Üretici dertli: Emek köylünün para aracının

Üretici dertli: Emek köylünün para aracının

Ulus’ta 30 yıldır mandıra ürünleri satan Nusrettin Demirel, iki üç yıl içinde doğal ürünlerin kalmayacağını iddia ederek, “Emeği veren köylü, parayı kazanan başkası. Köylü emeğinin karşılığını alamadığını biliyor. Bu yüzden üretim yapmak istemiyor” dedi.

Ulus Çerkez Sokak’ta 30 yıldır Mandıracı dükkânı işleten Nusrettin Demirel ile köylünün yapmış olduğu doğal ürünler hakkında konuştuk. Demirel, “Köylü emeğinin karşılığını alamadığının farkında. İki üç yıl sonra bu ürünleri de bulamayacağız. Önceden köylü bunları yapmaya mecburdu. Şu an bu mecburiyet ortadan kalktı. Türkiye’de fakirden alarak zengine verilen bir sistem mevcut. Emeği veren köylü, daha az kar elde eden yine köylü. Üretimde kalmadı, öğretim de kalmadı. Öğretim olmadığı sürece perişanız, çiftçinin sorunları daha da büyüyecek” dedi.

Köylü Katkı Maddesini Dahi Bilmez

Köy ürünlerinin fabrika ürünleri gibi olmadığına dikkat çeken Demirel, köylünün katkı maddesinin dahi ne olduğunu bilmediğini kaydetti. Köylünün ürettiği her ürünün sağlıklı, doğal ve organik olduğunun altını çizen Demirel, “Doğal yani organik dediğimiz çiftçinin yaptığı ürünlerdir. Köylü katkı maddesinin ne olduğunu bilmez. Maliyeti düşürmek için bazı fabrikaların kullanmış olduğu soya, domuz yağı, nişasta unu gibi katkı maddelerini köylü kullanmaz, kullanmayı da bilmez. Bu yüzden köylünün her ürünü sağlıklı ve doğaldır” diye konuştu.

Fiyat Yüksek Satışlar Durgun

Demirel, süt, yoğurt, peynir ve çeşitlerinde Türkiye’de çok fazla fabrika olduğuna değinerek, bu fabrikaların maliyetleri yüksek olduğu için ürün fiyatlarında çok fazla artış olduğunu dile getirdi. Artan maliyetlerin ise satışlara etki ettiğini kaydeden Demirel, “Fiyat yüksek, satışlar durgun” dedi.

1661414538007.jpeg

Katkı Maddeli Ürün Belli Olur

Doğal ürünlerin içerisinde katkı maddesi olup olmadığını müşterinin nasıl anlayacağı hakkında bilgi veren Demirel, “Peynir çeşidini eline alan müşteri elini peynire vurduğu zaman ele gelen un taneciklerinden anlayabilir. Elinizi vurduğunuzda parmak çizgilerinize un doluyorsa, bu ürünün nişasta katkı maddesinden yapıldığını gösterir. Katkı yağı kullanıldıysa ürün sert olur. Dilinizin ucuyla bunu kolayca anlayabilirsiniz. Katkı maddeli ürün kendini ele verir. Doğal ve fabrikasyon ürünü müşterinin fark etmesi kolay olur” şeklinde konuştu.

Besin Değerini Koruyor

“Ürünleri köylü yapıyor, biz köylüden alıyoruz” diyen Demirel, köylü tarafından yapılan süt, yoğurt, peynir ve çeşitlerinde herhangi bir katkı maddesine rastlanmayacağına, besin değerini koruduğuna vurgu yaptı.

Demirel: “Köylünün Ürünü Markete Yetmez”

Demirel, zincir marketlerde doğal köy ürünlerinin satılamayacağına, satılırsa hemen biteceğine ve diğer ürünlere talebin azalacağına değindi. Demirel, “Doğal ürün markete girmez. Köylünün bir ayda yaptığı ürün markette bir günde satılır. Market malsız kalır, bu yüzden onlar fabrikasyon mal alır. Ama etiket olarak köy ürünü, Kars kaşarı, Ağrı vs. yazarlar. Yöresel olarak yazılır fakat fabrika ürünüdür. Köylünün yaptığı ürün markete yetmez” dedi.

1661414537667-001.jpeg

“2-3 Yıla Doğal Ürün Kalmayacak”

Demirel, “Köylü bu ürünleri de yapmıyor artık. 2-3 yıl sonra bu ürünlerde bulunamayacak. 11 kilo sütten bir kilo Çeçil veya kaşar peyniri çıkıyordu. Köylü bunu bilmiyordu. Şimdi köylü farkına vardı” ifadelerini kullanarak “Artık köylü hayvanı sağmıyor, yavrusuna emdiriyor. Yavrusunu büyütüp satmayı tercih ediyor. Çünkü artık emeğinin karşılığını alamıyor. Ama önceden bunu mecbur yapıyordu, yapmak zorundaydı. Şu an o mecburiyet ortadan kalktı. Her şey pahalı olduğu için emeğini bulamıyor” diyerek köylünün emeğinin karşılığını alamadığı düşüncesiyle bilinçlendiğini söyledi.

Çiftçinin Sorunları Büyüyecek

“Fakirden alarak zengine verilen bir sistem mevcut” diyen Demirel, vatandaşın direkt olarak köylüye ulaşması ve köylüden alışveriş yapması gerektiğine değindi. Konu hakkında açıklama yapan Demirel, “Vatandaşın direkt olarak köylüden alışveriş yapabilmesi için devletin araya girmesi gerekiyor. Bu insanlara ulaşımı devlet sağlamalı. İnsanlar daha ucuza daha kaliteli mal almalı. Üretici ve tüketici arasında en fazla bir veya iki kişi olmalı. Araya daha fazla kişi girdiği zaman sıkıntı çıkıyor. Ama sistem düzelmediği için bu sıkıntılar hiç geçmiyor. Önümüzdeki günlerde çiftçinin sorunları daha da artacak” dedi.

Üretimde Öğretim De Kalmadı

Demirel, “Devlet çiftçiyi birinci elden desteklemeli fakat çiftçi üretimde desteklenmiyor. Bu bağlamda öğretim kalmadı. Hangi, ülke hangi ev olursa olsun, bir ev bir devlettir. Bir evin varlığı, huzuru çoksa devletin de öyledir. Bir evin yoksa devleti de yoktur. Ben bu domatesi, biberi, soğanı kendi köyümde eksem yaz, kış mahsulümü çıkarırım. Pazardan, marketten almama gerek kalmaz. Artık öğretim yok. Öğretimin olması için devletin çiftçiye destek olması, tarlaların ekilip biçilmesi gerekmektedir. Öğretim olmadığı sürece perişanız. Üretim yok, devletin de üretime katkısı yok” şeklinde konuştu.

Buket Beslen/ İlk sayfa

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.