı kucağımıza alıp başlarını okşayacak olsak, sanki kara gözlü, masum ve fakir yavruların kanlı cesetleri karanlıklardan uzanıp ellerimizi tutuyor.
Hiçbir şey yapamamanın dağladığı yüreklerimize yeni çizikler atarcasına F-16’lar, her an dillerinde kelime-i şehadet, evlerinde çaresizce katledilmeyi bekleyen insanlara katliam taşıyor.
Kavurucu yaz sıcağından şikayetlenmeye kalksak,  bombalar babalarının bedenlerini canlı canlı yakıp yok ederken dehşetle haykıran çocuklarının tarifsiz acıları karşımızda tecessüm edip lafı boğazımıza tıkıyor.
Ramazan ekranlarının sözüm ona dini nağmelerini önce ölüm yüklü bomba ıslıkları, sonra yavrularının cesetleri içinde haykıran annelerin çığlıkları bastırıyor.
Ve kanlı yaşlar içinde geçirdiğimiz bir Ramazan günü daha nutkumuz tutulmuş, ölü gibi sessiziz. Ama kim demişse doğru demiş: “böyle zamanda susmak orucu bozar!” Doğru söze kulak vermek lazım...
Bir tarafta günahsız çocukları oynadıkları kumsalda katletmekte tereddüt göstermeyen aşağılık Siyonist kafası, diğer tarafta cinayetin seyircisi ve ortağı “muasır medeniyetler”... Hangisi insanı daha büyük dehşete sevk eder?
 Merhum Mehmet Akif ne mübarek insanmış da şunları söylemiş:
Ağlarım ağlatamam; hissederim, söyleyemem,
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzarım!
Oku şâyet sana bir hisli yürek lâzımsa
Oku, zîrâ onu yazdım iki söz yazdımsa.
Bizim ne ağlamaya, haykırmaya, ne hissetmeye söylemeye istidadımız kalmamış. Bütün istinad noktalarımızı kaybetmişiz. Sanki sonsuz bir düşüşteyiz… Görüyoruz, işitiyoruz ama tepki veremiyoruz.
Rabbimiz başkasına değil açıkça bize sesleniyor:
Size ne oluyor da: “Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, katından bize bir sahip çıkan gönder, katından bize bir yardımcı lutfet” diyen zavallı çocuklar, erkekler ve kadınlar uğrunda ve Allah yolunda savaşmıyorsunuz? (Nisâ, 75)
Allahım! Bilmiyoruz bize ne oluyor…  Yanlışız, zayıfız, günahkârlarız, aciziz ama yine senden başka sığınacak kapımız yok… Bize yardım et…
Kalpleri halde hale çeviren sensin. Kalbimizi doğru istikamete çevir. İşitmeyen kulaklarımızı, görmeyen gözlerimizi aç. Üzerimize serpilen ölü toprağını atmamız için bize yardım et. Senin şu çağrını işitip harekete geçebilmemiz için bize yardım et:
Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mü'min topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.  Yoksa; Allah içinizden, Allah'tan, Resûlünden ve mü'minlerden başkasını kendilerine sırdaş edinmeksizin cihad edenleri ayırt etmeden bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (Tevbe 14-16)
Bize öğrettiğin duayla açıyoruz ellerimizi:
“Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara 286)
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR