Hüseyin Çolak

Hüseyin Çolak

Kutsal Kitabı Anlama Meselesi

Kutsal Kitabı Anlama Meselesi

Prof. Dr. Mehmet Akif KOÇ, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. Mesleki Gelişim Programları çerçevesinde bir okulumuzda seçkin bir topluluğa söyleşide bulundu. Aynı zamanda üniversiteden sınıf arkadaşım olan Değerli Hocamın söyleşisinden anlık alabildiğim notları istifadenize sunuyorum. 
•    Müslümanların Kur’an’ı anlamak gibi bir sorunları yoktur, içselleştirme sorunu vardır. Anlamak başka bir şey, içselleştirmek başka bir şeydir. 

•    Kulluk kriterleri sıralamasında Müslümanların öncelik sorunu vardır. Ahlak, en başta olmak zorundadır.
•    Müslümanlık bir biyokimya örneği gibidir. Tahlil için kan veriyorsunuz ve bu tahlilde 12 değere bakılıyor. Bir değer asla diğerini tolere edemiyor. Yani bir ibadet başka bir ibadeti tolere edemez. Namaz kılmak, yalan söylemeyi ya da adaletle davranmamayı tolere edemez.
•    Kur’an-ı Kerim’in konuları, İnanç, İbadet, Ahlak ve Hukuk’tan ibarettir. Kur’an balarısından bahseder ama konusu balarısı değildir. Kur’an’ın üçte biri kıssalardan oluşur. İsimler nadirattandır, belirli peygamberler dışında sahabe isimleri dahi zikredilmez. Kıssaların amacı da ahlak öğretileridir.
•    İlk muhatabını atlayarak/göz ardı ederek hiçbir metni anlayamayız. 
Örneğin, Kur’an’da zikredilen ‘şeytan başı’ adı verilen bir bitkinin, sözü edilen şeytan figürü ile bir ilgisi yoktur. (37/65)
•    Kur’an’ı, sahabe gibi anladığınızda sorunlar kendiliğinden çözülüyor. Hz. Ömer gibi anladınız da hangi sorunu çözemediniz?
•    Vahiy sürecinde ön plana çıkarılan, söz konusu olan içerik değil kaynak tartışmasıdır. Oysa Hz. Ebu Bekir de Ebu Cehil de aynı kaynaktan beslenmektedir.
•    Çevrenizde, tanıdığınız bildiğiniz en dindar birini hayal edin. Onu bir meyhanede alkol alırken görün. Bir de yine aynı kişinin yalanına tanık olun. Alkol aldığına tanık olduğunuzda onu bir daha takva seviyesine çıkarmazsınız. Ancak yalanına tanık olmanız aynı değerlendirmeyi yapmanıza vesile olmayacaktır. Sorun tam da buradadır. 
•    Kur’an’da ilk nehiy (yasaklanan/menedilen) yaranmaya çalışmak, yaranmak için ilkelerinden taviz vermek kısaca ‘yağcılık’ tır (68/9)

•    Deist algı, ‘Kur’an’da her şey var’ gibi anlamsız bir övgüden de destek almaktadır. Kur’an’a, kutsal değerlere hakaret nasıl bir cezai müeyyideyi gerektiriyorsa ona anlamsız övgüye de aynı müeyyideye öneriyorum.
•    “Kur’an’da modern bilim yoktur” dedim Celal ŞENGÖR’ e. Çünkü modern ilim değişkendir oysa Kur’an değişmez. “Siz gidin bunu Kur’an’da her şey var diyen algıya söyleyin.” 
•    “Kur’an’da her şey var” algısı yanıltıcıdır. Madem öyle neden bir buluş ortaya çıkmadan siz bunu Kur’an’dan hareketle tespit edip o buluşu siz yapmıyorsunuz? Velev ki bugün tespit edilen bir buluşu, yarın yine aynı modern ilim tam aksini söylerse düşeceğiniz durum ne olacaktır.
•    Kaptan Cousteau ‘tatlı su ile tuzlu suyun ayrıştığını anladı da Allah Resulü, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer bilmiyor sanki. Halbuki Mekke denize kıyısı olan Cidde’ ye 70 km yakınlıkta ve aynı durum orda da var ve milattan beri biliniyor. Buna “ukde şuuri naks” yani aşağılık kompleksi diyoruz.
•    Bilimsel anlamda araştırıp da Hıristiyanlığı ve Yahudiliği seçen yok ancak Müslüman olan pek çok örnek var. Benim Avrupa’da tanıdığım birçok araştırmacı var bu şekilde Müslüman olan.
•    Kur’an kendisi ile ilgili inkâr girişimlerine kavga ve tartışma ile cevap vermiyor. Meydan okuyor, önce “gücünüz yetiyorsa benzerini getirin” (17/88), sonra teklifi hafifletiyor “ benzeri on sure getirin” (11/13), sonra daha da hafifletiyor ve “ona benzer bir sure getirin” (10/38) diyor. 
•    Versiyonu olmayan dünya klasiğidir Kur’an-ı Kerim. 1880’de Almanlar Kur’an’la ilgili çalışmalar başlatmışlardır. En eski Mushafları toplamışlar. 100 yıldır devam eden bir proje bu, Berlin yakınlarında Potsdam denilen bir yerde toplanıyorlar. Amaç farklı bir versiyonu var mı Müslümanların kitabının.

•    Müstensih hatası yani yazım hataları vardır. Ancak aynı hatayı aynı yerde iki kişi yapamaz.  Bu yüzden Kur’an’ın nüshaları ile ilgili bu tür hatalı yorumlar ciddiyetten uzaktır. Bu durum, İncil’ in nüshalarındaki bir kelime ya da kavramı konsülü toplayıp bütün nüshalarda aynı olacak biçimde karar alınmasına benzemez. 
•    Mucize iman meselesidir, modern bilimin meselesi değildir. Hz. Süleyman’ ın rüzgârını uçağa benzetebilirsiniz ancak Hz. İsa’ nın ölülere dokunarak diriltmesi çıkar karşınıza, Hz. Musa’ nın sopası/asası çıkar karşınıza. 
•    Müteşabih ayetler iman ile anlaşılır. ‘Allah istiva etti’ ayetinde istiva oturmak demektir. Bunu bizim bildiğimiz oturma eylemi ile açıklayamazsınız. 
•    Şamile (Mektebetu’ş- Şamile) diye bir program var. Bir kelimeyi veri olarak giriyorsunuz size geçtiği bütün kitapları ve geçtiği yeri sıralıyor. İlim yapmak çok kolay ancak bilgiyi doğru ve nasıl kullanacağımız sorunu var.
•    Karbon 14 testi diye bir test var. Kur’an-ı Kerim’in bilinen ilk nüshasının yazıldığı deri parçası İngilizler tarafından inceleniyor ve bu deri Peygamberimizin doğumundan 40 yıl öncesine tekabül ediyor. Buradan hareketle Kur’an’la ilgili, bildikleri halde şüphe uyandırmaya çalışıyorlar. Oysa sen koçun/derinin yaşını buldun, nüshanın onun üzerine yazıldığı tarihi ve yaşı bulmadın ki. 
•    Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye’deki en organize kuruluştur. En küçük köyde, mahallede bile temsilcisi ve temsilciliği var. Bunu doğru değerlendirmek gerekir.
•    Çok kitap okumayı teşvik etmeyin gençlere, yabancı dil öğrenmeye teşvik edin. Buna çok ihtiyacımız var.

Not: Konu ile ilgili Mehmet Akif KOÇ Hocamızın düşüncelerinin ayrıntılarına ulaşmak isteyenler; 22 Mart 2019 tarihinde İktibas Dergisi için kendisi ile yapılan söyleşiden istifade edebilirler. İlgili söyleşinin linki aşağıdadır.

http://iktibasdergisi.com/2019/03/22/neden-alim-yetistiremiyoruz/


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR