Karahantepe kazılarında ritüel alanı ortaya çıkarıldı
Şanlıurfa’daki Karahantepe Ören Yeri’nde Neolitik çağdan kalma, amfi tiyatro biçimindeki özel bir mimari yapı gün yüzüne çıkarıldı.
Şanlıurfa’nın Tek Tek Dağları Milli Parkı sınırlarında yer alan Karahantepe Ören Yeri’nde yürütülen arkeolojik kazılarda, Neolitik döneme ait yeni bir ritüel yapısı tespit edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığının Geleceğe Miras Projesi kapsamında hızla devam eden araştırmalarda, şekil olarak amfi tiyatroyu hatırlatan mimari bir alan ile insan figürü tasvirli bir heykel gün ışığına çıkarıldı.
Kazı ekibinin detaylandırdığı bulguların, bölgedeki yerleşim kültürünün sosyal ve ritüel yaşamına dair önemli ipuçları sunduğu belirtildi.
HAYVAN HEYKELLERİNDEN İNSAN HEYKELLERİNE GEÇİŞ
Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, Karahantepe'de yerleşimin Milattan Önce 9400'lerde başladığını ve 8000'li yıllara kadar sürdüğünü söyledi. Karul, kazı alanında üç farklı yerleşim evresi tespit ettiklerini, ilk evrede yuvarlak planlı, ikinci evrede köşeleri yuvarlatılmış dörtgen, son evrede ise gerçek köşeli yapıların görüldüğünü ve her dönemde hem kamusal hem de konut amaçlı yapıların bulunduğunu anlattı.
Evlerin tümünde kazılara devam ettiklerini, daha önce 2 metre 30 santimlik bir heykelin bulunduğu alanda yaptıkları kazılarda ünik eserlerle karşılaştıklarını ifade eden Karul, şunları kaydetti: "Yapının tümünde ana kaya zeminine kadar ulaşıldı, aşağı yukarı 17 metre çapında bir yapıdan söz ediyoruz. Ve bu yapının içerisinde duvarların içerisinde yerleştirilmiş insan başları ya da zeminde atılmış olarak bulduğumuz oturur vaziyette insan heykelleriyle karşılaştık. Bunlar çok ünik buluntular ama tarih öncesi insanın bu dönemden itibaren insan heykellerine daha fazla yer verdiğini, sürecin başlangıcında hayvan sembolizması ağırlıktayken giderek insan sembolizmasının arttığını bize göstermesi açısından sürecin son aşaması, tarihi bu yapıda bir kez daha karşımıza çıktı. Bu yapıların odak noktaları var ki heykel öyle bir yerde ama bu sefer adeta bir odeon bir amfi tiyatro gibi bu odak noktasının karşısında üç basamaklı çok geniş sekiler söz konusu. Sekilerin büyüklüğü, genişliği ve çok katmanlı olması olasılıkla burada gruplar halinde insanların oturmuş olabileceğini akla getiriyor. Bu da yeni karşılaşılan bir mimari tasarım diyebiliriz."
ASIL İŞLEVİ İNSANLARI BİR ARAYA GETİRME
Karul, alanın, restorasyonunun tamamlanması ve dikilitaşların ayağa kaldırılmasıyla daha tanımlı bir halde görüleceğini dile getirdi. Ortaya çıkardıkları kalıntılarda çok sayıda insanın bir araya geldiği, yapıların odak noktalarında da hayvan ve insan heykellerinin bulunduğunu ifade eden Karul, şöyle konuştu:
"Bu binaların işlevi ile ilgili de birtakım çıkarımlar yapmamıza olanak sağlıyor. Bunlar eğer birer tapınak olsalardı işlevlerine indirgenmiş olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla bu yapıların asıl işlevinin insanları bir araya getirme fonksiyonu olduğunu söyleyebiliriz. Bu daha sonraki dönemlerde işte amfi tiyatro, odeon gibi yaşamaya devam eden bir tasarım. Ama sanırım kritik nokta yerleşik yaşamın başlaması ile bir arada yaşamanın gerekliliğini, zorunluluğunu, motivasyonunu sağlayacak mekanlara ihtiyaç duyulması bu tür binaların inşa edilmesine neden olmuş olabilir diyebiliriz."
Kaynak:

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.