Hüseyin Taklacı

Hüseyin Taklacı

TERÖR VE LOBİSİ

TERÖR VE LOBİSİ

 

Terör ve Terörizm, ekonomik, sosyal, teknolojik ve kültürel gelişmelerinin önündeki en büyük engeldir.

 

Terör eylemlerinin ortak özelliği; “bir ülkenin ekonomik, toplumsal, siyasal ve anayasal yapılarını sarsmak ya da yıkmak amacıyla bilerek ve kasten yapılmış olması

 

Türkiye; Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının birleştiği noktada bir köprü durumunda, dünya güç dengesini etkileyebilecek sürekli ve çok yönlü çıkar ve güç çatışmalarına sahne olan, Ortadoğu’daki petrol kaynaklarına yakınlığı ve Orta Asya’daki Türk devletleri ile entegre olabilme avantajı nedeniyle önemli bir jeopolitik konuma sahiptir.

 

Türkiye gibi stratejik öneme sahip ülkelerin terör ortamında tutulmasında, ülkemizi hedef olarak seçmiş devletler ve birtakım güçlerin çıkarları açısından zaruret bulunduğu, terörün amacının da sadece bu ortamın devamını sağlamak olduğu değerlendirilmektedir. Bu nedenle terörizm, bir siyasi mücadele aracı olmaktan çıkıp, bir ülkenin bir başka ülkeyi zayıflatmak ve istikrarsızlaştırmak için kullandığı bir araç haline gelmektedir

 

Türkiye’deki terör sorununa dikkatle bakıldığında, Terör sorununun uzun süre var olması, terörün bizzat kendisini bir sektör ya da endüstri haline getirmektedir. Bu durum, terör, kaçakçılık ve yolsuzluk gibi örgütlü suçlar için geçerli olduğu gibi, farklı ideolojideki terör örgütlerinin birbirini güçlendirmesi şeklinde de karşımıza çıkmaktadır. PKK ve Hizbullah terör örgütleri farklı ideolojilere sahip olmakla birlikte aynı sorunlardan beslenmektedir. Bunun yanında, her iki örgüt farklı ideolojide olmalarından ötürü, çatışma ortamında bunlar birbirini beslemiş ve güçlendirmiştir.

Şunu vurgulamak gerekir ki Türkiye IŞİD’ batılılar gibi sadece bir güvenlik sorunu olarak görmekten ziyade sorunu siyasal, sosyal, dini ve güvenlik boyutları olan çok-katmanlı bir sorunlar yumağı olarak görmektedir. 

 

 Türkiye’nin terörle mücadelede en çok şikâyet ettiği şey uluslar ası işbirliğidir. Özellikle yabancı savaşçı olarak IŞİD’ katılması muhtemel şüphelilerin isimlerinin ilgili Türk yetkililerle paylaşılması Ankara’nın batılı ülkelerden en çok talep ettiği öğelerin başında gelmektedir.

 

AB nin Türkiye’nin kalburüstü elitine bile vize verirken aşırı cimri davranıyor olması ve en önemlisi kısa süreli verilen vizeler yüzünden insanların tekrar tekrar elçilik kapılarına gidip para ödemesi aslında sadece Avrupalı ülkelerin Ankara’da verdikleri vizeler üzerinden kazandıkları paralarla bölgedeki birkaç misyonunu finanse etmesinden ve bir çok Türk vatandaşının onurunun kırılmasının ötesinde bir şey değildir. Dolayısıyla seçmeli ve kontrollü bir şekilde bile olsa Türkiye AB ile gümrük birliğini tartıştığı bugünlerde vize uygulamasını ciddi şekilde tartışmalıdır.

 

Aynı şekilde sınır güvenliği konusunda Türkiye görünenin aksine ciddi adımlar atmaktadır. Belli bölgelere sınıra tel örgülerin çekilmesi, kısmen bazı yerlere duvarların yapılması ve mümkün olduğunca giriş çıkışların sıkı bir şekilde takip edilmesi bu çerçevede atılan adımlardan sadece bazılarıdır. Fakat 1250 km uzunluğu olan ve yıllar boyu sınır ticaretinin son derece yaygın olduğu bir bölgede sınır kontrolünü yüzde yüz yapmak çok kolay değildir. Amerika bile yıllardır Meksika sınırını her türlü teknolojik ve askeri desteğe rağmen bir türlü istediği şekilde kontrol altına almış değildir. Dolayısıyla Türkiye aslında yapılan tartışmaların ötesinde IŞİD meselesine yönelik olarak ‘güvenlik’ merkezli kapsamlı adımlar atılmaktadır. İşte devletin en yetkilisinin dilinden de terör ve lobi

Bir lobi var, bir savaş lobisi, kan lobisi var.

Huzurdan, barıştan, bahardan rahatsız olan bir lobi var.

Aydınlıktan gözleri kamaşan, karanlığı özleyen bir lobi var.

Çocuklarımızın, gençlerimizin yaşamasından ve yaşatılmasından rahatsız olan ve onların kanını özleyen bir lobi var.

İçeride de böyle bir lobi var, burada da, Doğu’da da, Batı’da da, dışarıda da böyle bir lobi var.

Eski günleri özleyen, çatışmayı, gerilimi, şiddeti özleyen, bunları yeniden bu bölgeye getirmek isteyen bir lobi var.

Terörden beslenen, terörün oluşturduğu puslu havadan beslenen, siyaseti, toplumu dizayn etmeye alışmış bir lobi var.

İşte biz bu lobiye imkân tanımayacak, fırsat vermeyeceğiz.

Gençlerimizin kanı üzerinde hesap yapanlara dur diyelim.

Bu huzur ve barış ortamını bozmak isteyenlere dur diyelim.

Hepimizin er veya geç gideceği yer belli. Cumhurbaşkanı da olsa, Başbakan da olsa, milyarder de olsa hoca er kişi niyetine, hatun kişi niyetine diyecek.

Bu kavga niye, bu kan niye?

Biz bu ülkede baharın sürekli olmasını istiyoruz.

İçeride ve dışarıda Türkiye’ye karanlık senaryolar hazırlayanlara kulak asmayın.

Ülkeyi rahatlatmak için, önümüzü açmak için daha da fazlasını yapacağız. Dün sorun olanlar bugün çözüme kavuştu.

Bu topraklar üzerinde acıları hep beraber yaşadık. Bu dönemler artık geride kaldı.”

 Eski günleri özleyen, çatışmayı, gerilimi, şiddeti özleyen, bunları yeniden bu bölgeye getirmek isteyen, gençlerimizin kanı üzerinde hesaplar yapan bir lobi var!

 

 Bende diyorum ki Başta evlatları için yanan, endişe eden sıvasız hanelerin boyasız anneleri, her gün soracağımız soru budur: Bu cehennem, ne için; kimin için!

Türk ve Kürt anaların, iktidara ve “örgüt”e soracağı da budur!

Terör olayları ile birlikte Ülkemiz maddi ve manevi kayıplar vermekte ve bu kayıplar ülkenin gündemini oluşturmaktadır.“Giderek tırmanan ve toplumumuzu derinden yaralayan terör olaylarının sonucu olan her şehit haberi büyük bir ruhsal yıkımdır.

 

Terörizmin, sadece bir güvenlik sorunu olarak algılanıp, her türlü sorumluluğun güvenlik kuvvetlerine verilmesi, bunun dışındaki bütün kurum ve kuruluşların yardımcı gibi algılanıp, kendilerine verilen görev kadar hareket etmelerinin beklenmesi yanlış bir yaklaşımdır

 

 Terörle mücadelenin ulusal bir sorun olduğu benimsenip, her kesimin konuya sahip çıkması ve üzerine düşeni yapması gerekmektedir.

İç ve dış oyun kurucu odakların tuzağına düşmemek için “bana fayda sağlayan terörle bana zarar veren terör” ayırımı yapmadan, teröre “terör” olması hasebiyle ortak tavır almak mecburiyetindeyiz. Aksi halde Iraklaşabilir, Suriyeleşebiliriz 29.07.2015                                                                     

 

 

                                                                  HÜSEYİN TAKLACI

                                                                ANKARA MOBİLYACILAR VE LAKECİELER ODASI

                                                                       BAŞKANI

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR