Beşiktaş’ta yanan yüreğimiz bir hafta sonra Kayseri’de alevlendi. Bu iki kalleş terör saldırısının PKK tarafından yapıldığı herkes tarafından biliniyor. Ve ardından gelen diğer bir saldırı daha…

Rus uçağının düşürülmesinin ardından ilişkilerimiz tam düzeldi derken, paralel ihanet çetesinin Emniyet içinde bulunan uyuyan hücreleri harekete geçti. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov FETÖ tetikçisi tarafından öldürüldü. PKK’sı,DEAŞ’ı, FETÖ’sü dört koldan saldırıyor. Çok vahim bir senaryo karşısında endişelerimizi giderek artıyor. Bu vahim olan senaryo ne diye mi soruyorsunuz içinizden.

Bu senaryonun ilk hedefinde Türkiye var. Türkiye’yi parçalayarak, ardından Rusya ve İran’la kapıştırarak bu coğrafyanın büyük bir felakete sürüklenmesi planı vardır. Bu felaket senaryosunun bir diğer ayağında da bir dünya savaşı yatıyor.

İkinci Dünya Savaşı’ndan günümüze bakacak olursak, uluslararası iklimin hiç bu kadar sertleşmediğini görebiliyoruz. Artık dünyanın doğu ve batı olarak ayrıldığı ortadadır. Merkez güçler ve orta ölçekli ülkeler savaş ortamına doğru yaklaşıyor.

Son dönemlerdeki terör saldırılarının yol haritasını ve sistematiğini çok iyi okumak zorundayız. Bir sonraki adımda ne yapabileceklerini öngörmeliyiz. Çünkü rastgele değil, çok iyi hazırlanmış, planlanmış, hedefleri bize çok şey anlatan bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyayız. Onların bir adım atmadan gerekli önlemleri almalıyız. Eğer bunu başaramazsak yine kaybederiz. Çaresizlik içine düşmemek için bunu yapmalıyız.

Türkiye’yi hem içeriden hem dışarıdan sarmaya çalışan ihanet şebekelerine karşı uyanık olmalıyız.  FETÖ ve PKK üzerinden içeriden, PYD ve DEAŞ’la dışarıdan Türkiye’yi çepeçevre sarmaya çalışıldığı ortadayken, bir tarafta da güçlerin savaştığını, ülkelerin terör üzerinden vurulduğunu, meselenin terör olmaktan çıktığını devletlerin hesaplaştığını unutmamalıyız.

Türkiye'nin çokuluslu saldırılar altında olduğunu biliyoruz. İç savaşa sürüklenip, olmazsa birkaç ülkeyle savaşa sokulup yıpratılmak istendiğini, Suriye ve Irak üzerinden çizilen yeni haritaların Türkiye ayağı için ortam oluşturulmak istendiğini de biliyoruz.

Türkiye’ye karşı bir operasyon yapabileceğini zanneden çakallar yanıldıklarını bir asırdır Çanakkale’de, Kutü’l Amare’de, Dumlupınar’da gördüklerini unutmasın. Onlar hiçbir zaman vazgeçmediler, vazgeçmeyecekler. Bilsinler ki biz de vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Dünyadaki tüm mağdurların, mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz. Çünkü biz Türkler mazluma ve mağdura umut olmayı çok severiz.