
Acil Yeni Bir İş Lazım!
Üniversite sınavı sonuçları açıklandı. Geleneksel cümleler yine piyasaya düştü. Ben zaten mezuna kalacağım. Zaten okusak da iş yok. Bu yıl zaten çalışmadım. Ülkede eğitim bitmiş kardeşim. Ben zaten üç harfli marketlerde çalışacağım. Benim puanıma şu bölüm geliyor. İstesem de kazanamam zaten. Bu matematik beni hiç sevmedi hocam. Acaba seneye daha iyi yapar mıyım? Hangi bölümü seçmeliyim? Keşke sınav olmadan üniversiteye gitsek. Abi ben üniversite hayatı yaşamak istiyorum boş ver hangi bölüm olursa olsun. Nereden başlasam bilemedim.
Öncelikle sınavdan başlayalım. Sınav kaldırılamaz, kaldırmak için benim bile çözüm önerim yok. Bir kere bu konuda anlaşalım. Ortada bir sınav varsa yapılacak şey ona yeterli seviyede hazırlanmak gerekir. Son sınıfa geçmiş öğrenciler haziran ayında ders çalışmaya başladı. TYT alanındaki Türkçe ve matematik dersini çoğu bitirdi bile. Senin de yapman gereken bu bahane üretme otur ders çalış!
İkince meselem de şu herkes devlet memuru olamaz, imkânsız… Neden imkânsız? Devlette şu an ortalama 5-6 milyon civarında memur var. Sınava giren öğrenci sayısı ise 2-3 milyon arasında değişiyor. Soralım bu kadar kişiyi her yıl memur yapma şansımız var mıdır? Maalesef yoktur. O zaman bunu düşünerek sınava hazırlanmalıyız. Biz hep sonradan düşünüyoruz. Önce plan yapalım, plan için ne gerekli ise onu yapalım, sonunda ise hedefe ulaşalım.
Hep olumsuz konuştuk şimdi olumlu taraflara bakalım. Sınav size statü yükselttirebilir. Nasıl yani? Sınavdan yüksek puanlar alıp doktor, diş hekimi, mühendis, savcı, hâkim olabilirsiniz. Köyde çobanlık yapan çocuk Türkiye birincisi haberleri duyarız her yıl ve buna seviniriz. Bu sınav sizi maddi anlamda yukarılara taşıyabilir. Aslında bu çok güzel bir fırsattır. Hayata doğru yerden bakmak lazım. Her durumun ve olayın pozitif taraflarına bakarsak ve çözüm yolları üzerine kafa yorarsak bu bizi çok iyi yerlere getirir.
En nefret ettiğim cümle, “Puanım buna yetti ve bunu yazacağım.” cümlesidir. Neden? Senin hiç fikrin yok mu? İlerde mutsuz bir şekilde o işi mi yapacaksın? İşsiz kalınca üzülmeyecek misin? Lütfen! Düşünün ve oturun ders çalışın… Hedef koyalım, işimizi kendimiz seçelim. Bir iki yıl sabır gösterelim ve kırk yılımızı mutlu yaşayalım.
Meslek seçimi ile ilgilim net fikrim şudur. Sınava liseye başlayınca düzenli çalışalım. Öyle güzel bir puan alalım ki hem bölümü hem üniversiteyi biz seçelim. Seçtiğimiz meslek devlete ataması olsun, özel sektörde iş bulabilsin ve en önemlisi bu ilk iki seçeneği istemezsek kendimize iş yeri açabilelim. Hocam çok şey istiyorsun, hayır istemiyorum. En iyisi nedir? Tıp diyelim: ataması var, özel hastane var ve istersen özel klinik açabilirsin. Örnek vermeye devam edelim. Tıp, diş hekimliği, hukuk, eczacılık, mühendislik, ziraat, veterinerlik gibi bölümlerde hem devlete atanabilirsin hem özel sektörde iş bulabilirsin hem de kendine ait bir iş yeri açabilirsin. Bence en güzeli budur. Kapsam alanı ve hareket alanı daha büyük ölçekli bölümleri istersek hayatımız daha pozitif ilerleyebilir.
Ben kısa yoldan memur olmak istiyorum diyenler de olabilir. Güzel bir düşüncedir. İki yıllık bazı bölümleri kazanmak hem daha kolaydır hem de atama puanları düşüktür. Toplumdaki şu algıyı da kırmak gerekir. Evladım sen kaç yıllık okuyorsun deyince iki yıllık cevabı bazı insanlarda hoşnutsuzluk yaratabilir asla böyle şeylere takılmayın.
Puanla yerleşmenin dışında özel yetenek sınavı ile öğrenci alan okullar da vardır. Güzel sanatlar ve spor bölümlerine özel yetenek sınavı ile girebilirsiniz.
Kısacası bu sınava yeterli seviyede hazırlanalım. Kendimize a, b ve c planları yapalım. Kendi geleceğimizi kendimiz belirleyelim. Sırf okumak için bölüm yazmayalım. Kendi hayatımızı yönetemezsek hayatımız boyunca başkaları bizi yönetecektir bunu da unutmayalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.