Ahmet Taner Kışlalı suikastının 26. yıldönümü
Eski Kültür Bakanı ve siyaset bilimci Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, 10 Temmuz 1999’da gerçekleşen bombalı saldırıda hayatını kaybetmişti. Suikast üzerinden 26 yıl geçti.
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, 10 Temmuz 1939 tarihinde Tokat’ın Zile ilçesinde dünyaya geldi. İlköğrenimini, annesinin görev yaptığı Kilis Kemaliye İlkokulu’nda tamamladı. Orta öğrenimini Kilis Ortaokulu’nda sürdüren Kışlalı, lise eğitimini ise Kabataş Erkek Lisesi’nde tamamladı. Akademik hayatına Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde devam eden Kışlalı, aynı dönemde başladığı spor muhabirliği görevinde kısa süre içerisinde yazı işleri müdürlüğü yaptı.
AKADEMİK KARİYER VE AİLE HAYATI
1967 yılında Fransa bursu ile Paris Hukuk Fakültesi’ne giden Kışlalı, doktorasını "Modern Türkiye’de Siyasi Güçler" başlıklı tez ile tamamladı. Fransa’da tanıştığı Nicole (Nilgün) ile 28 Mayıs 1968 tarihinde evlenen Kışlalı’nın bu evlilikten Altınay ve Dolunay adında iki kızı oldu.
Prof. Dr. Kışlalı, 10 Temmuz 1999’da Ankara’da düzenlenen bombalı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Akademik ve siyasi kariyerinin yanı sıra gazetecilik alanındaki çalışmaları ile de tanınan Kışlalı, düşünce hayatına katkılarıyla Türk siyaset ve kültür tarihinde önemli bir yer edindi.
42. HÜKÜMET'TE KÜLTÜR BAKANLIĞI YAPTI
Kışlalı, 1968-1972 yıllarında Hacettepe Üniversitesinde "siyaset sosyolojisi" dersleri verdi. Ancak askerlik hizmeti sonrasında bu görevine dönmedi. TRT Bilimsel Başarı Ödülü'ne 1971'de layık görülen, 1972'de doçent olan Kışlalı, 1971-1977 yıllarında Yankı dergisinde görev yaptı.
Bu dönemde CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile tanışan ve 1977'de CHP'den İzmir Milletvekili seçilen Kışlalı, 1978-1979 yıllarında Ecevit'in kurduğu 42. Hükümet'te Kültür Bakanlığı yaptı. 12 Eylül sonrasında üniversiteye dönen Kışlalı, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde "siyaset bilimi" dersleri verdi.
Kışlalı, 1988'de profesör oldu, 1991'de Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığına başladı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği gibi derneklerin toplantılarına konuşmacı olarak katılan Kışlalı, 1993'te Fransız Ulusal Liyakat Nişanı'na layık görüldü. Kışlalı, 9 Eylül 1995'teki trafik kazasında eşi Nilgün Kışlalı'yı kaybetti, kendisi ise ağır yaralandı.
Nilüfer Kışlalı ile 1997'de ikinci evliliğini yapan Kışlalı'nın bu evlilikten ise kızı Nilhan Nur dünyaya geldi. Ahmet Taner Kışlalı, 21 Ekim 1999'da otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu hayatını kaybettiğinde 60 yaşındaydı. Türkiye'yi yasa boğan saldırının ardından Ankara'daki cenaze töreninde Kışlalı'yı son yolculuğuna binlerce kişi uğurladı.
ÇALIŞMALARI
Vefatına kadar Cumhuriyet gazetesindeki yazılarını yazmayı ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinde ders vermeyi sürdüren Kışlalı, ölümünden sonra 1999 Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görüldü. Kışlalı'nın, gündemdeki siyasi konularına ilişkin yüzlerce köşe yazısının yanı sıra "Modern Türkiye'de Siyasi Güçler", "Öğrenci Ayaklanmaları", "Atatürk'e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği", "Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi", "Siyasal Sistemler", "Siyaset Bilimi", "Siyasal Çatışma ve Uzlaşma", "Seçimsiz Demokrasi", "Bir Türk'ün Ölümü" ve "Ben Demokrat Değilim" adlı kitapları bulunuyor.
Kışlalı, öğrencilerine ithaf ettiği "Siyasal Çatışma ve Uzlaşma" adlı kitabında, "şiddetin psikolojisi" ve "terörizmin sosyolojisi"ne ilişkin analizlerde bulunmuştu. Kışlalı'nın kitaptaki tespitlerinden biri, "Silah ve şiddet karşısında toplumun boyun eğdiğini göstermek ne kadar yanlış ise terörü yaratan ortamın değişmesi için gerekli demokratik adımları atmaktan kaçınmak da o ölçüde hatalıdır." şeklindeydi.
DAVA SÜRECİ
Kışlalı suikastına ilişkin ilk yargılama Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) yapıldı. Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok'un öldürülmesi eylemlerinin de arasında bulunduğu çok sayıda olayı kapsayan dava, "Umut Operasyonu" olarak tarihe geçti. DGM'lerin kapanmasının ardından yargılamaya Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Davada, 3 sanık "yasa dışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu örgütünü kurmak ve yönetmek" suçundan, 5 sanık ise aynı örgüte üyelikten çeşitli sürelerde hapse mahkum edildi.
Bu kapsamda sanıklardan Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç ve Ekrem Baytap, "silahlı suç örgütü kurma ve yönetme" eylemlerinden 12 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırıldı. Sanıklar Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın, Yusuf Karakuş, Mehmet Şahin ve Recep Aydın'a ise "silahlı suç örgütü üyesi olmak"tan 6 yıl 3'er ay hapis cezası verildi. Davanın firari sanıklarından Oğuz Demir'in dosyası ayrılarak Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam ediliyor.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.