Hazır Giyim Mağazaları Vatandaşları Sömürüyor

Hazır Giyim Mağazaları Vatandaşları Sömürüyor

50 yıldır terzilik yapan Yahya Ayhan, hazır giyim mağazalarının vatandaşlara elbiseleri fahiş bir fiyata sattığını belirterek, “Hazır giyim mağazaları 60 liraya mal ettikleri bir takım elbiseyi marka diye 600-700 liraya satıyor. Bende aynı kumaştan aynı e

SİNAN KAYA / HABERVAKTİM

Ömrünü terzilik yaparak geçiren 68 yaşındaki Yahya Ayhan, hazır giyim mağazalarının vatandaşlara elbiseleri çok pahalı sattığını ifade ederek, “Hazır giyim mağazaları 60 liraya mal ettikleri bir takım elbiseyi marka diye 600-700 liraya satıyor. Bende aynı kumaştan aynı elbiseyi dikiyorum fakat bendeki elbisenin fiyatı 125 TL’dir. Bir elbisenin hakkı neyse o fiyata satılmalı, vatandaşı sömürmenin bir anlamı yok. Ama şimdiki elbise mağazalarının hepsi vatandaşın kanını emiyor” dedi.

GİYİM MAĞAZALARI VATANDAŞIN KANINI EMİYOR

Giyim mağazalarının vatandaşların kanını emdiğini ifade eden Yahya usta, “Tüm terzi ve konfeksiyonlar, kumaşın metresini fabrikadan 11 liraya alıyor. Fakat bazı tekstil firmaları 11 liraya aldıkları kumaşın metresini vatandaşa 40 TL’ye satıyorlar. Ayrıca giyim mağazaları aynı kumaştan 60 liraya mal ettikleri bir takım elbiseyi yeri geldiğinde bin liraya kadar satıyor. Bu da açık açık vatandaşı soymak ve kanını emmek demektir. Bende aynı işi yapıyorum ve aynı kumaştan takım elbise dikiyorum ama bendeki fiyat; işçiliği ve kumaşıyla birlikte 125 TL’dir. Bir elbisenin hakkı neyse ona göre fiyat biçilmeli. Bir takım elbiseyi bin liraya satıp niye milletin kanını emelim. Yazık günah. Kumaş aynı kumaş. Bir takım elbisede tek farklı olan takım elbisenin üstündeki etiket, başka hiçbir fark yok” diye konuştu.

10 YIL SONRA BU ÜLKEDE BİR TANE TERZİ BULAMAZSINIZ

Terzilik mesleğinin giderek yok olduğunu ifade eden Yahya Ayhan, “Terzilerimiz kendilerini yenilemiyorlar. Bütün terziler hala eskiden kalma usullerle mesleği devam ettirmeye çalışıyorlar. Günümüz şartları değişti artık bütün bedenlere göre kalıplar var ve herkes kendi iş yerinde bu kalıplardan birini bulundurup, kişilerin ölçüsünü o kalıba göre almalı. Ama maalesef terzilerimiz hala kişilerin tüm ölçülerini baştan alıyorlar ve elbisesini dikeceği kişiye günlerce prova yaptırıyorlar. Bu da hepsi zaman kaybı. Terziler, eğer hazır kalıptan kişilerin ölçüsünü alırsa bir takım elbiseyi en fazla 2 günde diker. Ama eğer bir kişiye bir elbise için günlerce prova yaptırıyorsa bu takım elbiseyi en erken bir ayda bitirir. Böyle olmamalıyız çağın şartlarına ayak uydurmalıyız. Hazır giyim zaten bizim önümüzü kapattı. Bizde günlerce bir prova ile uğraşırsak bu sefer terzicilik hepten yok olur gider. Eğer terziler kendilerini yenilemeyip böyle devam ederlerse 10 yıl sonra bu ülkede bir tane terzi bile bulamazsınız. Çünkü öyle bir devirdeyiz ki her mesleğin bir pratiği ve uzmanı var. Bizim mesleğin stilistleri ve tekstil uzmanlarıdır. Bunlar sürekli yeni yeni kalıplar, yeni modeller üretip piyasaya sürüyorlar. Biz terziler olarak da bunlara ayak uydurmak zorundayız. Yoksa piyasada yalnız kalırız. Artık prova devri bitti. Herkes hazır kalıplardan prova alıp takım elbise dikiyor” dedi.

ALDIĞIMIZ PARAYI HAK ETMELİYİZ

“Dünyaya bir daha gelirsem yine terzi olurum” diyen Yahya usta şöyle devam etti: “Mesleğimi o kadar seviyorum ki gece yatarken rüyada bile elbise dikiyorum. Bir müşterimin elbisesindeki en ufak bir hata bile benim için sıkıntı oluyor ve gece uyuyamıyorum. Onun için en ufak bir kusurda bile müşteri her ne kadar bir şey olmaz derse de ben o kusuru gidermeden sahibine o elbiseyi vermem. Çünkü bu iş için para alıyoruz. Eğer yaptığımız işte en ufak bir kusur olursa biz o parayı hak etmeyiz. Aldığımız parayı hak etmemiz lazım öteki türlü içim rahat etmez.”

DEVLET FİYAT İSTİKRARINI SAĞLAMALI

Giyim konusunda vatandaşın her zaman kazıklandığını ifade eden Yahya usta, “Bu ülkede elbise konusunda bir fiyat istikrarı yok. Devletin buna biran önce müdahale etmesi lazım. Yoksa vatandaşlarımız giyim konusunda sömürülmeye devam edilecek. Herkes vatandaşı nasıl sömürürüm diye kendi kafasına göre bir fiyat belirliyor ve olan da vatandaşa oluyor.Bir elbisenin hakkı neyse o fiyata satılmalı.Ayrıca bir elbise fiyatının fazlasıyla ve yemin edilerek satılırsa o elbisede kazanılan para külliyen haramdır” dedi. 

DÜNYANIN ÇOĞU YERİNDEN MÜŞTERİLERİM VAR

Dünyanın dört bir yanından müşterilerinin olduğunu ifade eden Yahya usta, “Şu anda Ankara’daki çoğu Hakimi, Savcısı, Başbakanlık ve Bakanlık çalışanları ve daha birçok devlet dairelerinde çalışan yüzlerce müşterim var. Hatta Arnavutluk Tiran’dan Kore Seul’dan benim yanımda elbise diktiren birçok müşterim var. Oralardan bir takım elbise 700- 800 Dolar civarındayken, bende aynı takım elbise, 125 liradır. Her müşteriye olduğu gibi onlara aynı elbiseyi dikip kargo ile onlara gönderiyorum.

İŞ ÇOK ELEMAN YOK

Çalıştıracak eleman bulamamaktan yakınan Yahya usta, “Benim iş çok yoğun haftada yaklaşık 40 takım elbise dikiyoruz. Yeri geldiği zaman bazen gece yarılarına kadar çalışıyorum. Ben 50 yıldır bu işi yapıyorum. Bu işe ilk başladığımda hem okuyup hem de terzicilik yapıyordum. Ama şimdi ne yazık ki çalıştıracak ve yetiştirecek eleman bulamıyorum. Şu anda burada 5 kişi çalışıyoruz. Bende yaşlandım bu mesleği yeni nesillere bırakmak istiyorum ama ne yazık ki kimseyi bulamıyorum.  Böyle olursa birkaç yıl öyle bir hale geleceğiz ki kendi söküğümüzü bile dikemeyecek duruma düşeceğiz” diye yakındı.

DERNEĞİMİZ BİZİ SAVUNMUYOR SÖMÜRÜYOR

Öte yandan sendikal haklarından da şikayetçi olan Yahya usta, “Bizim sahibimiz yok. Seneden seneye bizim Ankara Terziler Cemiyeti bizden 500 lira para alıyor. Ama cemiyetimiz bizi sadece para topladığı zaman ve seçim zamanı hatırlıyor. Öteki türlü hiçbir zaman bizim ne sorunumuz olursa hiçbirisine en ufak bir çözüm dahi getirmiyor. Biz Ankara Terziler Cemiyeti ‘ne bağlıyız ama ne sorunumuz olursa kendimiz çözüyoruz. Cemiyet hiçbir zaman ben ne haldeyim diye benim durumumu sormadı. Onun için ben Terziler Cemiyetine hakkımı helal etmiyorum. Bizden her yıl aldıkları 500 lira ise haraçtan başka bir şey değil. Dernek yöneticileri derneği kendi eş dost akrabalarıyla doldurmuş, her birine 2-3 bin lira para veriyor. Yani bunların amacı hizmet değil bizi sömürmektir” şeklinde konuştu. 

AMERİKA’DAN İŞ TEKLİFİ ALDIM

Amerikalı bir tekstil firmasından 2 yıl önce iş teklif aldığını fakat bu teklifi kabul etmediğini söyleyen Yahya usta “40 yıldır Amerika’da yaşayan Türk kökenli bir iş adamı,  iki yıl önce ‘Amerika’da çalıştırılmak üzere 40 yaşının üstünde ve lise mezunu terzi alacağı’ şeklinde bir gazeteye demeç vermişti. Ben de burada bir otelde o şahısla görüştüm ve bana 3 bin 500 lira maaş, artı barınma yeri ve daha bir sürü imkan teklif etti ama ben kabul etmedim. Çünkü benim burada bir iş düzenim var çoluğum çocuğum hep burada. Bu saatten sonra değil 3 bin 500 lira; 1 trilyon maaş da verseler ben Amerika’ya gitmem” dedi.

FAZLA ELBİSELERİ İHTİYAÇ SAHİPLERİNE VERİYORUM

Yaptığı işten dolayı bağış yapmaktan da geri kalmadığını dile getiren Yahya usta, “Bazen yüzlerce takım elbise dikiyorum ve bunların çoğunu Kuran talebesi yetiştiren yurtlara veriyorum. Bezen sokakta yürüdüğüm zaman durumu kötü olan biri bana denk gelirse ona da bir takım elbise veriyorum. Şimdi her yerde mağdur Suriyeli vatandaşlar var. Gördüğüm her mağdura elbise konusunda yardımcı olmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.