Bir Meslek Daha Köreliyor!

SÜLEYMAN TOKER/HABERVAKTİM

İnsanlık tarihinin en eski mesleklerinden bir olarak gösterilen terzilik, konfeksiyon ürünlerinin gelişmesi ile birlikte yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Konfeksiyonun gelişimi ile birlikte üretilen ürünlerin daha ucuz olması sebebi ile vatandaşlar konfeksiyon ürünlerine yönelirken, terziler ise konfeksiyon karşısında direnmeye çalışıyor. Ulus İş Hanı'nda 33 yıldır sipariş üzerine özel dikim yapan Halil Usta, insanoğlu var olduğu sürece terzilik mesleği devam edeceğini ancak özel dikim olarak değil de aynı Avrupa'daki gibi uzat-kısalt ve daralt-genişlet şeklinde devam edeceğini belirtti.

ESKİ POPÜLERLİĞİ YOK OLDU

Yıldan yıla talebin azaldığını dile getiren Halil Usta, "Konfeksiyonun bu kadar yaygın olmadığı zamanlarda talep çok fazlaydı. Terziler elindeki işi yetiştirebilmek için sabahlara kadar çalışırdı.Şimdiye baktığımızda da Ulus İş Hanı'nda akşam 5-6 olduğu zaman bütün ışıklar söner oldu. Şuanda sadece terziler değil bütün el emeği gerektiren meslekler aynı durumda. Aynı zamanda insanlarımızın alım gücüde yok. Bizim hitap edebildiğimiz belirli bir kesim var ve o kesimde zaman ayırıp bize gelmiyor. Bizim onlara gitmemiz gerekiyor. Müşterinin ayağına gittiğimiz zaman da bizim bir özelliğimiz kalmıyor. Zaten mücadele etmemiz gereken Çin malı ürünler bulunmakta. Bizim burada hem maliyetimiz yüksek hem de bizleri ucuz ve sağlıksız olan Çin malıyla rekabete zorluyorlar. Bizlerin yani küçük esnafın bunlarla rekabet etme gibi bir şansı yok" dedi.

ESNAF KİMSENİN UMRUNDA DEĞİL!

Esnaf ve sanatkarın durumunu kimsenin düşünmediğini söyleyen Halil Usta, "Esnafımız çok bilinçsiz bir durumda. Benim meslektaşlarımın en tahsilsi ilkokul mezunu olduğu için kimse hakkını arayamıyor ya da aramaktan korkuyor. Mesela Terziler Esnaf ve Sanatkarlar Kredi  ve Kefalet Kooperatifi var, bu kooperatif kurulalı kırk yılı aşkın bir süre olmuş ancak hala aynı başkan görevine devam ediyor. Hiçbir türlü yeniliğe açık değiller. Normalde bu kooperatiflerin esnafın derdiyle ilgilenmesi gerekir ancak yıllardır kendi paramıza faiz ödedik. Buraları denetlemeye gelenlerin birçoğu oradakilerin eşi dostu olduğu için bütün kanunsuz işlere göz yumuluyor. Buralara üst makamlardan denetlemeye yapılmıyor. Buralara sunulan hizmetler hep kendi çıkarlı doğrultusunda kullanılıyor. Esnafın ne halde olduğu kimsenin umurunda olmuyor" diye konuştu.

MESLEĞE GEREKEN DEĞER VERİLMİYOR

Terzilik mesleğine gerekilen değerin verilmediğini vurgulayan Halil Usta, " Terzilik insanoğlu var olduğu sürece devam edecek ancak özel dikim olarak değil de aynı Avrupa'daki gibi uzat-kısalt ve daralt-genişlet şeklinde devam edecek. Bunun nedeni ise bu meslekte son yetişen jenerasyon biziz, bizden sonrasında bu meslekte yetişen kimse yok. Zaten ileriki yıllarda bu mesleği yapacak kapasite de ustalar bulunamayacak. Bizim mesleğimiz güzel sanatlar kapsamında olmasına rağmen güzel sanatlar kapsamına bir türlü giremedi. Hala terzilerin sırtında bir vergi yükü bulunmakta. Zaten insanlar iş yapamıyorlar, devletine yük olmamasına rağmen devletimiz hala terzilere hiçbir teşvik sunmuyor" şeklinde konuştu.

MESLEĞİN OKULLARI AÇILMALI

Halil Usta: Yılladır daracık alanlarda arka planda kaldık. Müşterinin karşısına geçip bir hoş geldin demekten aciz olduğumuz bir ortamda yetiştik. Kendimizi aşamıyoruz. Müşteriye mesleğimizi anlatamıyor,  kendimizi kabul ettiremiyoruz. Bu durumlar bizim en büyük sıkıntılarımız. Bu mesleğin bir okulu olsa yetişen insanlar buna göre donanımlı bir şekilde yetişmiş olur. Bu okullardan Paris'te varda neden Türkiye' de yok. Bu okullar olmuş olsa mesleğe yeni  başlayan birisi bütün bilgi birikimine sahip olacak, müşteriye güzel bir şekilde hitap ederek mesleğimizi tanıtıp sevdirebilecek. Şuanda var olan çıraklık okullarına gittiğiniz zaman terzi olmayan kişi terzi yetiştirmeye çalışıyor. Meslek hakkında bir bilgisi olmayanların yapacağı iş değil bu. Türkiye'nin kalbi tekstilse eğer terziliğe de bu kapsamda değer verilmeli. Okulları açılmalı.