Osman Doğan

Osman Doğan

Hristiyan’a göre daha olmadık

Hristiyan’a göre daha olmadık

Dünyada terörizm ideolojisine hizmet edenlerin karşısında duran tek yeterli gücün inanç boyutumuz olduğu unutulmamalıdır. Gençler arasında manevi ve etkin bir havanın oluşması için öğrenim odaklı yüksek okullar, ilitam ve diyanet akademilerine ağırlık verilmeli. Dini kurumların devlet eliyle yönetilmesi ve din bilim insanının yetişmesi konusunda hassas olmamız gerektiğini yaşamış olduğumuz süreçler bize tekrar hatırlatmıştır.
***
Manevi eğitim, üniversitelerde dini eğitim odağının şaşmaz gerekliliği ve yetişen gençliğin devlet din ilişkilerinde durumları değerlendirme yetisine sahip olması alınacak eğitim metodolojisi, ilmi araştırma, organizasyon, pratik alanlarda tecrübe paylaşımı ve problemlerin çözümünde araştırma ehemmiyetinin dikkate alınması önemli bir etkendir.
***
Uluslararası din bilim adamı yetiştirmek istikrarı ve güveni beraberinde getirerek küçük çaplı bakış açıları içerisinde hapsolmadan global çözüm yolları bulmayı hedefler. Sıkıştırılmış çözüm teknikleri arasında arayışlara giren, bilimden soyutlanmış olan insan karşı ve karşıtlık noktasında iki çıkar yolla çözümlemelerde bulunmak ister. Uluslararası bilim alanında din kavramının dışında gelişen bütün olası ihtimaller dışarıda mensubu bulunduğu dinin kavramsallığı adına kabul edilirken, bizdeki inanç boyutu hiç bir şekilde kendi dini kanılarının dışına çıkmamayı emredermiş gibi yanlış bir yol çizer. Kısaca Hristiyan din adamı her alanda bilgi sahibiyken, bizim dinimizin mensubu sadece kendi branşı alanında hapsolmaya mahkûmdur. Felsefe yapamaz, fizik kurallarını bilemez bir adım daha ileri giderek biyolojide ve diğer ilim kollarında Yaradanı arama gibi bir özgürlüğe asla sahip olamaz algısı ön planda. Bu konuların detaylı ele alınması için geniş kapsamlı bir diyanet akademisi oluşturma ihtiyacı söz konusu.
***
İslam’ın hoşgörülü yapısını görmezden gelerek, bütün alıcılarını kapatıp kendi din kavramının tek geçerli nokta olduğuna dikkat çeken Avrupa deyim yerindeyse eğitim odağının artık unutulduğu, İslami ahlakın dahi devşirilmek istendiği Türkiye ve İslam devletleri üzerinde baskı oluşturma gayretinde. 
Hristiyan din adamlarını evrensellikle itham edercesine İslam dinini görmezden gelen Avrupa’nın siyasi adamları kendi dillerinin çıkarlarını her daim yinelemek isterlerken, Türkiye’de çağdaşlık ve dinden uzaklaşmalar tek çıkış yol olarak görülmekte. Sahipsiz bırakılmış din, sahipleri olan dinlerin kucağına itilmiş, son şekle sokulması içinse bizden olmayan kişilerin söylemlerine öncelik verilmiş. Burada bizden olmamış olanların bizi anlamaları da istenmiş. Bu sahipsizliğin vermiş olduğu çile Mevlana’nın hasretiyle değil, Lort Byron’un hırçın sahiplenmeleriyle karşılık bulmuş. Böylece evrensel boyutlu düşünce şekli her zaman devlet odağına hizmet ederken, bizdeki anlayış devletsiz bir inanç mekanizması geliştirme hedefinde. Siyasi anlamda göreve gelen bir Hristiyan siyasetçi inancı gereği kilise vb yerlerde icazet alırken, biz milletvekilliği yemininde dahi Kur’an’a el basmanın artık gereksiz bir kanı olduğunu düşünüyoruz. Kısaca Hristiyan din yapısı asırlardır zerre taviz vermezken, bizler Avrupa’dan aldığımız siyasi kimlikte dahi kendi dini yapımızdan arınarak Avrupalı gibi yaşama kaygısındayız… Peki, beceriyor muyuz? Bize göre evet… Hristiyan’a göre daha olmadık… 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR