Mehmet YILDIRIM

Mehmet YILDIRIM

  Kısaca Faşizm ve Nazizm Hakkında 

  Kısaca Faşizm ve Nazizm Hakkında 

     Bu hafta kapitalizmin ve komünizmin sentezi olan Faşizm ve Nazizm hakkında kısaca konuya giriş yapmak istiyorum.   Bu iki akım, İkinci Dünya Savaşından önce, Avrupa’da kapitalizme ve komünizme reaksiyon olarak ortaya çıkmıştır. İlki İtalya’da ikincisi ise Almanya’da ortaya çıkmış, temel çıkış noktaları farklı olsa da hedef ve amaçları sömürgeci emperyalist akımlardır. Mussolini demet saplı Roma Baltasını siyasi otoritesinin bir sembolü haline getirerek, devleti ilahlaştırırken, Hitler ise ari ırkının üstünlüğü kompleksi ile sosyalist yöntemleri birleştirerek büyük bir sömürge gücü olmak istiyordu. Hitler, kendisi çok iyi bir Hristiyan olmamasına rağmen, Hristiyanlarca Hz. İsa’nın katilleri olarak adlandırılan Yahudi düşmanlığını istismar ederek kitleleri harekete geçirmesini iyi bilmiştir. Tüm bu yaptıkları ve yapacakları ile Hitler ve Mussolini güçlü birer demagog (lafebesi) ve diktatördür.
    Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya ve Almanya, sömürgelerini kaybetmişlerdi. Çok güçlü bir ekonomik yapılarına ve kapital stoklarına rağmen ham madde ve Pazar sıkıntısı çekiyorlardı. Birinci Dünya Savaşından galip çıkan İngiltere, Fransa, Rusya ve diğer ülkeler ise Asya ve Afrika’yı, hem ham madde hem de Pazar olarak paylaşmışlardır.

     Diğer taraftan İtalya ve Almanya’da halk kapitalist ve komünist propagandaların ve baskıların altında düşünmeye ve yaşamaya zorlanıyorlardı. Kapitalizmin bunalttığı halk, komünizmin veya terörist faaliyetlerin etkisiyle ihtilalci kadroların ellerine düşmekteydi. 
Bazı aydınlar ve bilim adamları, kapitalizmin doğurduğu haksızlıklardan ve kötülüklerden şikâyetçi olduğu kadar, sosyalist ve komünist sistemin getirmek istediği kanlı ve maskeli diktatöryadan korkuyorlardı. Ülkenin sınıf kavgaları ile çatışma ortamına götürülmesi ve milli devlet anlayışının yıkılmak istenmesi karşısında tedirginlerdi. Bu sayede, liberalist ve kapitalist sistemin ferdiyetçi tutuşu ile cemiyetleri tehlikeye itmesi karşısında, kolektivist ve komünist sistemin kişisel girişimi, dolayısıyla ekonomik hak ve hürriyetleri inkâr ederek esaret doğurması tehlikesi, halk arasında karma ekonomi sistemlerine yönelme fikrini İtalya ve Almanya’da güçleniyordu.
     İşte böyle uygun bir ortamda, İtalya’da önceleri aşırı Marksist olarak bilinen ve iktidar hırsı ile yanan Mussolini ve yine aynı hırsla malûl ve Almanya’da bir fabrikada işçi olarak çalışan Adolf Hitler, cemiyette mevcut bu endişeleri sömürerek kendi ülkelerinde, hem nationalist, hem de sosyalist karakterde işçi partileri kurdular. Sonuç olarak, kapitalizm tezine karşı çıkan komünizm anti-tezinin çatışmasından faşizm sentezine ulaşılıyordu.
Selametle…  
                                                                   


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR