Osman Akdoğan

Osman Akdoğan

Başkent'teki çocuklar çocuk değil mi?

Başkent'teki çocuklar çocuk değil mi?

Türkiye'deki bir hayır kuruluşunun "Halepli bir çocuk üşürse biz yanarız!" adlı kampanyasını görmüşsünüzdür. Bu konuda hazırlanan afişler Başkent'in de çeşitli noktalarında yer alıyor. 
İnanıyorum ki o yürek yakan afişlere kim bakarsa bakın o acıya ortak oluyordur. Savaş nedeniyle evleri yıkıldığı için dışarıda kalan ve üşüyen o çocukların çektiği sıkıntılar gözümüzün önünde canlanıyordur.  Zaten aksini düşünmek de olmaz. 

Masum çocukların karşı karşıya kaldığı o çaresizliğe ülkemizdeki çok sayıda hayırsever vatandaşlarımız da kayıtsız kalmıyor elbette. Türkiye'nin dört bir yanından Suriye'ye, Halep'e, Halepli çocuklara yardım TIR'ı gidiyor. Bu yardımseverlik örneği göğsümüzün kabarmasına neden oluyor. Ülkece nerede bir mazlum varsa onu zalimlerden koruyoruz, kolluyoruz çok şükür.

Sınırlarımız dışında bu kadar güzel işlere imza atılırken Başkent'te şahit olduğum bazı üzücü manzaralar bu millete inanın hiç yakışmıyor! Nedir mi bunlar? 
Sınır dışındaki çocukların yardımına koşarken Başkent'in sokaklarında bu dondurucu soğuklarda dilenen ya da dilendirilen çocukları nedense göremiyoruz! Bu çocukların yüzde 80'i de savaş mağduru. 
Yaşları 10'u dahi geçmeyen masum çocukların her köşe başında dilenirken ya da dilendirilirken  şahit olduğumuz üzücü manzaralar karşısında neden susuyoruz?

O çocuklara bakıyoruz ki dilenirken ya da dilendirilirken üstlerinde ne mont var ne de ayaklarında düzgün bir ayakkabı!
Biz yetişkinler olarak bu soğukta dışarıda 1 saatten fazla duramazken onlar saatlerce sokaklarda hareketsiz bir şekilde bekliyor! 
Halepli çocukları ısıtmak için uğraş veren yüreğimiz, yanı başımızda bu buz gibi soğukta donan ve birileri tarafından zorlanan çocuklar için yanmıyor mu? Onları kurtarmak aklımızdan ucundan gelmiyor mu?
Ben o çocukların dileneceğine ihtimal vermiyorum. Hangi çocuk o soğukta dilenmek ister ki? Ve eminim ki bir grup çete tarafından bu çocuklar zorla kullanılıyor ve zorla dilendiriliyor!

Gördüğümüz gibi bu çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Ancak bu sorunun giderek büyümesine rağmen neden bir önlem alınmıyor? Neden bu üzücü manzaralara müsaade ediliyor? İnanın akıl alacak gibi değil. 

Bu konuda kime büyük görev düşüyor? Tabi ki başta Ankara Valiliğine ardından Ankara Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne, Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne, belediyelerin zabıta ekiplerine daha sonra ise Başkent halkına. 
Gerek Halepli çocukları gerekse de savaştan kaçarak gelerek Başkent'te zor günler yaşayan bu masum çocukları yaşadıkları bu hayattan kurtarmalısınız. Bütün mazlum çocukların seslerine nefes olmalıyız.  
Bazı çocuklara yardım edilirken yanı başımızdaki çocukların görmezden gelinmesi bilmeliyiz ki hiç yakışmıyor. Buradaki suç hepimizin. Bu sorunu çözecek de bizleriz. Onun için herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum. 
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR