Serhan Yetkinşekerci

Serhan Yetkinşekerci

Çıkışı da Hesap Ettik mi?

Çıkışı da Hesap Ettik mi?

Mehmetçik İdlib’de.
Amaç: ‘Gerilimi azaltmak. Ateşkesi korumak’
Bu sebeple Mehmetçik, İdlib’de kontrol ve gözlem noktaları oluşturacak.
Kimseyle herhangi bir çatışma hedeflenmediği gibi, kimsenin de birbiriyle çatışmadığından emin olmak için İdlib’deyiz.
Zaten operasyon yerine ‘intikal’ gibi bir hamle yapılmasının sebebi de bu. Çünkü bölgedeki muhatap Heyet Tahrir Şam, bizim desteklediğimiz yerel unsurların bölgeye girmesi halinde çatışma çıkacağını söyledi. Her ne kadar Mehmetçik’i doğrudan karşısına alıp çatışmak istemese de ‘intikal’in başarısı HTŞ’nin göstereceği dirence bağlı. 
Zemin her türlü provakasyona ve beraberinde gelecek çatışmaya müsait.
Desteklediğimiz yerel unsurlar arasında bile bir çatışma çıkması mümkün.
Bizim derdimiz, Kürt koridoruna engel olmak. Fırat Kalkanı’yla kısmen engellediğimiz tehdidin, Akdeniz’e kadar uzanmasına fırsat vermemek.
Bu yüzden ‘intikal’in bir an önce tamamlanması ve burnumuzun dibindeki Afrin’e kadar genişletilmesi söz konusu.
Çünkü malumunuz üzere Afrin, YPG’nin kontrolünde. Ve sınırımızda tehdit oluşturuyorlar.
Rusya’nın Afrin’e düzenleyeceğimiz bir operasyona yeşil ışık yaktığı söylense bile, henüz böyle bir adım atmadık. Ancak İdlib ‘intikali’nde keşif gücümüz doğrudan Afrin’i dikizleyen Şeyh Bereket Dağı’na yöneldi.
Niyetimiz aşikâr, Afrin’e girmek istiyoruz. Girmeliyiz de. Aksi takdirde Fırat Kalkanı Harekatı’nı ve İdlib intikalini yetim bırakırız.
Fakat iyi hesap etmeli. Oradaki tek oyuncu biz değiliz. Burada karşılaşılacak direniş, Cerablus’takine benzemez. DAEŞ’le çatışırken sadece DAEŞ’le çatışırsınız. Ancak burada ABD’ güdümünde bir YPG var. Halkın da direnişe katılma ihtimali söz konusu. Rusya’nın yaktığı yeşil ışığın renginin değişmesi ve rejimin de duruma müdahil olmasından bahsetmiyorum bile. (Şu an gerçekleştirdiğimiz ‘intikal’ Esed’le ortak bir harekat tarzı anlamına gelse bile)
Peki bütün derdimiz Kürt koridoruna engel olmak mı?
BİR DERDİMİZ DAHA VAR
Hayır. Bir sebebi daha var ki, bizim için ciddi önem arz ediyor.
O da şudur; eğer Astana’da İran ve Rusya ile birlikte garantör olduğumuz ateşkes korunamazsa, yine bizim başımız ağrır. 
Çünkü yeni çatışma, yeni göç dalgası demek.
Suriye’deki savaşın yaşandığı bölgelerden İdlib’e milyonlarca Suriyeli göç etti. Eğer orada bir çatışma çıkarsa, bu insanlar bizim kapımızı çalacak.
Şu an İdlib’de 1,5 – 2 milyon kişinin yaşadığı tahmin ediliyor.
Ve bu insanların çatışmadan kaçmak için gidebilecekleri sadece iki yer var.
Birisi Afrin, diğeri Hatay.
Cumhurbaşkanı ‘intikal’ başlamadan, İdlib’den kaçanlara kapımızın açık olduğunu daha önce beyan etti.
Yaptığımız hamlenin amacı ise böyle bir göç dalgasının oluşmasına engel olmak. Aynı şekilde Kürt koridoruna da engel olmak. Böylece sınırdaki tehididi ortadan kaldırabiliriz.
Fakat bu da geçici bir vaziyet. Mehmetçik bu topraklara girdi girmesine de...
Nasıl çıkacak? Daha doğrusu çıkarken burayı kime emanet edecek?
Operasyonların 3. Artısı da burada:
Türkiye’nin ‘belirleyici güç’ olması. Kontrol bizde olursa, kime teslim edileceği konusunda daha fazla söz sahibi oluruz.
Ama hazin bir biçimde tıkandığımız yer de burası.
Kürt koridoru oluşmasın diye tuttuğumuz bölgeleri, buradan ayrılırken Kürtlere teslim edecek değiliz herhalde?
Şu an desteklemekte olduğumuz yerel unsurlara gelince, biz orada olduğumuz halde onların birbirleriyle çatışmasını zar zor engelliyoruz. Bir de kendi hallerine bıraktığımızı düşünün…
Geriye tek seçenek kalıyor: O da ortalık temizlendikten sonra bölgeyi Suriye ordusuna, yani Esed’e teslim etmek.
Rusya’nın bizi getirmek istediği nokta da bu zaten.
Ne dersiniz? Sizce bu sebeple mi yaptığımız operasyonlara yeşil ışık yakıyorlar?
Yeni müttefik Esed mi?
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR