Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Kamuda bilgi işlem felaketi – 1

Kamuda bilgi işlem felaketi – 1

Devlet kurumlarının ana vazifesi çoğu kez resmi kayıtlar tutmak çerçevesinde şekillendiğinden, bilgisayarlar, yazılımlar, veritabanları kamu hizmetinin vazgeçilmez parçaları oldular çoktan. Kamu kurumlarımızın hemen hepsinde bilgi işlem daireleri var. Bazılarında daire başkanlığı kâfi gelmemiş olacak ki, bilgi işlem hizmeti genel müdürlük seviyesinde bir organizasyonla verilmeye çalışılıyor. Bu birimlerde çok sayıda memurun istihdam edildiğini görüyoruz. Sağlık Bakanlığı gibi, SGK gibi, Tapu Kadastro yahut Emniyet Genel Müdürlüğü gibi, halkla teması çok olan, çok resmi evrak ve kayıt üreten devlet kurumlarında, toplamda sayıları yüzlerle ifade edilen bilgi işlem personeli bulunabiliyor. 
Devlet kurumlarının mümkün olan tüm hizmetlerini bilgisayar ortamına taşıyarak hızlandırmaları ve vatandaşın boğuştuğu prosedürleri bu sayede azaltmaları bekleniyor.
Hizmetleri bilgisayar ortamına taşımak için kurumların yürüttükleri hizmetlere göre hazırlanmış yazılımların geliştirilmesi gerekiyor. Teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerlediğinden, dört-beş sene içerisinde demode olan, hatta yeni nesi bilgisayarlarda çalışmamaya başlayan yazılımların yenilenmesi de başka bir ihtiyaç olarak karşımıza dikiliyor.
Kamu kurumlarınca kullanılan yazılımların hazırlanması, devreye alınması, işletilmesi, bakımı, idamesi ve yenilenmesi, gittikçe büyüyen bir sıkıntı kaynağı haline gelmiş bulunuyor.
Siyasiler maalesef bu "teknik" problemlerin ciddiyetini anlamaktan çok uzaklar. Onların bu gafleti yüzünden, kamu kaynakları korkunç bir şekilde çarçur edildiği halde çok az fayda elde edilebiliyor.
Halimiz yüzme bilmeyen bir adamın boğulmamak için deli gibi çırpınarak kendisini su üzerinde tutmasına benziyor: Çırpınmalarımız sayesinde henüz boğulmadık ama enerjimizi bu hızla ve bu verimsizlikle harcamaya devam edersek bitab düşüp boğulmamız mukadder.
Peki, devlet yüzlerce kişilik kadrolar ihsas ettiği, ciddi bütçeler ayırdığı halde bu işi neden doğru dürüst kotaramıyor? 
Kamuda bilgi işlem felaketinin sebeplerinden bazılarını yazmaya çalışalım:
En önemli ve belki diğerlerinin de büyük ölçüde kaynağı olan ana problem, kamuda çalışan bilgi işlem personelin niteliği...
Her geçen gün daha çok sayıda ve daha kalifiye bilgi işlem personeline ihtiyaç ortaya çıkıyor.  İhtiyacın nasıl derinleşip çeşitlendiğini anlamak için 2014 yılında öğrencilerin başvurabilecekleri bilişimle ilgili programlara göz atmak yeterlidir:
Bilgisayar bilimleri, bilgisayar mühendisliği, bilgisayar teknolojisi ve bilişim sistemleri, bilgisayar ve yazılım mühendisliği, bilişim sistemleri mühendisliği, bilişim sistemleri ve teknolojileri, adli bilişim mühendisliği, elektrik mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, elektronik mühendisliği, elektronik ve haberleşme mühendisliği, istatistik ve bilgisayar bilimleri, kontrol ve otomasyon mühendisliği, mekatronik mühendisliği, matematik ve bilgisayar bilimleri, matematik-bilgisayar, mühendislik programları, mühendislik ve doğa bilimleri programları, endüstri ve sistem mühendisliği ve yazılım mühendisliği.
Bilgisayar teknolojileri, özellikle yazılım teknolojileri o kadar hızla değişiyorlar ki bugün dört senelik bilgisayar ya da yazılım mühendisliği fakültelerinde gençlere ders olarak anlatılan bazı teknolojiler, onlar mezun olmadan demode olup piyasadan kalkmış olabiliyor. Bu yüzden bu iş kolunda çalışanların sürekli kendilerini yenilemeleri, yeni teknolojileri takip etmeleri, okumaları, pratik yapmaları gerekiyor. Yeni teknolojiler -maalesef- ülkemizde üretilmediğinden ve yaşadığımız sürat çağında yeni teknolojiler hakkındaki kaynak eserler, üretildikleri hızda dilimize tercüme edilemediğinden İngilizce bilmek bu işin olmazsa olmazı. Elektronik Mühendisleri Odasının 2008 yılında hazırladığı bir rapora göre Türkçe eğitim veren bilgisayar mühendisliklerin sayısı İngilizce eğitim verenlerin iki katıymış. Takip eden yıllarda makasın kapandığını, İngilizce eğitim veren fakültelerin oranının arttığını görüyoruz. Ancak hâlâ okullarımızdan mezun ettiğimiz genç mühendislerimizin çoğu kendilerini yenileyecek lisan bilgisi ve donanımına sahip değiller. Tabi bütün bu anlattıklarımız rekabetçi piyasada en son teknolojilerden haberdar olmayı önemseyen, mesleğine âşık kimseler için geçerli. Mesleğini kendi geçimini temin edecek bir memuriyete giriş anahtarından ibaret görenlerden bu tür bir azim ve çaba beklemek beyhude olacaktır ve maalesef kamu kurumlarımız o "şişkin" kadrolarını bu tür insanlar teşkil etmektedir.
Kamuda çalışmaya başlayan yazılımcılar çok kısa sürede "memurlaşıyor", hele hele bir gün özel sektörde iş bulup çalışmak gibi bir idealleri yoksa kendilerini derhal bırakıyorlar. Artık onlar da diğer birçok memur gibi, her sabah en az bir saat süren gazete okuma seanslarını takip eden uzun sigara-çay molalarıyla, başına ve sonuna eklenmiş yarımşar saatle iyice sündürülmüş öğlen tatillerindeki gezmelerle ve bir türlü ilerlemek bilmeyen saat yelkovanının seyredildiği ikindi saatlerinde sıkıntıyı dağıtmak için yapılan kurum dedikodularıyla günlerini geçirir hale geliyorlar. Arada bir tür idealizm ile "bir şeyler yapmaya" çırpınan bir kaç kişi varsa, diğerlerinin yapmadıkları işler de onların sırtına yükleniyor. Sonrası bol şikâyet, mızmızlanma, başka hangi kurumlara geçilebileceğinin ve geçildiğinde maaşta kaç liralık artış olacağının hesabı ile geçer hale geliyor.  
Acı gerçekle yüzleşmemiz gerek: Bu nitelikteki bir insan kaynağı ile bırakın kaliteli, verimli yazılım projelerinin gerçekleştirilmesini, mevcut projelerin sağlıklı bir şekilde çalıştırılmasını beklemek bile mümkün değil.
İnşallah bu konuya devam edeceğiz…
 
Salih Cenap Baydar
Twitter: @salihcenap
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR