Ahmet Fidan

Ahmet Fidan

“Bayram o bayram ola”

“Bayram o bayram ola”


Kur’an-ı Kerim ayetlerle, Hz. Peygamber hadislerle bir kısım emir ve yasakların, hikmet ve mananın daha iyi anlaşılması ve kavranması maksadıyla çoğu kez sembollere müracaat eder. Gerek Kur’an-ı Kerim ve gerekse Hz. Peygamber  (s) in sembollerine en çarpıcı ve en can alıcı örnek “Kurban”dır.

Allah, Müslümanlar için iki önemli bayram lütfetmiştir. Bayramların ilki bir aylık ramazan orucu sonunda cehennemden kurtuluş, cennete kavuşmanın sevincinin sembolü  “İ’d-i fıtr/Ramazan bayramı”, diğeri iki ay on gün sonra kutlanan “Kurban Bayramı”.

Kurban, Hz. Âdem ‘in oğlu Habil ve Kabil arasında ilk kavgadan sonra devreye giren bir semboldür. Ama şuan yer yüzü Müslümanlarının kutladığı kurban ise Büyük Peygamber Hz. İbrahim (s) in bir hatırası olarak hatırlanmakta ve yad edilmektedir. Kurban, başlı başına üzerinde düşünülmesi, ibret alınması gereken çok yönlü muazzam bir semboldür.

Kurban, kelime olarak yakınlaşmak anlamındadır. İslam’ın temel inancına göre Allah ile kul iç içedir. Ancak kul Allah’ın tayin ve tespit ettiği sınırların dışına çıkarak bazen günah işlemektedir. Bir yıllık süre içinde  işlenen suçların, kulun Allah’a karşı işlediği ve  bağışlanması karşılığında kurban kesilir.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim oğlu Hz. İsmail’i kurban etmekle emredilmektedir. Hz. İbrahim ise bu emir karşısında bir anlık tereddüt göstermemekte ve İsmail’i alarak kurban yerine götürmektedir.

Hz. İbrahim’in kurban olayında en dikkati çeken bir diğer husus ise genç oğul İsmail’in teslimiyetidir. “Emr olunduğunu yap, beni teslim olmuşlardan bulacaksın.” diyebilmektedir.

Olayın sonunda hem Hz. İbrahim hem Hz. İsmail kazanmaktadır. Çünkü Allah kendilerine bir koç armağan göndermiştir.

Hz. İbrahim’den yaklaşık beş bin yıl sonra Mekke’de Arafat’ta, diğer yerlerde Müslümanlar kurban keserken hep o anı sembolize etmektedirler.

Günümüzde oğlunu değil ama malını Allah yolunda feda etme testinden geçmekteyiz. Ama en önemlisi Hz. İsmail’in teslimiyetini gösterecek oğullara sahip miyiz? O teslimiyeti gösterecek nesillere muhtacız.

Kurban bayramında üç önemli dinî görev yerine getirilmektedir. Öncelikle imkânı olanlar ve şartları yerine getirenler, hac ibadetini yerine getirmektedirler. Hac, İslam’ın şartlarındandır. İkinci ve en önemli görev Kurban kesilmektedir. Birinci günün bayram namazından başlayarak üçüncü günün ikindi vaktine kadar kurban kesilmektedir. Kurban vacip bir ibadettir.

Üçüncü ve en önemli dini görev ise arefe günü sabah namazında başlayıp, dördüncü günü ikindi namazının farzından sonra bitmek üzere “teşrik tekbirleri” getirmektir.

Aslında her üç konu başlı başına önemli ibadetlerdir. Allah gerçek manada söz konusu bu ibadetlerini yerine getiren kullarından eylesin.

Kurbanın gündemde olduğu bu günlerde, nüfus cüzdanında Müslüman kaydı bulunan bazı akıl fukaraları kurban kesmenin aleyhinde kalem oynatabilmektedirler. Bunlardan birisi var ki bazen Müslüman, bazen Yahudi bazen ateist düşünceleri ile tanınmaktadır. Son yazısında kurban kesmeyerek hayvanlarının canlarının bağışlanmasını üfürmektedir.

Ne diyelim, aramızda böyle akılsızlarda bulunmaktadır.

Kurban bayramınızı en kalbi duygularla tebrik ediyor, bayramın ailemize, ülkemize ve tüm dünya Müslümanlarına hayırlar getirmesini niyaz ediyorum.

G Ü N Ü N    H İ K M E T İ

“1 - Muhakkak biz sana Kevser'i verdik.

2 - Öyleyse Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes.

3 - Muhakkak ki sonu kesik olan, sana buğzedendir.”

Kur’an-ı Kerim Kevser Suresi


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR