Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Yerinde yardım

Yerinde yardım

Yardımlaşma, kimselere göstermeden, ilan etmeden, gösteriş yapmadan bir elin verdiğini diğer elin haberi olmadan veren yardım Allah rızası için anlam taşır.

Rızaya uygun olandır.

Yardımlarımızı dilenen tüccarlara değil, istemeyen açlığını gizleyen onurlu gerçek ihtiyaç sahibi yoksullara verelim.

Yardım rızaya uygun karşılığı sevap olsun.

Dükkanda yemediği bozulmaya yüz tutmuş satılmayan malları yardım diye vermemeliyiz.

Dükkanda güneş vurmuş, rengi solmuş yiyecekleri yardım olarak vermeyelim.

Yediğimizden ve giydiğimizden yardım yapalım.

Yukarıdaki saydıklarımız zekat diyorsanız onun da olacağını sanmıyorum. İnsan onurunu rencide eden yemediğini, giymediğini zekat olarak ta vermemelisin.

Bir de onlar benim kardeşlerim diyorsan, bir inanç yükleyip bir görev yaptığını kabul edersen, en önemlisi insan yerine koyup Allah’ın verdiğinin adının zekat olarak vereceksen iyi düşünüp malının emanetçisi olduğunu unutmamalısın.

Yardım alanların bir kısmı bunu ticarete dökmüş dilenen tüccarlar olmuştur.

Onun için Bakanlıktan, vakıflardan, belediyelerden, kaymakamlıklardan, Kızılay’dan yardım kuruluşlarından yardım bekleyen gerçek ihtiyaç sahipleri yerine tekrar söylüyorum bir çok yerden yardım alan dilenen tüccarlar, bunun bir kısmını satmaktadır.

Çözüm, bakanlık, vakıflar, kaymakamlıklar, hayır kurumları v.s. tek merkeze bağlanmalı.

Bu Bakanlık, Büyükşehir Belediyesi başkanlıklardan biri olabilir.  Yani bir merkez belirlenir. Bütün yardım kuruluşları oraya bağlı olmalı. O sistemde bütün yardımların tamamı tarafından görülmelidir.

Herhangi bir ihtiyaç sahibi bir yardım kuruluşuna müracaat ettiğinde, o müracaat hepsinde görünmeli. Eğer ihtiyaç sahibi herhangi bir yardım kuruluşundan yardım almışsa tarihi günü hangi kuruluştan ne aldıysa görünecektir. O zaman müracaat sahibine müracaat ettiği yardım kuruluşu şu tarihte şu malzemeleri almışsınız diyebilecek bilgileri görecektir.

Her yardım kuruluşundan yardım alan, dilenen tüccar hepsinden yerine bir yerden veya diğer yardım kuruluşundan almadığını alacaktır.

Her yerden yardım alan bütün kuruluşlarda talebi göründüğü için siz hakkınızı felan yardım kuruluşundan almışsınız bu seneki istihkakını kullanmışsınız diyerek o istediğini yeni bir ihtiyaç sahibine verilecektir.

Bu durumda daha fazla ihtiyaç sahibine yardım yapılacaktır. Yardımların dağılımı daha geniş tabana yayılacaktır.

Yardım dağıtan kuruluşlar yardım yapacağı fakirleri araştıracak yurt dışı Somali, Myanmar v.s. daha isabetli olup yardımlar yerini bulacaktır.

Bu arada imkanı olan yardım yapmak isteyenler gerçek ihtiyaç sahiplerini bulurlarsa, bir defaya mahsus değil, onun devamlı koruyup koruyacağı bir fakiri olur. Fakirlere yardım hakkınızı mümkünse devretmeyen bizzat kendimiz verelim. Devamlılık arz etsin.

Müsait olursa imkanı olan yurt dışı yardımlarda bir günde gidin yerinde görün ve yaşayın. Örneğin, Suriyeli mültecilerin kapları, Somali Myanmar v.s. bir defa da seyahatinizi öyle yapın.

Bir Ramazan günü bir vakfın ve belediyenin yardım yaptığı adreslerden aldım, içinden seçtim. Kimseye haber vermeden iki kişi iftara yakın bir kapıyı çaldık. İftara geldiğimizi söyledik. Hemen buyur ettiler. Yer sofrası kuruluyordu. Sofraya ekmek çatal kaşık su salata ve çorba geldi. Sohbetler arasında ezan okunmaya başladı. Suyla orucumuzu açtık. Çorbayla devam ettik. Evin hanımı beyine ikinci çorbayı doldurdun bizlere de çorba olduğunu devamını verebileceğini söyledi. İftarımızı çorbayla bitirdik. Evin büyüğü dua yaptı. O kadar gönlü boldu ki birkaç defa rabbime verdiği nimet için şükretti. Şikayetsiz Allaha teslim olmuş verene şükreden insanlar.

Sofrasında her türlü nimeti olup iftarını açanlarda şükürsüzlük gördüm o gün anladım ki, yoksulluğumuzda yaptığımız şükrü varlığımızda daha çok yapmanın gerektiği halde yapmıyoruz. Her türlü nimeti veren rabbimize ne kadar şükretsek azdır.

Örnekte olduğu gibi yoksulluğun bir imtihan olduğunu isyan yerine şükür eden bu gibi istemeyen gerçek fakirleri bulup dualarını almalıyız.

Dünyanın dört bir yanında bulunan mazlumlar, yoksullar, çaresizler, bizden çare, yardım bekliyorlar.

Bugün Hatay, Edirne, Kars vs. vilayetimizse dünde Somali’deki, Myanmar’daki, Yemen’deki Kafkaslardaki Afrika’daki vilayetler dedelerimizin emaneti ülkelerimiz ve vilayetlerimizdir.

Bu mazlumlar, fakirlerin çaresizlerin evini, şehrini vatanını terk etmek zorunda kalan kardeşlerimizdir. Onların evsizliği ya anasını ya babasını  ya kardeşini kaybeden bizlere sığınan gözü yaşlı insanlar dün vilayetlerimizin insanlarıydı.
Zalimlerin bize unutturduğu ve yok kabul etmemizi istedikleri mazlumlar fakir fukara garip guraba yolumuzu bekleyenler bizim insanımızdır.

Soframızda eksilteceğimiz her tabak onlara aş olacak, çare olacaktır.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR