Edebiyatımızın özgün sesi Edip Cansever’in ardından 39 yıl geçti

Edebiyatımızın özgün sesi Edip Cansever’in ardından 39 yıl geçti

İkinci Yeni akımının öncülerinden Edip Cansever, benzersiz şiir dili ve yenilikçi yaklaşımıyla Türk edebiyatında derin izler bıraktı. "Yerçekimli Karanfil" ve "Tragedyalar" gibi eserleriyle tanınan şair, 28 Mayıs 1986'da aramızdan ayrılalı tam 39 yıl oldu

Türk şiirinin en özgün seslerinden biri olan Edip Cansever, geleneksel şiir anlayışını sarsan yenilikçi diliyle edebiyat dünyasında çığır açtı. 8 Ağustos 1928'de İstanbul'da doğan sanatçı, yarım asırlık yaşamında Türk şiirine kazandırdığı değerlerle ölümsüzleşti.

edip-cansever-2.jpg

ÇOCUKLUK VE GENÇLİK DÖNEMİ

Edip Cansever, İstanbul'un Kadıköy ilçesinde orta halli bir ailede dünyaya geldi. Babası memur olan Cansever, ilk ve orta öğrenimini İstanbul'da tamamladı. Küçük yaşlardan itibaren edebiyata duyduğu ilgi, onu şiir yazmaya yöneltti.

Gençlik yıllarında şiire olan tutkusu giderek derinleşen Cansever, lise döneminde ilk şiirlerini yazmaya başladı. Bu dönemde Nazım Hikmet ve Orhan Veli'nin etkisinde kalan genç şair, zamanla kendi özgün sesini bulma yolunda önemli adımlar attı.

edip-cansever-3.jpg

EĞİTİM HAYATI VE MESLEK YAŞAMI

Cansever, orta öğrenimini tamamladıktan sonra yükseköğrenim görmedi. Bunun yerine çalışma hayatına atıldı ve uzun yıllar çeşitli işlerde çalıştı. İlk olarak bankacılık sektöründe görev alan şair, daha sonra çeşitli kurumlarda memur olarak çalıştı.

Meslek yaşamının büyük bir bölümünü İstanbul Belediyesi'nde geçiren Cansever, gündüz memur, akşamları ise şair kimliğiyle yaşadı. Bu ikili yaşam tarzı, onun şiirlerinde sıradan insanın gündelik hayatına dair izlerin güçlü bir şekilde yer almasına neden oldu.

edip-cansever-4.jpg

ŞİİR SERÜVENİNİN BAŞLANGICI

Edip Cansever'in ilk şiirleri 1940'lı yılların sonlarında çeşitli dergilerde yayımlanmaya başladı. 1954 yılında yayımlanan "Dirlik Düzenlik" adlı ilk kitabıyla dikkat çeken şair, bu eserinde henüz geleneksel şiir anlayışının etkisinde olduğunu gösteriyordu.

Ancak 1950'li yılların ortalarından itibaren şiir anlayışında köklü değişiklikler yaşadı. İkinci Yeni akımının öncüleri arasında yer alan Cansever, Cemal Süreya, Turgut Uyar ve Ece Ayhan gibi isimlerle birlikte Türk şiirine yeni bir soluk getirdi.

edip-cansever-5.jpg

İKİNCİ YENİ AKIMININ ÖNCÜSÜ

1950'li ve 1960'lı yıllar, Cansever'in sanatsal olgunluğa eriştiği dönem oldu. Bu yıllarda yazdığı şiirlerle İkinci Yeni akımının temel taşlarını oluşturdu. Geleneksel şiir kalıplarını kıran, dil oyunlarını ustaca kullanan ve gerçeküstü öğeleri şiirine dahil eden Cansever, Türk şiirinde yeni bir sayfa açtı.

"Ben Ruhi Bey Nasılım" (1959) adlı eseriyle büyük yankı uyandıran şair, bu kitabında gündelik dilin şiirsel potansiyelini keşfetti. Sıradan konuşma dilini şiire taşıması, onu dönemin en özgün seslerinden biri haline getirdi.

BAŞYAPITLARI VE EDEBİ MİRASI

Cansever'in en önemli eserleri arasında "Tragedyalar" (1962), "Petrol" (1964), "Yerçekimli Karanfil" (1967) ve "Sonrası Kalır" (1974) yer alıyor. Özellikle "Yerçekimli Karanfil" adlı eseri, Türk şiirinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul ediliyor.

edip-cansever-6.jpg

ŞİİR ANLAYIŞI VE TEKNİĞİ

Edip Cansever, şiirlerinde gündelik hayatın sıradanlığını poetik bir dille harmanlama konusunda benzersiz bir yetenek sergiledi. Kent yaşamının monotonluğu, modern insanın yalnızlığı ve iletişimsizliği, onun şiirlerinin temel temaları arasında yer aldı.

Dil kullanımında son derece özgür olan Cansever, kelimeleri alışılmışın dışında bir araya getirerek şaşırtıcı etkiler yaratıyordu. Metafor ve imge kullanımındaki ustalığı, onu çağdaşları arasında ayrıcalıklı bir konuma taşıdı.

SON YILLARI VE VEFATI

1980'li yılların başında sağlık sorunları yaşamaya başlayan Cansever, şiir yazma konusunda eskisi kadar üretken olamadı. Ancak bu dönemde kaleme aldığı şiirler, olgunluğun doruk noktasını temsil ediyordu.

28 Mayıs 1986 tarihinde İstanbul'da vefat eden Edip Cansever, geride zengin bir edebi miras bıraktı. Ölümünün ardından yayımlanan "Toplum Şiirleri" (1987) adlı eseri, onun sanat anlayışının son örneklerini sundu.

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.