Osman Akdoğan

Osman Akdoğan

Ramazanda dilencilik

Ramazanda dilencilik

Malumunuz ‘Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ateşten kurtuluş’ olan mübarek bir aydayız. Hal böyle iken 11 ayın sultanı Ramazan’ı en iyi şekilde istifade etmek için ibadetler huşu içerisinde gerçekleştiriliyor, yapılan hayır ve hasenatlar bu ayda daha fazla yoğunlaşıyor. 
***
Bugünlerde her şey güzel giderken Ramazan’ın bu manevi ikliminde dini duygularımızı kullanarak istismar eden pek çok kişi birden bire ortaya çıkıveriyor. Ramazan’ın ilk gününden bu yana her köşe başında kucağında minik çocuğu olan kişiler ağlamaklı yüksek bir sesle “fitre fitre, sadaka sakada…”  diyerek dileniyor. Türk toplumu olarak fakiri- fukarayı gözetmeyi sevdiğimiz ve bu rahmet ayında bize gelen istekleri geri çevirmek istemediğimiz için bonkör davranıyoruz. Dilenen kişilerin gerçekten muhtaç olduğuna inanıp elimizden geldiğince onlara yardımda bulunmaya çalışıyoruz.  Sonrasında ise her Ramazan ayında dilenenlerin sayısındaki artış ve dilenirken kullandıkları ifadeler bizleri ister istemez düşündürüyor. Ancak “başımızın, gözümüzün sadakası olsun” demekle yetiniveriyoruz. 
***
Özellikle bu ayda paylaşmak, yardımlaşmak, ihtiyaç sahibine el uzatmak, fakiri-fukarayı, öksüzü-yetimi gözetmek çok güzel ve bir hayli anlamlı bir davranış; ancak dini duyguları sömürerek bu işin ticarete dökülmesi, 11 ayın sultanı Ramazan’ın bir gelir kapısı olarak görülmesi ise hiç hoş bir durum değil. Alın teri akıtılarak kazanılan paradan daha güzeli var mı acaba? 
*** 
 Fotoğrafa bakıldığında Ramazan’da dini duygularımızın nasıl sömürüldüğü açık ve net olarak maalesef görülüyor. Düşünüyorum, acaba yanlış mı yapıyoruz diye? Sonradan yanlış yaptığımızın farkına varıyorum; meşhur bir laf var ya, ‘balık vermeyi değil balık tutmayı öğret’ şeklinde. Keşke bu insanlara balık tutmayı öğretebilsek, manevi duygularımızın istismar edilmesini engelleyebilsek iyi olmaz mı? Hem bu şekilde gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşabilmek için de çaba sarf etmiş oluruz. Bu tür davranışlara tevessül etmediklerinden dolayı gerçek ihtiyaç sahiplerinin maalesef farkına varılamıyor. Onlar aç yatıyor; ama insanların duygularını istismar etmek akıllarından bile geçmiyor. Devletimiz büyük, onun için bu konuda daha fazla önlem alınması gerekli. Bu konuyu dert edinmeli. 
***

Ramazan ayında dini duyguların istismar edilmesi ise aslında yeni değil. Ünlü tarihçi Murat Bardakçı, bir yazısında bu konuya değiniyor ve şunları aktarıyor: “Ramazan ve dilencilik, eski asırlarda yapışık kardeşler gibi hep bir arada olur, hatta bazı devirlerde (Osmanlı) sarayı bile çileden çıkartırdı. Üstelik dilenenler sadece Müslümanlar değildi, imparatorluğun dört bir tarafındaki Hristiyan dilenciler bile Ramazan gelince sadaka uğruna bir aylığına Müslüman gibi görünürlerdi.” Sayın Bardakçı’nın bu yazısı gösteriyor ki tarih tekerrür etmiş; ancak ne yazık ki bir türlü ders alamamışız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR