Prof. Dr. Güllü, küresel ısınmaya karşı uyardı

Prof. Dr. Güllü, küresel ısınmaya karşı uyardı

Prof. Dr. Gülen Güllü, iklim değişikliğinin son 10 yılda daha da hızlandığını belirterek, ‘‘Arazi yapıları bozuluyor ve bu da yağışı engelliyor, en çok tarıma zarar veriyor. İnsanlar açlık ve susuzluk çekecek. Alarm zilleri çalıyor” dedi. 

Küresel ısınmanın tehlikesi? Küresel ısınma hızlanıyor mu?

Küresel ısınmanın sebepleri neler? Küresel ısınma nasıl engellenir? 

Prof. Dr. Gülen Güllü, iklim değişikliğinin son 10 yılda daha da hızlandığını belirterek, ‘‘Arazi yapıları bozuluyor ve bu da yağışı engelliyor, en çok tarıma zarar veriyor. İnsanlar açlık ve susuzluk çekecek. Alarm zilleri çalıyor” dedi. 

Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali Akkuyu Nükleer Güç Santralini (NGS) inşa eden Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom ve proje şirketi Akkuyu Nükleer AŞ tarafından Ankara'da görev yapan basın mensuplarına enerji semineri verdi.

Seminerde konuşan ve küresel ısınmadan kaynaklı iklim değişikliklerine dikkat çeken Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Gülen Güllü, “İklim insan kaynaklı değişiyor. Geçtiğimiz Ekim ayı ısınmamıza neden olan karbondioksit oranının 250-300ppm ortalamalarından rekor kırarak 410 ppm’e geldiğini gördük. Dünya bunu daha önce hiç görmemişti” ifadelerine yer verdi. 

Ayrıca Güllü, iklim değişikliğine yüzde 95 oranında insanın neden olduğunu söyledi. 

ISINMA VE GAZ SALIMI SANAYİ DEVRİMİNDEN SONRA BAŞLADI

Dünyanın yaşına oranla çok kısa bir süre önce sanayi devrimiyle gazların salınmaya başladığını ve ısınmanın da başladığını söyleyen Güllü, “Bu karbondioksit değeri de aslında insan nüfusu ve sanayileşme ile alakalı. Artık bütün bilim dünyası diyor ki, iklim değişikliği yüzde 95 oranında insan nedeniyle oluşan bir durumdur. Aslında dünyamız çok daha yaşlı. Yaklaşık MS’den sonra 200 ile günümüze kadar sıcaklık verileri alabiliyoruz. Bu değerler 1950’li yıllara kadar neredeyse değişmemiş. Sanayi devrimi başladıktan sonra sürekli sıcaklık artışı gözlemlemeye başlamış. Biraz daha geriye inersek 800 bin yıllık tarihten bugüne kadar karbondioksit oranını hiç bu kadar artmamıştı. Geçtiğimiz Ekim ayı ortalama rakam 250-300 iken 410ppm ölçüm yaşandı. Bugün bu değeri gözlemliyor olmamız gerçekten bir takım alarm zillerinin çaldığını gösteriyor.” 

GAZLAR SERA GÖREVİ YAPIP DÜNYAYI ISITIYOR

Salınan gazların iklimi nasıl değiştirdiğini Güllü şöyle anlattı:

“Peki, ne oluyor da karbondioksit iklimi değiştiriyor? Güneşten gelen radyasyon atmosferi geçerek yer tabakası tarafından emiliyor. Atmosferde sera gazlar güneşten gelen ışığı tutmuyor ancak yerden yansıyan ışığı geri yansıtarak tam bir sera gibi görevi yapıyor ve dünyanın sıcaklığını ortalama 15 dereceye çıkarıyor. En doğal sera gazı su buharıdır. Eğer sera görevi yapılmasaydı dünya bugünkü sıcaklığından 33 derece daha soğuk olacaktı ve yaşam mümkün olmayacaktı. Ancak doğalın yanı sıra bu görevi yapan başka gazlar var bunların başında karbondioksit geliyor. Bu da normalden daha fazla ısınmasını etkiliyor.“

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ AÇLIK VE SUSUZLUĞA NEDEN OLABİLİR

Değişen iklim yapılarının yine insanın kendini etkileyeceğini belirten Güllü, “İklim değişikliği insanı etkiliyor. Özellikle ozon tabakasının incelmesinden dolayı ultraviyole ışınlara insanın daha çok maruz kalmasına neden oluyor. Ya da sıcaklıktan dolayı arazi yapıları bozuluyor, çölleşiyor ve sistemin ısınmasından kaynaklı yağışlar kesiliyor ve tarımı engelliyor. İnsan hem açlık hem de susuzluk yaşıyor. Son 10 yıldır hep en sıcak noktaları yaşadık. Deniz suyu seviyesi yükseliyor. Deniz kenarında bulunan tarım alanlarımız ve turizm merkezlerimiz suyun altında kalabiliyor. Sert hava koşulları ve tayfunların şiddeti artıyor. Bunun bunların hepsi iklim değişikliğinin tartışmasız sonuçlarını görüyoruz.” bilgisini verdi.  

KARBONDİOKSİTİN KAYNAĞI FOSİL YAKITLAR

Karbondioksit salınımının büyük etkenin enerji üretimi olduğunu belirten Güllü şöyle konuştu:

“Başlıca sera gazının kaynağı fosil yakıtlar. Bunun da yüzde 65’i enerji üretimi ile ilgili. Bu enerji üretimininse yüzde 50’sine yakınını kömürden diğer kısmını petrol ve doğalgazdan elde ediyoruz. 1 kilowat saat enerji üretiminde kömür 800gr karbondioksit, gazdan üretirseniz 500gr karbondioksit salınımı yapıyorsunuz”

Erkal Erdoğan//HABERVAKTİM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.