Yusuf Akoğul

Yusuf Akoğul

Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan

Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan

Dostlar, bildiğiniz üzere 6 Mayıs Pazartesi Ramazan ayının ilk gününü idrak edeceğiz. Bizleri bu günlere ulaştıran Rabbimize hamdolsun.

İslam’ın beş şartından biri olan “oruç” biz Müslümanlara farzdır. 

Yüce ve mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de, Ramazan ayını oruçlu geçirmemiz gerektiği hususu şöylece açıklanır:

"Ey iman edenler! Sizden önceki (ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz kılındı).Ta ki korunasınız. (O) sayılı günler(dir). Artık, sizden kim (o günlerde) hasta yahut sefer üzerinde bulunur (oruç tutamaz)sa, tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde tutar.(İhtiyarlığından yahut şifa bulması ümid edilmeyen bir hastalıktan dolayı oruç tutmaya) gücü yetmeyenler üzerine de bir yoksul doyumu fidye lazımdır. Bununla beraber kim gönül isteği ile hayır yaparsa işte bu onun için daha iyi olur. Oruç tutmanız, hakkınızda (fidye vermenizden) hayırlıdır, bilesiniz. (O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, Kur'an onda indirilmiştir. (O Kur'an ki) insanlara hidayettir, doğru yolu hak ile batılı ayırt eden nice açık delillerdir. Öyle ise içinizden kim o aya erişirse orucunu tutsun; kim de hasta olur yahut bir sefer üzerinde bulunursa, o halde, başka günlerde oruç tutmadığı günler sayısınca (orucunu kaza etsin). Allah size kolaylık diler, güçlük istemez..."(El-Bakara/183-184-185) 

Bu ayetler, Ramazan ayını anlamlı kılan orucun Kuran-ı Kerim nazil olmadan önce de bilindiğini ve tutulduğunu gösterdiği gibi Müslüman’ın sorumluluk bilincinin de gelişmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Dinimizin 5 şartından biri Ramazan orucudur; “İslâm beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Hz. Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buhârî, Îmân 1, 2, Tefsîru sûre(2) 30; Müslim, Îmân 19-22)

Aziz ve celîl olan Allah “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim” buyurmuştur.

Bu imkânları doğru değerlendirmeliyiz. İbadetlerimizi gafletle değil ihlasla yapalım zira “Nice oruç tutanlar vardır ki orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 21) buyurulmuştur.

Ramazan; İslam’ın adaletini, ahlakını bütün insanlığa gösteren Allah Resulünün “İnanarak ve karşılığını yalnız Allah’tan umarak ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahları bağışlanır” müjdesinin gerçekleşeceği rahmet ve bağışlanma ayıdır.

“Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.” (Buhârî, Savm 5)

Düşmanlarımızdan şeytan bağlanmışken nefsimizi terbiye etmeliyiz. Ramazan gibi mübarek bir ay boş geçirilmemelidir. Kadir Gecesi de bu mübarek ayın içerisindedir. İnsanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayı, aynı zamanda manevi hayatımızın hasat zamanı gibidir.

Gerek fert olarak gerek toplum olarak sevgiye, merhamete, birliğe, iyiliğe, anlayışa ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde Ramazan ayının esenliğinin, güzelliğinin, huzurunun tüm Müslümanlığa ve insanlığa erişmesini aynı zamanda yoksullarla, yetimlerle, kimsesizlerle de paylaşılarak idrak edilmesini diliyor; ülkemiz ve insanlık için hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR