Şule Nallı

Şule Nallı

Alevlere Karşı Duran Şehitlerimiz

Alevlere Karşı Duran Şehitlerimiz

Yaz mevsimi geldiğinde sadece deniz ve tatil değil, duman ve yangın da gelir bu topraklara. Gökyüzü birden kararır, toprak kavrulur, ağaçlar feryat eder. Siren sesleri orman yollarına karışır. Bir telaş, bir koşuşturma başlar. Televizyonlar sıcak gelişmeler verir, sosyal medya yangının görüntüleriyle dolar. Ama o yangının ortasında, alevlerin içine yürüyen bazı insanlar vardır. Onlar yalnızdır. Onlar sessizdir. Onlar canlarını ortaya koyarak doğayı korumaya çalışan isimsiz kahramanlardır. Bu yaz Eskişehir’de çıkan yangında 10 kişi hayatını kaybetti. Aralarında ormancılar vardı, gönüllüler vardı, yangın söndürme ekiplerinde çalışanlar vardı. Hepsi, yanmayı göze alarak ateşe koştu. Hepsi, kendi hayatını değil, ormanı kurtarmayı düşündü. Ama biz onları sadece birkaç satırda andık. Kısa haberlerde, sayıların arasında kaybolup gittiler.

Alevlerin ortasında kalan bu insanlar, en sade hâlleriyle kahramandı. Ne kamera önüne geçtiler, ne alkışlandılar. Onların tek motivasyonu vicdanlarıydı. Bir ağaç daha yanmasın, bir canlı daha zarar görmesin, bu ülkenin ormanları yok olmasın diye uğraştılar. Ancak uğruna can verdikleri ormanın gölgesi bile onların adını yeterince yaşatamadı. Birkaç paylaşım yapıldı, birkaç cümle kuruldu, sonra sessizlik geri döndü. Her yangından sonra aynı cümleler duyulur. Önlem alınacak, sorumlular bulunacak, yanan alanlar tekrar yeşillendirilecek denir. Ama alevlere kurban verdiğimiz canların arkasından gerçek anlamda bir hesap verilmez. Her yaz aynı sahneler yaşanır. Eksik ekipman, geç müdahale, hazırlıksız koordinasyon. Ve bu eksikliklerin faturası hep yangının ortasında görev yapanlara çıkar. Yangına karşı savaşanlar sadece ağaçları değil, vicdansızlığı da söndürmeye çalışır. Ama onlar düşerken kimse tutmaz. Onlar yanarken kimse üzerine örtü seremez. Çünkü bu ülkede hayatını veren kahramanlar ancak sessizce anılır. Tören yapılmaz, isim verilmez, heykel dikilmez. Bir çam ağacının altında toprağa verilirler. Üzerlerine sadece toprak değil, bir ülkenin utancı da örtülür. Onların uğruna can verdiği doğa birkaç yıl içinde yeniden yeşerir. Fakat onların yokluğu bir daha geri dönmez. Çocukları babasız büyür, eşleri onsuz bir hayatı öğrenir, anneleri acıyla yaşlanır. Ama toplum olarak sadece haber izler, bir an duygulanır, sonra her şeyi unutmaya devam ederiz. Bu ülke ormanlarıyla değil, o ormana koşan insanlarıyla ayakta durur. Bu ülkenin asıl gücü, yangına rağmen geri adım atmayan o gönüllülerdedir. Fakat biz onların adını bile telaffuz etmeden yaşamaya devam ederiz. Onları hatırlamak sadece bir görev değil, bir borçtur. Onlar şehittir. Onlar, hiçbir çıkar gözetmeden, sadece toprak için can verenlerdir.

Şimdi ağaçlar yeniden büyür, ormanlar bir gün eski hâline döner. Ama o on insanın bıraktığı boşluk hiçbir zaman dolmaz. Biz onların hatırasını yaşatmadıkça, her yeni yangın sadece doğayı değil, insanlığımızı da yakmaya devam eder. Gerçek vefa, onların düşmemesi gereken yükü anlamakla başlar. Ve artık sadece ağaçlar değil, insan da koruma altına alınmalıdır. Çünkü ormanları kurtaranlar, önce hayatlarını feda edenlerdir. Onlar yanarken biz sustuk. Artık susmak değil, sahip çıkmak gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR