Serhan Yetkinşekerci

Serhan Yetkinşekerci

Birine Silah Sat, Diğerini Hedef Göster

Birine Silah Sat, Diğerini Hedef Göster

Katar aşağı Katar yukarı tartışıyoruz.
Bu kriz bizi ne kadar etkiler? Sahi, ne oluyor Arap Yarımadası’nda? Sorularını soruyoruz. Herkesin bir cevabı var.
Peki, Katar’ı ne kadar tanıyoruz? Önce bunu cevaplamalı.
71’de bağımsızlığını ilan etmiş bu adamlar.
Küçük ölçekli, 2 milyon civarında insana ev sahipliği yapıyor. Büyük kısmı da vatandaş değil.
Kalabalık bir zengin nüfus barındıran, aşiret devleti diyebiliriz.
El Sâni hanedanlığı tarafından yönetiliyor.
Bunların ekmeği, petrol ve doğalgaz. 
Paraları çok.
Bugün hedef oldular:
ABD, destur verdi.
Araplar bir bir köprüleri attı.
Katar’ı indirecekler gibi.
Neden mi?
Hadiseyi anlamak için biraz geçmişe gitmek gerek.
OSMANLI’YLA HANEDAN OLMUŞ
Katar’ı yöneten El Sâni hanedanı, bundan 300 yıl evvel Arabistan Çölü’nden kalkmış gelmiş kıyı kenardaki Doha’ya yerleşmiş.
Çölün bağrından fırlayan bu aşiret, Doha’da kendinden küçük bütün aşiretleri yutmuş. Büyümüş, büyümüş ve daha da büyümüş…
Şimdilerde olduğu gibi öyle zengin falan değiller. Balıkçılık yaparak geçiniyorlar. Yoksulluk had safhada!
1871’de baktılar olmuyor, Osmanlı’dan koruma talep etmişler. Sultan Abdülaziz kabul etmiş. El Sâni aşiretine kaymakamlık vermiş. Yani El Sâni aşireti, Abdülaziz’in fermanıyla El Sâni hanedanı olmuş.
Ancak bu bağlılık pek uzun sürmemiş, 1915’te İngilizler işgal etmiş Doha’yı. Çok durmadan ayrılmışlar oradan lakin, petrol konusunda kontrol altına almışlar Katar’ı. Tabi ilerleyen 30 – 40 yıl içinde petrolün önemi iyice ortaya çıkmış. Artık kim ne yapsın balıkçılığı! Katar, petrol üreticisi olmuş. Hem de en büyüklerinden.
Bildiğin piyango! Dönüveriyorlar köşeyi. Para, bağımsızlığı getiriyor. 71’de çekiyorlar bayrağı göndere.
Peki, İngilizler 1971’de petrolü öylece bırakıp gitti mi? Her şey hanedanın kontrolüne mi bırakıldı? Hanedanı bağlayıcı hiçbir şey yok mu?
İşte, İngilizlerin Katar üzerindeki etkisine dair bir ipucu:
El Sâni hanedanının her ferdi ya İngiliz Kraliyet Harp Akademisi’nde, Harrow School’da ya da London Business sıralarında eğitim alır. İngiltere’de, birer İngiliz gibi yetiştirilirler.
Neyse, bunlar işin tarihsel boyutu. Sorumuzun cevabı değil. Biz dananın kuyruğunun koptuğu yere gelelim.
GAME OF THRONES MÜBAREK
Ülkede demokrasi yok,
Yönetim Game of Thrones’u aratmıyor.
Devleti yöneten emirin, biri gidiyor diğeri geliyor.
Örneğin; Şeyh Hamad babasını kansız bir şekilde ‘devirdi’ 18 yıl hükmetti.
Onun döneminde Katar, dünyanın en zengin ülkesi oldu.
Şeyh Hamad’ın yönetiminde birçok sektörde dünya çapında markalara ortak olundu. Wolkswagen bunlardan biri.
Katar, birbirinden iddialı spor organizasyonlarına adres oldu. 2022’de düzenlenmesi planlanan Dünya Kupası bunlardan biri.
Ancak en büyük başarılarından biri kuşkusuz, Arap dünyasında bir ilk olan Al Jazeera idi.
Şeyh Hamad’ı, oğlu Tamim El Sâni ‘devirdi’ 2013’te.
Baba, kendi rızasıyla devretti yönetimi.
İşte bu sebepten ötürü, Katar’daki politika çok tutarsız ve değişken olabiliyor. Problem de burada başlıyor zaten. Emir Tamim El Sâni, babasından daha hırslı. Devletini bölgesel bir güç haline getirmek istiyor. Bu hususta 4 yıldır ciddi adımlar attı. 
Bizde de yatırımları çok. Katar’dan ülkeye nasıl girdiği belli olmayan paraları geçtim. Finansbank’tan Digiturk’e, Banvit’ten Boyner’e pek çok markayı ya satın aldılar ya da ortak oldular. Katar’ın düşmesi ekonomimizde küçük bir sarsıntı oluşturacak olsa da burada mesele biz değiliz. Büyük resme bakmak lazım.
37 yaşındaki Tamim’in politik adımları, birilerini çok rahatsız etti.
Başta Suudi hanedanı, kendisini Arapların tek gerçek hegemon gücü olarak görür. Kendi coğrafyalarında yaşanan sıkıntılar umurlarında olmaz. Kibri de elden bırakmazlar. El Sâni hanedanını küçük görüyor ve bu ‘küçük rakibin’ giderek güçlenmesinden hazzetmiyorlar. Malum, karizmaları çiziliyor!
ABD, NE BUYURURSA O!
Bugün köprüleri atan Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Libya, ABD ne derse onu yapıyor. Katar, aforoz ediliyor.
Katar ise, karşılık vermedi. Reste rest çekmek yerine, ‘‘Oturup konuşalım’’ dedi.
Tabi tüm bu ülkeler ve yaptırımları buzdağının görünen yüzü.
Cüreti, Batı menşeli aciz bir kalabalık bu.
Yaptırımlara ve belki de ileride savaş çıkaracak olmalarına gerekçeleri de şunlar:
-    Katar, İran’la aynı yatağa giriyor.
-    Yemen’de, Mısır’da ve daha birçok yerde terörü besliyor.
-    Müslüman Kardeşler ve Hamas Örgütü’yle çalışıyor.
-    Ne kadar aşırı dinci, radikal grup varsa onlara ev sahipliği yapıyor. Onları ülkesinde barındırıyor.
Trump, fermanı da Twitter’dan duyurdu yedi düvele:
Trump, ‘‘Yakın geçmişte Ortadoğu'ya yaptığım ziyarette 'radikal ideolojiye maddi destek verilemeyeceğinin altını çizmiştim. Liderler de Katar'ı işaret etmişti. Bakın!" dedi.
Yetinmedi, "Suudi Arabistan ziyaretinde, Kral'la (Salman) ve 50 ülkeyle yaptığımız ziyaretin işe yaradığını görmek iyi. Onlar, radikalizmin finansmanı konusunda katı bir tutum alacaklarını söylediler ve bütün söylenenler Katar'ı işaret ediyordu. Belki, bu terörizm korkusu için sonun başlangıcı olacak" ifadelerini de ayan beyan kullandı.
Görünen o ki, çok gümbürtü çıkacak.
KABAHATİ UZAKTA ARAMAMALI
Batı’nın yaptığı güzel iş aslında.
Birinin petrolüne çök. 
Diğerine özgürlük götür.
Ötekine silah sat.
Berikini hedef göster. 
Birkaç tanesini yandaş yap.
Kimisini de aracı kıl.
Hiç suçlayamıyorum Batı’yı. Kabahat bu coğrafyanındır. Bir arada olması ve üreterek güçlenmesi gereken toplumların acizliği ve bencilliği bu zafiyeti meydana getirmiştir. Şark, kendi edip kendi bulmaktadır.
Tek kelimeyle, müstahak. Başka bir şey değil!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR