Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Mesele iftira değil, büyük devlet olup olmadığımız meselesidir 

Mesele iftira değil, büyük devlet olup olmadığımız meselesidir 

Uzun yıllardır her 24 Nisan’da gözümüz kulağımız Amerika’nın başkanında olmuştur.

O günkü konuşmasında Türkiye’ye karşı “soykırım” ifadesini kullanmaması için, günler öncesinden son ana kadar lobi faaliyetleri yürütmüşüzdür. 

ABD başkanları 24 Nisan tarihi için bu yıla kadar “büyük felaket” ifadesini kullanmış, biz de bunu “kazanım” olarak görmüşüzdür. 

“Soykırım demedi, büyük felaket demekle yetindi” diye, “büyük felaket”e sevinip, “şükür” çekmişizdir.

Bu tavrımızı başından itibaren sorunlu görmüşümdür.

Ne diye bu kadar ciddiye alıyorduk ki, Amerika’nın 24 Nisan’da ne diyeceğini?

Daha doğrusu, ne diye Amerika’ya “aman soykırım demeyin, büyük felakete razıyız” diye dil döküyorduk ki?

Olmayan bir “soykırım” konusunda nasıl “büyük felaket” tanımına razı geliyorduk ki?

Bir açıklama ile tümden reddedip, çekilecek kenara, gündemimizden çıkaracaktık. Ne diye bu kadar kaale aldık ki bunları? 
***
Aslına bakarsanız, ABD Başkanı Biden'ın bizi "Ermenilere soykırım yapmakla" suçlamasının hiç bir önemi yoktur. 

Bunu hem “tavır” hem “güç durumumuz”la biz kendi kendimize önemli hale getirdik, getiriyoruz maalesef. 

Haliyle de aslında yaşamayacağımız olumsuz etkilerle karşı karşıya kaldık/kalıyoruz. 

Bakın mesele iftira meselesi değildir. 

Asıl mesele bizim büyük devlet olup olamadığımız meselesidir.

Ve maalesef bugün bulunduğumuz noktaya dair göstergeler hiç de iç açıcı değildir. 

Bu ve benzeri iftiralar hatta gerçekler büyük devletler için tırı vırıdır aslında; size rakip devletlerin bu gibi iftira, suçlama ve eleştirilerine hep uğrama ihtimaliniz vardır, bu bir noktada büyük devletler için faydalıdır da. 

Büyük devletsiniz ve bir başka büyük devlet sizi rakip görüyor, yıpratmaya çalışıyordur. Zerre etkilenmez, hatta aksine bunu kullanırsınız, rakiplerinizden böyle saldırılar gelsin istersiniz. Bu sizi daha da güçlendirir. 

İşte Çin, işte Rusya, işte ABD arasındaki atışmalar, suçlamalar, eleştiriler vs. Hangisi hangisini güçsüz kılıyor, aksine güçlendiriyor. 

Ve işte Çin'in Doğu Türkistanlı kardeşlerimize uyguladığı soykırım. 

Bize yönelik Ermeni iftirasının aksine doğru iken, net bir şekilde ortada iken, Çin bu konudaki hem de haklı eleştirilerden, haklı tepkilerden zerre etkilenmekte midir?

Hayır. 

Çin hem gerçek bir soykırım yapmaktadır hem de bu konudaki tepkilerden zerre olumsuz etkilenmemektedir. 

Neden?

Çünkü ekonomik açıdan, teknoloji ve sağlık açısından Çin bugün "güçlü" bir devlettir de ondan. 

Aynı şekilde Amerika’nın Kızılderili soykırımını bilmeyen mi var?

Biz bunu yılda bir defa da değil hergün dillendirsek bile, Amerika’yı ne kadar yıpratabiliriz? 

Dediğim gibi asıl mesele güçlü devlet olma meselesidir.  

Şimdi bizim Türkler olarak, Türkiye olarak yapmamız gereken şey, Amerika'ya atıp tutmaktan ziyade gerçekten güçlü devlet olmak için çalışmaktır. 

Biz ekonomide, teknolojide, sağlıkta güçlü devlet olduğumuz zaman, Amerika Ermeni meselesinde “soykırım” demeye devam mı edecek, varsın etsin, bugün bize zarar veren bu iftiranın o zaman gücümüze güç katacağından hiç şüpheniz olmasın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR