İsmet TAŞ

İsmet TAŞ

Beyin göçünü tersine mi çeviriyoruz?

Beyin göçünü tersine mi çeviriyoruz?

İstisnasız her birimiz, zeki, çalışkan, kabiliyetli, yetenekli, sahasında uzman, gelecek vaat eden, yetişmiş insanımızı, elimizde tutamamamızın üzüntüsünü ve kederini yaşıyoruz. Bu değerlerimiz ya kendi iradeleriyle başka ülkelere giderek hayatlarını devam ettiriyorlar ya da başka ülkeler onları bizden alıp kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda kullanıyorlar.

Yine her birimiz bu durumdan yıllarca şikâyet ettik, ediyoruz da. Bu da yüreğimizi kanatan en büyük yaralardan birisi. İşin en acısı içimizdeki birileri de bu "beyin göçü" dediğimiz olayı körüklüyor, ülkemiz için son derece faydalı olan veya olacak kişilerin yurt dışına gitmesi için teşvik ediyorlar.

Ülkemiz ve milletimiz için son derece önemli bir takım olayları okuyup yazmanın ötesinde, gidip bizzat görmemiz her şeyden önemli. Çıplak gözle neyin ne olduğunu çok daha iyi anlıyor, olayları daha anlamlı bir şekilde kavrayabiliyorsunuz. Tek bir şartla! Fanatizmden uzak, ön yargılarımızdan kurtularak, bakış açımızı değiştirerek.

Yani daha düne kadar, "Bizden bir şey olmaz", "Avrupa'nın yaptığı hiçbir şeyi yapamayız", "asla onlar gibi olamayız", "onların eriştiği noktaya bizim hayalimiz bile erişemez" diyorduk. Daha da ötesi Batı hayranlığı, orada yaşama hevesi, gençlerimiz arasında bir hayli yaygın durumdaydı.

Oysaki Batının, Avrupa’nın, dünyada ki birçok ülkenin ulaştığı teknolojilerin veya buluşların altında Türklerin imzası var. Yani bizim insanımızın. Dolayısıyla hiçbir konuda aşağılık kompleksine kapılmamıza zerre kadar gerek yok. Türklerin, dünyanın en zeki, en çalışkan insanları olduğu konusunda, tarafsız bilim insanlarının ortak görüşü var. Sizlere yüzlerce Türk bilim insanlarından bahsedebilirim. Ancak burada söylemek istediğim çok daha farklı bir şey var!

TEKNOFEST... Uzay, Havacılık ve Teknoloji Festivali...

Altı yıl içinde gerçekleşen festivalin 8. si Ankara'da düzenlendi. Elbette gitmemek, görmemek, incelememek olur mu?

Hemen hemen stantların büyük bir kısmını gezme şansına sahip olduk. Neler görmedik, nelere şahit olmadık ki?

Gördüklerimizi, duyduklarımızı, seyrettiklerimizi kısa özet bir şekilde ifade edecek olursak;
Gencecik pırıl pırıl parlayan bir zekâya sahip bir gençlik gördük. Heyecanlı, meraklı, hevesli, bilme ve bilimsel gelişmeye susamış bir gençlik. İçindeki cevheri ortaya çıkartmak için can atan bir gençlik. Yaptıkları ile yetinmeyip, daha ilerisini, daha iyisini yapmak için ter döken, emek harcayan bir gençlik.
Stantlarda hayatın her alanında rahatlıkla kullanabileceğimiz, hayatımızı kolaylaştıran, bütün bilimsel gelişmeleri ve çalışmaları görmek mümkün. Yapay zekâdan, elektrikli araçlara, tarımsal teknolojiden, teknolojinin milli eğitimde uygulanmasına, savunma sanayinden, akıllı evlere, uzay teknolojilerine varıncaya kadar aklınıza gelebilecek her türlü bilimsel çalışma…

Geldiğimiz noktayı büyük bir hayranlıkla, sevinçle, coşkuyla izliyorsunuz.

İmkân verildiği zaman, fırsatlar tanındığında, ortaokul, lise, üniversite de okuyan gençlerimizin neler yapabileceğini büyük bir gururla seyrederken,

Türk Yıldızları’nı, Solo Türk'ü nefesinizi tutarak izlerken, Gökbey'i, Kızılelma’yı, Atak'ı, İHA'ları ve SİHA'ları tanıtanları dinlerken,

"Savunma Sanayimizin Milli Yürüyüşü"ne şahit oluyorsunuz.

Ve en önemlisi;

Yurt dışında olup da Türkiye'ye dönen Türk mühendislerinin harikalar yaratan çalışmalarına bakarak, Batı hayranlığı zincirlerinizi kırdığınızı, kendinize olan güveninizin geldiğini, bilimsel ve teknolojik gelişmelerde, "ben de varım" dediğinizi, gençlerimizin bilimsel çalışmalara dört elle sarılarak, yarışmalarda birinci olabilmek için nasıl gayret gösterdiklerini, bunun içinde en iyisini yapmak için nasıl uğraştıklarını, aldıkları ödülleri, yaptıkları çalışmaları sergilerken nasıl gururlandıklarını, ekip ruhunun nasıl başarı getirdiğini, gençlerimizin sokaklarda değil bilimsel çalışmalara nasıl katkı sağladıklarını bu ve buna benzer daha birçok gelişmeleri gördüğünüz de;

Şükrediyorsunuz... Ülkeniz adına, milletiniz adına, geleceğiniz ve gelecek nesiller adına.

Adına Teknofest kuşağı değin, bilim kuşağı değin, muhteşem gençlik değin ne derseniz değin, ülkemizin, milletimizin geleceğine dair umutlarınızın yeşerdiğini görüyorsunuz.

İnancım o dur ki, geçmişte yapılan hataların yapılmayacağına, insanımıza sahip çıkılacağına, onları asla, kurda, kuşa yem ettirmeyeceğimize,

Dışarıda olan değerlerimizin ülkemize geri döneceğine, yani "Tersine bir beyin göçü"nün olacağına inanıyorum.

Yeter ki, bu gençlere engel olmayalım, horlamayalım, küçümsemeyelim, önlerini açalım, her türlü fırsatı tanıyalım, siyasi tercihlerimiz, ideolojik farlılıklarımız yüzünden yapılan güzel şeyleri yıkmayalım, zedelemeyelim, karalamayalım. Algılarla karalama kampanyaları yapmayalım. Bu tür şer odaklarına prim vermeyelim. Örneğin, hala daha milli gururumuz Togg Fabrikasının olmadığını, araçların İtalya'dan geldiğini söyleyenler ve bunlara inananlar var. Malum fonlanan satılık medya, bir taraftan böyle bir fabrikanın olmadığını iddia ederken diğer taraftan da Togg'un üretildiği fabrikada çalışanların greve gittiğini yazabiliyorlar!

Özetle; bir kez daha ülkesine, milletine, devletine sahip çıkan genç nesli görmekten, onlarla sohbet etmekten, onların bilime olan inançlarını görerek ülkelerini çok daha ileriye götürmek istediklerine şahit olmaktan ne kadar umutlu ve bir o kadar da mutlu olduğumuzu gururla, onurla ifade etmek isterim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR