Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Hayat Bir Rüya mı? -2-

Hayat Bir Rüya mı? -2-

 

Fakat mesele şu ki, böyle bir varlık algısını, batıni-ezoterik yorumlar yapmadan ortodoks İslam inancıyla “uzlaştırmak” mümkün görünmüyor. Yukarıda bahsettiğim “hadis”, sanki böyle bir çabanın neticesi “üretilmiş” gibi.

New age inançlarda da,  uzak doğu dinlerinde de izlerini yakaladığımız bu “neo-platonik” yorum bizi çok tehlikeli bir mecraya sürüklüyor: İnsanlar rüyalarında yaptıklarından mes’ul değillerdir. Rüyanızda adam öldürseniz sizi kimse cezalandırmaz. Bu yorumu benimseyince cennet, cehennem, ceza hepsi hükmünü yitiriyor.

Dünyanın aslında var olmadığı gibi bir “hakikati” (!) Allah’ın, kitabında açıkça bildirmemiş olmasında bir garabet görülmemesi ilginç. Öte yandan Allah’ın elçisi vasıtasıyla gönderdiği mesajı tamamen hükümsüzleştiren bu tür yorumların, bir grup müslümanca böylesine yürekten benimsenmesi hayret verici.

Kur’an mesajı ile çeliştiği halde sorgusuz sualsiz sarıldığımız birçok batıni yorumdan sadece birisine dikkat çekmeye çalıştım. Bu tartışmada şahsen hangi safta bulunduğumu da açıkça belirttim. Her ne kadar yukarıda bahsettiğim türden batıni argümanları yanlış bulsam da bu argümanların sahipleri ile sağlıklı bir diyalog içine girebilmeyi arzu ediyorum.

Tarih boyunca batıni yorumlara karşı çıkanlar, ham softalıkla, meselenin iç yüzünü (yani batınını) kavrayamamakla itham edilirken, batıni yorumların sahipleri de dinden çıkmakla itham edilmişler. Neticede “hayatın bir rüyadan ibaret olduğu” türünden iddialar birer entelektüel fantezi oldukları için, bu tür iddiaların sahipleri ve takipçileri azınlıkta kalmış. Zulme de uğramışlar. Zulüm gördükçe daha kriptik, daha sembolik, daha esrarlı bir dil geliştirmişler. “Sırlarını” taraftarlarına anlattıkları kitaplar yazmışlar.

İletişim imkânlarının son derece arttığı ve fikir hürriyetinin kanunlarla iyi kötü teminat altına alındığı günümüzde artık bu “desenin” değişmesi gerekiyor. Her iki tarafın da, herhangi bir tehdit hissetmeden eteklerindeki taşları ortaya döküp, açık yüreklilikle tartışabilmesi, meramını karşı tarafa anlatmaya çalışması gerekiyor. Bunu başaramazsak taraflar kendi sabit fikirli, at gözlüklü “askerlerini” yetiştirmeye devam edecekler ve bu “askerler” birgün kaçınılmaz olarak karşı karşıya geldiklerinde komşu coğrafyalarımızda endişeyle izlediğimiz acılar -Allah korusun- bizde de yaşanabilecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR