Hastalara Manevi Destek

Hastalara Manevi Destek

Yenimahalle'deki Onkoloji Hastanesi'nde talep eden hastalara ve hasta yakınlarına,manevi destek veriliyor. Manevi destek sunan personellerin, bir imamdan daha fazla bilgiye sahip olup ilahiyat, psikoloji ve sosyoloji konularında uzmanlık bilgileri bulunuy


PİLOT HASTANELERDEN BİRİ: ONKOLOJİ

Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın işbirliği ile geçen sene başlatılan ve  projenin yürütüldüğü pilot hastanelerden biri olan  Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sadece talep eden hasta ve hasta yakınını motive etmek ve onlara manevi destek hizmeti sunmak amacıyla tıbbi müdahaleye hiçbir şekilde müdahil olmadan dini konularda danışmanlık ve rehberlik hizmeti veriliyor.

HASTALARA ÖZEL İLGİ GÖSTERİLİYOR

Onkoloji'de hizmet veren Manevi Destek görevlisi Süheyb Okur, "Hastalara değerli olduklarını hissettirme,problemi tespit adına onları etkin bir şekilde dinleyip anlama,anlattıklarını önemseme,inanç ve duygularına dönük yargılayıcı olmadan,herhangi bir düşünce ve inancı empoze etmeden,hastada varoluşsal bir farkındalık oluşturabilmeyi hedefliyoruz" dedi.Hastane Başhekim Yardımcısı Uzman Doktor Fatih Göksel de bu uygulamanın birçok Batılı ülkede uygulandığı bizim ülkemizde ise oldukça geç kalındığını anlattı.

OSMAN AKDOĞAN/ HABERVAKTİM-

Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın işbirliği ile 7 Ocak 2015'te 'Hastanelerde Manevi Destek Sunmaya Yönelik İşbirliği Protokolü' ile hayata geçirilenve birçok hastaya şifa olabilecek uygulamayla ilgili bilgi almak içinprojenin yürütüldüğüpilot hastanelerden biri olan  Kamu Hastaneleri Birliği 3. Bölge Genel Sekreterliği'ne bağlı Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ni ziyaret ettik. Toplumda hala tam olarak bilinmeyen çalışmayla ilgili bilgi almak için uygulamanın başında olan hastane yöneticileri ve hastalara manevi destek sağlayan personel ile görüştük.  
İSTEYEN HASTAYA MANEVİ DESTEK

Onkoloji Hastanesimanevi destek görevlisi Süheyb Okur, sadece kendilerine talep eden hasta, hasta yakını ve hastane personelini motive etmek ve onlara manevi destek hizmeti sunmak amacıyla tıbbi müdahaleye hiçbir şekilde müdahil olmadan manevi destek hizmeti verdiklerini belirtti.Okur , "370 hasta, 230 hasta yakını, 90 palyatif bakım merkezi hastası, 50 palyatif bakım merkezi hasta yakını, 125 hastane personeli olmak üzere toplam 865 bireye ulaştık" dedi.

SADECE TALEP HASTALAR FAYDALANIYOR

Hastaların değer yargılarını gözlemleyip sonra duygu dünyalarına giriş yaptıklarını belirten Okur, "İlk olarak geçmiş olsun ziyareti ile başlıyoruz. Öncelikle kendimizi tanıtıyoruz. Neler yaptığımızı, ne için  yanlarında olmamız gerektiğini açıklıyoruz. 'Sizin sıkıntılarınıza ortak olmaya derdinizi paylaşmaya geldik' diye ufak bir giriş yapıyoruz. Hastanın konuşmasını sağlıyoruz. Hasta konuşmak isterse konuşuyoruz. Konuşmak istemezse çıkıyoruz odadan. İnanmayanlara da saygılıyız.  Her insanı hayata bağlayan bir değer var önemli olan o değeri ortaya çıkarmaktır" diye konuştu.

HERHANGİ BİR DÜŞÜNCE EMPOZE EDİLMİYOR

Uygulamanın başladığı günden bu güne olumsuz bir tepkiyle asla karşılaşmadıklarını anlatan Okur, "Hastalara değerli olduklarını hissettirme,problemi tespit adına onları etkin bir şekilde dinleyip anlama,anlattıklarını önemseme,inanç ve duygularına dönük yargılayıcı olmadan,herhangi bir düşünce ve inancı empoze etmeden,hastada varoluşsal bir farkındalık oluşturabilmeyi hedefliyoruz. Bu farkındalık sonucunda toparlanmalarına eşlik edebilmek ve yeni oluşturmaya çalıştığı duygu,düşünce,inanç sisteminin;duygu ve davranışlarına nasıl uygulanacağı noktasında yardımcı olabilmek işimizin diğer önemli parçasını oluşturuyor" şeklinde konuştu. Okur, farklı inanç grubundaki insanlarla da karşılaştıklarını ifade ederek, örneğin Deist olduğunu ifade eden bir hastayla kendi değerleri ve inanç sistemi üzerinden görüşmeler yaptıklarını ve sonucunda hastanın görüşmelerden sonra memnuniyetini ifade ettiğini söyledi.

PROGRAMLI MANEVİ DESTEK UYGULANIYOR

Hastane Başhekim Yardımcısı Uzman Doktor Fatih Göksel de bu manevi destek yönteminin Almanya, Hollanda, İsviçre, Amerika gibi birçok ülkede uygulandığını söyledi.Sadece talep eden kişilere bu hizmetin verildiğini bir kez daha yineleyen Göksel, "Bu hizmet hastanın talebi esasına dayanıyor. Hastaların bu hizmeti almaya yönelik talepleri olursa hemşire ve doktorlarımız manevi destek birimi ile iletişime geçerek hastanın talebini iletiyorlar ve böylelikle görüşmeler başlıyor.  Hasta ve Hasta yakını talebini belirtmek üzere ilgili personel ile görüşüyor. Sonrasında manevi destek görevlileri bu kişilere bir program dâhilinde destek olmaya çalışıyorlar" dedi.

PAPAZLAR REÇETE BİLE YAZIYOR

Yurtdışında uygulanan manevi destek çalışmalarıyla ilgili şahit olduğu örnekleri de paylaşan Başhekim Yardımcısı Göksel, "Yurtdışında incelmeye gittiğimiz hastanelerde gördüğümüz bir örneği paylaşmak istiyorum. Bir haham bir din görevlisi bu papaz da olabilir hastaya hangi saatte ne yapması gerektiğine dair bir reçete yazıyordu. Sonraki süreçte de hastanın evini ziyarete gidiyordu. Yurtdışında bu yıllardır uygulanan bir şey. Ama ülkemizde farklı nedenlerden dolayı bu uygulama gündeme getirilmemiş. Ülkemiz de çok gerekli bir ihtiyacın önü kapanmasın diye adımlar dikkatli olarak atıldı" diye konuştu.

PERSONELLER OLDUKÇA DONANIMLI

Manevi destek hizmeti sunan personel hakkında bilgi de veren Göksel, "Bir din görevlisinin hastayı ziyaret etmesi toplumda yanlış algılara neden olabiliyor. Bu nedenlerden dolayı konu ile ilgili farklı çalışmalar da oldu. Protokol çalışmaları neticesinde ilahiyatın üzerine şu an için mevcut olan din psikolojisi hasta psikolojisi ve benzer dallarda master yapmış donanımlı arkadaşlar ile bu hizmeti sağlamaya başladık. Bence bu bir isabet oldu" şeklinde konuştu.

OLUMLU GÖRÜŞMEŞER TEDAVİYİ HIZLANDIRIYOR

Manevi destek personelleri ile hastaların arasında yapılan olumlu görüşmeler hastanın tedaviye uyum sürecini hızlandıracağını kaydeden Göksel, "Hastanın inancı en üst düzeyde olursa tedavinin başarısının da en üst düzeyde olacağını gösterir. Bu bilimsel bir gerçektir. Arkadaşlarımız Manevi Destek Görevlileri’dir. Hasta ile kendi aralarında bulunan iletişimi kurarlar ve hastanın bilgi düzeyine göre yaklaşırlar. Bir imamdan daha fazla bilgiye sahipler. Yeterli miktarda psikoloji ve sosyoloji bilgilerine sahipler. sosyal hizmet konularında da bilgi sahibiler ama her şeyden önce kendileri bu konularda ne kadar bilgili olsalar da hastanın ihtiyaçlarını tespit ettiklerinde bu konudaki uzman arkadaşlara gerekli yönlendimeyi de yapmaktadırlar. Bunları kapsayacak kadar eğitime sahip olmaları gereklidir" ifadelerini kaydetti.

KUTU... KUTU... KUTU.. KUTU...

HASTALARIN "DUA" İSTEĞİ
Onkoloji Hastanesimanevi destek personeli Süheyb Okur, İlahiyat Fakültesini bitirdikten sonra ikinci üniversite olarak sosyoloji lisansı yaptığını tasavvuf alanında da Tez yazmakta olduğunu anlattı. Okur, aile danışmanlığı eğitimleri aldığını da söyleyerek bu göreve seçilmesinin ardından Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde 5 haftalık bir eğitim aldığını belirtti. "Bizim hizmetimiz talep eksenli hasta ne isterse biz onu vermek zorundayız" diyen  Okur manevi destek eksenli yaptıkları görüşler yanında "Hocam ben fazla dua bilmiyorum siz daha çok bilirsiniz beraber dua edelim Kur'an okur musunuz?" diyen hastalarının olduğunu dile getirdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.