Kafkasya’nın Osmanlı mirası: Derbent’teki Narin Kale geçmişi ve görkemiyle büyülüyor

Kafkasya’nın Osmanlı mirası: Derbent’teki Narin Kale geçmişi ve görkemiyle büyülüyor

Bir dönem Osmanlı garnizonu olarak kullanılan, bugün ise Rusya’ya bağlı Dağıstan Cumhuriyeti sınırlarında yer alan Narin Kale, tarihi dokusu ve Hazar Denizi’ne hakim manzarasıyla bölgenin en çok ilgi gören yapılarından biri olarak dikkat çekiyor.

Rusya Federasyonu'na bağlı Dağıstan Cumhuriyeti farklı etnik, dil ve kültürel farklılıkları içinde barındıran, Kafkasya'nın en renkli mozaiği sayılan bir bölge olarak öne çıkıyor. Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan, Avarlardan Kumuklara, Lezgilerden Tabasaranlara, Azerbaycan Türklerinden Çeçenlere, Nogaylardan Ruslara kadar 30'dan fazla etnik grubun yaşadığı Dağıstan, Rusça dışında 30’dan fazla yerli dilin kullanılmasından dolayı da Rusya’nın en çok dil konuşulan bölgelerinden biri olarak biliniyor.

Başkent Mahaçkale'den sonra Dağıstan'ın en önemli şehirlerinden biri olan Derbent, tarihi geçmişiyle de etnokültürel zenginliğe sahip bir şehir olarak dikkati çekiyor.

UNESCO Dünya Miras listesinde yer alan Derbent şehrindeki Narin Kale, yerel dildeki ismiyle "Narın Kala" aynı listede yer alıyor. Hem mimari hem stratejik açıdan öneme sahip bu kale, Kafkasya'nın en eski ve stratejik kalelerinden biri olarak biliniyor. Kafkas Dağları ile Hazar Denizi arasındaki en dar geçitte bulunan Narin Kale, geçmişte "Demir Kapı" olarak da adlandırıldı.

Milattan Önce (MÖ) 6. yüzyıla varan geçmişiyle Persler, Araplar, Selçuklular, Moğollar, Safeviler, Osmanlılar ve sonrasında da Rusların kontrolü altına giren kale, Sasani İmparatorluğu tarafından Kafkasya'nın kuzeyinden gelen Hunlar, Hazarlar, gibi göçebe kavimlerine karşı Derbent geçidini savunma amacıyla inşa edildi.

7. yüzyılda Müslüman Arapların bölgeyi fethetmesiyle kale, İslam ordularının Kafkasya'daki önemli bir karargahı oldu. İslamiyet de böylece ilk defa Kafkasya'da yayılmaya başladı. Farklı dönemlerde Selçuklu ve İranlılar arasında el değiştiren kaleyi, Osmanlılar Safeviler'den aldı.

Doğu'da Osmanlı İmparatorluğu'nun Safeviler ile başlayan mücadelesi 3. Murat döneminde arttı.1578-1590 Osmanlı-Safevi savaşında Osmanlı ordusu, Lala Mustafa Paşa komutasında Dağıstan'a ilerledi. Narin Kale, 1579'da Osmanlı topraklarına katıldı. Şirvan Beylerbeyliği olarak adlandırılan bölgede Narin Kale, çok önemli bir asker üs olarak görev yaptı.

KAFKASYA'DA OSMANLI VARLIĞININ SEMBOLÜ OLDU

Kafkasya'da Anadolu ve İran'a geçişteki en dar geçit Hazar Kapısı'nı kontrol altında tutan Narin Kale, yüksek konumuyla gözlem noktası vazifesi de yaptı. Kafkasya'daki Osmanlı varlığının sembolü haline gelen kale, Osmanlı'nın 1603'te bu topraklardan geri çekilmesiyle elden çıktı. Rus Çarı 1. Petro 1722'deki Hazar Seferi'nde Derbent'i teslim aldı. Narin Kale'nin kontrolünü bir süre elinde tutan Ruslar, 1813'te Gülistan Antlaşması'yla Derbent'i, dolayısıyla Narin Kale'yi fiilen ele geçirdi ve kale bugün Rusya Federasyonu'na bağlı Dağıstan Cumhuriyeti toprakları içerisinde yer alıyor.

Yüksek bir tepenin üzerinde inşa edilmiş olan Narin Kale'nin 2,5 ila 3,5 metre kalınlığındaki güçlü duvarları bazı bölgelerde 25 metre yüksekliğe ulaşıyor. Zor ve kuşatmayı güçleştiren bu yapıya sahip kalenin surları, orijinal halinde 3,5 kilometre boyunca Hazar Denizi'ne kadar inşa edilmiş olsa da bugün kuzey surlarının 2,7 kilometresi, güney surlarının ise 900 metresi ayakta duruyor. Kalenin içerisinde zindanlardan hamamlara, su depolarından mezarlara kadar farklı yerler bulunuyor.

Herhangi bir dekoratif unsurdan yoksun, güçlü, uzatılmış kale duvarları, tüm şehre sert ve antik bir görüntü veriyor. Derbent'in tarihi, farklı dönemlere ait taş işçiliğini de kale duvarlarına yansıtıyor. Hazar'a doğru inen surların arasındaki bölgeye, Türkçede "mahalle" anlamına gelen "magal" adı veriliyor. Magal ismi verilen alanda ağırlıklı Azerbaycan Türkleri yaşıyor. Narin Kale, hem ismiyle hem tarihiyle Türkiye ile Dağıstan halkları arasında kültürel bağ konusunda sembol olmaya devam ediyor. Kale, yılın her döneminde turistler tarafından büyük ilgi görüyor.

"KÜLTÜREL BİR ALIŞVERİŞİMİZ VAR VE BUNUN GENİŞLEMESİ İÇİN FIRSATLAR VAR"

Dağıstan Cumhuriyeti Başkanı Sergey Melikov, yaptığı açıklamada, Türkiye ile Dağıstan arasında kültürel alanlarda bağlar olduğunu belirterek "Bu ilişkilere sahiptik, sahibiz ve sahip olmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda, bu ilişkileri halklarımızın yararına geliştirmemize yardımcı olan prensiplere bağlı kalıyoruz." diye konuştu.

Tüm Kafkas cumhuriyetlerinin, özellikle çok uluslu yapısıyla Dağıstan Cumhuriyeti'nin, Türk halkıyla ortak tarihi, etnik, dilsel köklerle bağlı olduğunun altını çizen Melikov, "Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ve Dağıstan Cumhuriyeti vatandaşlarını bu bağları kullanma fırsatından mahrum bırakmamalıyız. Bu bağlamda, kültürel bir alışverişimiz var ve bunun genişlemesi için yollar ve fırsatlar var." ifadelerini kullandı. Spor alanında Türkiye ile ulusal spor oyunları da dahil olmak üzere işbirliği içinde olduklarını vurgulayan Melikov, bu alanda da bazı tarihi geleneklerin iki halkı birbirine bağladığını ve işbirliğini sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.