Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Bilim Kurgu - 1

Bilim Kurgu - 1

 

 

Bilim kurgu, insan hayalgücünün en güzel meyvelerinden biri.

 

Yaşanan gerçekliğin değişmez fiziki kısıtlarına bile aldırmadan özgür bırakılmış zihinlerin fantezileri... Belki de ilerlemenin bel kemiği.

 

Jules Verne, meraklı çocuk zihinlerimizi bilim kurgu heyecanı ile tanıştıran en meşhur isimlerden biriydi.

 

Onun bilim kurgu fantezileri milyonlarca meraklı genç dimağı hem eğlendirdi hem heyecanlandırdı.

 

Öte taraftan bilim kurgu meraklılarını asıl heyecanlandıran ihtimal de gözlerinin önünde gerçekleşti:

 

Verne'nin hayal ettiği şeylerin neredeyse tamamı gerçeğe dönüştü.

 

Teknolojinin, bilimsel ilerlemenin bize armağan ettiği topraklar öncelikle fantezilerde keşfedildi.

 

H.G. Wells, Isaac Asimov, Arthur C. Clarke, Frank Herbert, Ray Bradbury, Stanislaw Lem, Philip K. Dick gibi isimler bugün hayatımıza giren bir çok teknolojiyi ilk düşünenler olmanın ötesinde yeni teknolojilerin doğuracağı ahlaki, siyasi, iktisadi problemleri de ilk ele alanlar oldular.

 

Bilim kurgunun zihinlere açtığı geniş hareket sahasını, teknolojik fanteziler kurmaktan ziyade insanlığın kadim meseleleri olan iktidar, din, ahlak gibi meseleleri tartışmak için kullanan Yevgeni Zamyatin, George Orwell, Aldous Huxley, Kurt Vonnegut, Ursula K. Le Guin gibi yazarlar insanoğlunun müktesebatına kıymeti ölçülemez katkılarda bulundular.

 

İnsanın aklına hemen “ya bizde?” sorusu geliyor.

 

Bizim dünya çapında tanınan bilinen bir bilim kurgu yazarlarımız yok maalesef.

 

Aşkın Güngör, Bülent Özden, Dost Körpe, Fatih Emre Öztürk, Halil Kocagöz, Kazım Cende, Mehmet Açar, Murat Yılmaz, Mustafa Resul Yalçınkaya, Nurcihan Doğuç, Sadık Yemni, Selim Erdoğan, Sercan Leylek, Süleyman Akdoğan, Ufuk Ata Bora, Yiğit Kulabaş, Kadir Özden, Zühtü Bayar gibi isimlere internette yayınlanan Türk bilim kurgu yazarları listelerinde rastlamak mümkün ama sanırım bunlar arasında en tanınları “Şairin Romanı” isimli eseriyle Murathan Mungan ve “Schrödinger'in Kedisi” serisiyle Alev Alatlı.

 

Alev Alatlı'nın romanının hemen arka kapağında bilim-kurgu olmadığını iddia etmesi enteresan! Hem de hikayesi 1950-2025 yılları arasında geçmesine ve sık sık yeni fiziğe, kaos teorisine, saçaklı mantığa atıfta bulunmasına rağmen!

 

Bunun elbette bir sebebi var.

 

Ülkemizde bilim kurgu türünde denemelerin kahir ekseriyeti, -ne yazık ki- eninde sonunda ezik bir hissiyatın ürettiği ucuz bir mizaha evrilmeden üretilemiyor.

 

Hasan'ın gelecekte bir uzay gemisinde yolculuk yapması, Hatice'nin bilinmeyen bir gezegende uzaylı bir türle karşılaşması, Cemal'in genetik değişme uğrayıp bir takım üstün güçlere kavuşması ya da  Mustafa'nın zamanda yolculuk yapması bir fantezi olarak bile olsa bize son derece gülünç geliyor.

 

Bilimsel açıdan geri kalmışlığı, teknolojik fakirliği içselleştirmiş, bu topraklardan çıkacak zekaların geleceği şekillendirebileceğine dair inancını kaybetmiş, hatta bu toprakların insanına karşı garip bir hınçla dolmuş ezik, sömürge yarı-aydını kafasının ifrazatıyla beslenen nesiller bu ortamı üretiyor.

 

Bu konuya inşallah devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR