Faruk Gökyurt

Faruk Gökyurt

Haklı değil çözüm lazım

Haklı değil çözüm lazım

Son bir aydır haberlerimizde ve köşe yazılarımızda yer verdiğimiz sağanak yağmurlar ve su taşkınları ABB’nin belediye meclisine de taşındı. Belediye Meclisine taşınan su taşkınları seller ve Ankara’nın alt yapı problemi tartışmalara neden oldu. Hafta ortasında Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tuncer ile kaleme aldığım haberde Tuncer çözümün alt yapıda olan eksiklikleri ve yanlışlıkları gidererek ulaşabileceğimizi vurguladı. Ankara’nın birçok doğal su giderleri olan derelerin ya tamamen kurutulduğunu ya da şehir içinde kalan derelerin kanalizasyona karıştırılarak üstünün kapatıldığını söyleyen Tuncer, özellikle son yıllarda yaşanan ani sağanakların ve ardından gelen su kaçkınlarına neden olduğunu belitti.

Çok tartışılan fakat hiçbir yönetimin el atmadığı ya da sorunu gideremediği çözüm mü? Derelerin ıslahı ve alt yapı probleminin bir an önce giderilmesi. Bu konuda mağdur olan Ankaralılar oluyor. Siyasi olarak haklı ya da haksız aranmadan sorunun giderilmesini bekleyenlerde Ankaralılardır.

İşte hafta içi Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tuncer ile yaptığımız haberin bir kısmı şu şekilde; “Son günlerde yaşanan sağanak yağmurlardan sonra oluşan sel ve su taşkınlarını Şehir ve Bölge Planlamacısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer ile konuştuk. Gazetemize özel açıklamalara bulanan Prof. Dr. Tuncer, “Şehir içi yağmur suyun kolektörlerinden taşması, rögarların da tıkalı olması yollarda yollarda sel ve taşkınlara neden oluyor. Ayrıca, Ankara çevresini saran eski yerleşim yerleri Etlik, Keçiören, Mamak, Dikmen, Kavaklıdere vb alanlar çok katlı, aşırı yoğun betonlaşmalar da sellere sebep oluyor” dedi. Tuncer sel ve taşkınların önüne geçmek adına Ankara ve çevresindeki akarsuların yeniden kente kazandırılması ve havza bazında yeşil-altyapı oluşturulması gerektiğini belirtti.

“Ankara’ya metrekareye aşırı yağış bırakan sağanak neticesinde taşkınlar ve seller meydana gelmiştir. Şehir içi yağmur suyun kolektörlerinden taşması neticesinde, rögarların da tıkalı olması yollarda nehir gibi akmıştır” diyerek konuşmasına başlayan Tuncer, “Ankara genelinde on yıllarca yapılan “Gecekondu Islah Planları” ve “Kentsel Dönüşüm Plan ve Projeleri” ile daha önce gecekonduların ve düşük yoğunluklu konut alanlarının bulunduğu Ankara çevresini saran eski baş alanları olan Etlik, Keçiören, Mamak, Dikmen, Kavaklıdere vb alanlar çok katlı, aşırı yoğun betonlaştırılmıştır. Islah Planları ve Kentsel Dönüşüm Planları Ankara’da; yeterli teknik altyapıyı sağlamayı, mevcut konut stokunu iyileştirmeyi ve yeterli sosyal altyapıyı sağlamak suretiyle anılan bölgeleri düzenli konut stoku haline getirip kent bütününe katmayı amaçlamıştır” ifadelerini kullandı.

Tuncer, “Ankara’da akarsular yok edilmiş, üstleri kapatılmış ve ile kentlerin bütünleşmesi konusunda ciddi sıkıntılar görülmektedir. Bu sıkıntıların temelinde, özellikle İmrahor Vadisi ve İncesu gibi henüz kaybedilmemiş ama tehdit altında olan yerlerin korunamaması, Hatip Çayı, Ankara Çayı gibi akarsuların kanaizasyondan aşırı kirlenmesi, kentliden uzaklaştırılması, kıyıların yeteri kadar kullanıcılarla iç içe olmamasıdır. Halbuki Jansen Planında dere ve çayların kirlenmemesi için bir kanalizasyon toplama sistemi önerilmişti” şeklinde ifadeler ile akarsuların önemine dikkat çekti.

Şehir ve Bölge Planlamacısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, sel ve su taşkınlarının önüne geçmek adına önerilerini sıralarken son olarak şu hususlara değindi; “Akarsular kıyılarında yapılacak düzenlemelerle kente bir mavi-yeşil altyapı olarak kazandırılmalıdır. Akarsu kıyılarında yürüyüş yolları, oturma alanları ve peyzaj düzenlemeleri, yeme –içme mekânları ile kent içinde birer cazibe noktası, rekreasyon alanı olarak canlandırılmalıdır. Jansen Planı’ndaki yeşil ve mavi altyapı sistemi yeniden ele alınarak gerçekleşme imkânı olan ya da olmayan kesimler değerlendirilmelidir.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR