Osmanlı Devletinin sonunu getiren 31 Mart vakasının yıldönümü… Bugün yaşadıklarımızı da göz önünde bulundurularak milletimizin tarihin derinliklerinde hep ihanetlerle imtihan edildiğini, bu ihanetler neticesinde büyük acılar çektiğini, büyük kayıplar verdiğini, kurmaya çalıştığı düzenin her defasında yeni bir ihanetle yerle bir edildiğini görmemiz, hafızalarımızı tazelememiz ve bu ihaneti herkese çok iyi anlatmamız gerekiyor. 

Cumhuriyet tarihinin başından bu yana güçlü Türkiye için mücadele eden, güçlü Türkiye hayali ile bölgesine ve dünyaya barış vaat eden liderlerin; Adnan Menderes’lerin, Turgut Özal’ların, Necmettin Erbakan’ların, Muhsin Yazıcıoğlu’ların başına gelenler hep o ihanet şebekelerinin hiçbir zaman vazgeçmeyecek uzantılarının kirli senaryolarının bir parçasıdır.

Bu ihanetin şimdiki doğrudan hedefi; Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun yeni Türkiye için kurduğu hayalleri bugün gerçekleştirmiş olan Asrın lideri Recep Tayyip Erdoğan ve attığı her adımda dünyayı kucaklayan bir barış adamı olan Ahmet Davutoğlu’dur.  

31 Mart’ta olduğu gibi bugün de kumandası dışarıda olan yerli işbirlikçi hainlerin türlü komploları ara vermeden sahnelenmekte, asırlarca dünyaya barış dağıtan bu coğrafyada, barışı yeniden tesis edecek, dünyaya adaletle hükmedecek güçlü bir Türkiye’nin önü bu senaryolarla kesilmek istenmektedir. 

Dün 31 Mart’ta İngilizlerle, Almanlarla, Fransızlarla iş birliği yaparak Osmanlı’nın temeline dinamit yerleştirenler, bugün 28 Şubatları, 7 Şubatları, Gezi olaylarını, 17-25 Aralık darbe girişimini, Kobani olaylarını tertipleyerek efendilerine hizmette adeta amansız bir yarış halindedirler. 

İhanet şebekesinin yeni planı, seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı ve 13 yıldır iktidarda bulunan Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin Başbakanını karşı karşıya getirip, Türkiye’nin geleceğinin teminatı olan AK Parti’nin bölünmesini sağlamak ve Türkiye’nin dünya devleti olarak anılmasını sağlayan tüm kazanımların heba edilerek yeniden dışa bağımlı hale getirmek.  Ama hiçbir zaman hesap edemedikleri bir şey var ki; Ak Parti bir gönül hareketidir. Makam mevkii ve koltuk sevdası olanlar ancak kışkırtmalara gelip hain planlara malzeme olurlar. O sebeple ne yapsalar boş! Elbette Davası Halk olanın yardımcısı HAK olacaktır!

Türkiye’nin önünde bu ihanetlerin ve bu ihanetleri tertipleyen iç ve dış güçlerin planlarını alt üst edecek, yeni ve güçlü Türkiye’nin temellerini sağlamlaştıracak büyük bir fırsattır 7 Haziran. Biz çok iyi biliyoruz ki, milletimiz dün ile bugün arasındaki farkı çok iyi idrak etmektedir. Asrın lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın 400 milletvekili çağrısına kulak verecek ve Dünya barışının teminatlarından biri olan Ahmet Davutoğlu öncülüğündeki AK Parti, 7 Haziran’da da yeniden sandıktan büyük bir zaferle çıkacaktır. 7 Haziran aynı zamanda AK Parti için bir sadakat seçimi de olacaktır. 

Dünyadaki adaletsizlikleri, mazlum coğrafyalardaki acıları sona erdirmenin şifresi, Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, siyasette sadakat ve 7 Haziran’daki sandıktır. 

Türkiye’nin kaybetmeye tahammülü yok artık! Ve buna izin de vermeyecektir!