İsmet TAŞ

İsmet TAŞ

Bu millet sizden rahatsız!

Bu millet sizden rahatsız!

    Ben kendimi bildim bileli bu ülkede oy oranı üç aşağı beş yukarı % 70 e,  % 30 dur. (Bir kaç istisna hariç) 1950 den beri sağ iktidarlar iş başındadırlar.  Yani yaklaşık 65 yıldır. Hatta bırakın 65 yılı, birileri on kere gitti, on bir kere geri geldi. Sürekli %70 lik oylar çantada keklik görüldü.  Çünkü halkın önünde iki alternatif vardı. Ya %30 a oy verecek,  ya da %70 e.
    Söz konusu olan %30 luk kesim hiç düşündü mü, bu Millet bu kadar sıkıntı çekmiş olmasına rağmen,  biz niye daha fazla bu Milletin itimadını kazanamıyoruz diye? Neden bu Milleti yönetmek için iş başına gelemiyoruz diye? Neden %30 u %40 lara 50 lere getiremiyoruz diye?
%30 luk kesimin oy oranının yükselmemesi, işbaşına gelen iktidarların son derece mükemmel, hatasız, kusursuz bir yönetim gösterdiği için mi? Yoksa, bu % 30 luk kesimin yanlışları, hataları, yaklaşımları, halktan kopuk oluşları, halkın değer yargılarına yabancı oluşlarımı? Veya tutarsızlıkları mı?BU MİLLET SİZDEN RAHATSIZ MI? RAHATSIZSA NİYE RAHATSIZ? Birlikte cevap arayalım isterseniz.    
80 öncesi ve 80 sonrası Türk Halkını analiz etme fırsatı bulan bir kişi olarak söylüyorum.
    Fazla geriye gitmeden birkaç örnek verelim.
    Yıllar evvel Aziz Nesin; “Türk Halkının % 60 ı aptaldır”  demişti.  Aslında  işte sorunun cevabı burada.
    Siz (%30 u kastediyorum) Türk Halkını Aziz Nesin gibi gördünüz.  Aptal, salak, geriz zekâlı, göçebe toplumu, güdülecek koyun sürüsü, cahil, medeniyetten yoksun, bağnaz, gerici, yobaz vs. 
    Ne zaman sağ iktidarlar güçlü olsa, Ordu iktidara diye davet ettiniz.  Ama ihtilallere karşıyız dediniz! (Muhtıralar, Postmoderm darbeler, 28 Şubatlar, Karargah Rahatsız gibi) Hükümeti düşürmek için malum basının yardımı ile de her türlü oyunu tezgahladınız. 
Ne zaman birazcık yetki geçse elinize,  ya ikna odaları kurdunuz, ya başörtülü diye öğrencileri okula almadınız.  Ya çıkar başındakini diye saldırdınız, ya da Meclisten kovdunuz.  Ama takiye yapmaktan da geri kalmadınız.  Başörtüsüne saldırıp,  çarşafa rozet taktınız.
    Adalet, barış, özgürlük adı altında olmadık eylemler yaptınız, (onlarca kişinin öldüğü gezi eylemleri gibi) ortalığı savaş alanına çevirdiniz, masum suçsuz insanların canını yaktınız. Ölümlere   neden oldunuz.  Üstüne üstlük emperyal devletlerle işbirliği yaparak desteklerini aldınız.  Yabancı basın organhları canlı yayınlar yaparak bütün dünyayı Türkiye aleyhine kışkırtmalarına neden oldunuz. Çünkü Türk Devletini zora sokmak için çok büyük bir fırsattı. Onlarda bu fırsatı da kaçırmadılar.  
    Emperyal devletlerin temsilcisi olarak Türkiye’de eylem yapan, genç fidanlarımızı şehit eden,  Türkiye’nin işgal edilmesine çanak tutan,  PKK, DHKPC, FETÖ gibi terör örgütlerine destek verdiniz, yanlarında oldunuz. Cenazelerine katıldınız, ziyaretlerine gittiniz, bildiriler yayınladınız. (HDP ye destek verilmesi, akademisyenlerin basın bildirisi gibi) 
    BİR MİLLET BİR DEVLET BUNLARDAN RAHATSIZ OLMAYACAKTA NELERDEN RAHATSIZ OLACAK?
    
Bu ülkede siyasi bir parti insanları sokağa döker, iç savaş provaları yapar.   Ölümlere neden olur.  Kürt kardeşlerimizle alakası olmayan bu eylemlere onları ortak ederler, sesiniz çıkmaz. İktidara gösterdiğiniz tepkiyi onlara göstermediniz!
    Bu Milletin ecdadına, geçmişine, tarihine, her türlü küfrü, her türlü hakareti yaptınız.  Milli Kültürü yok farzettiniz.  Batı kültür ve hayranlığını her fırsatta dile getirdiniz, Türkiye’nin Batılaşması için her yola başvurdunuz. 
    Her fırsatta bu Milletin değer yargılarına, milli ve manevi değerlerine,  örfüne, gelenek ve göreneklerine, saldırıp yok saydınız, sonra da , “biz ne dedik ki” diyerek üste çıktınız. 
    Hasbel kader iktidara geldiniz, ekonomiyi sıfırladınız,  ekonomik kriz neticesinde ölümlere, intiharlara, iflaslara, sefaletlere, yoksulluklara neden oldunuz. Bunu hiç gündeme getirmediniz. Bu Millet için kim bir çivi çaksa teşekkür etmeniz gerekirken, aksine niye çivi çakılıyor diye karşı çıktınız. Çakılan çivileri çıkartmaya çalıştınız.  (III. Köprü,  Hava Limanı, Kanal İstanbul’a karşı olunması vs.) 
    Kurumların başına geçtiğinizde, ya içini boşattınız, ya da iflas ettirdiniz. Veya bölücü terör örgüt mensuplarını yerleştirdiniz.  Sonrada muhalefete geçtiğinizde, düzlüğe çıkan aynı kurumu acımasızca eleştirdiniz.
    15 Temmuz da Türkiye’yi işgal etmek için emperyal devletlerin uşakları fetöcüler devleti ele geçirmek için silahsız masum insanlara saldırdılar.  Binlercesini yaralayıp, yüzlercesini  insan şehit ettiler.  Siz ise,  halkı direnişe davet eden,  sala okuyan müezzinlere saldırdınız,  marketlere koştunuz,  ATM ler önünde kuyruk oluşturdunuz. 
    BU DEVLET BU MİLLET BUNLARDAN RAHATSIZ OLMAYACAKTA NELERDEN RAHATSIZ OLACAK?
    15 Temmuz sonrası bu Millet diriliş harekâtını zafere ulaştırır,  insanlar kucaklaşır,  kardeş olurlar.  Yeni Kapıda bunu pekiştirirler.  Aptal olarak gördüğünüz halk sizin samimiyetinize  inanarak alkışlar.  Sonra bu birlik ve beraberliği bozarak,  emperyal devletlerin oyununa gelerek,  eski düşmanlıklarınıza devam ettiniz. 
    Anayasa değişikliği olur, Mecliste engellemek için her yola başvurursunuz.  Kavgalar, kürsü işgalleri her yolu denersiniz!   Halkın iradesini hiçe sayarsınız. Elbette kabul etmeme iradeniz olacak.  Ancak halkın önüne gelmesi konusunda herkesten evvel sizlerin önayak olması gerekirdi. Sonrada halka yanlışları eksiklikleri anlatabilirdiniz. Bunun yerine halkın önüne gelmemesi için her yolu denediniz.  Bu yetmedi, “evet” diyenlere hakaretler, küfürler tehditler savurdunuz.  Bu mu; “Halkçılık” anlayışınız sizin.
    Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden ikisi de halkçılık ve milliyetçiliktir.  Özellikle bu iki ilkeyi yerine getirmek için neler yaptınız, yoksa tam aksine mi hareket ettiniz?
    Bu ve benzeri olayları çoğaltabiliriz. Ancak %30 luk kesimin kesinlikle şuna inanmasını özellikle rica ediyorum. Bunları salt eleştiri yerine; ”Acaba biz gerçekten böylemiyiz? Gerçekten bunları yapıyormuyuz? Halktan, Devletten, Milletten bu kadar kopukmuyuz?  Diye kendinizi sorgulamak ve düşünmeniz için dile getirdiğimi bilmenizi isterim.  Bunu, %30 u , %40 lara, 50 lere çekmenin yolu olduğunu düşünün.
    HALKÇILIK VE MİLLİYETÇİLİK İLKELERİNİ HAYATA GEÇİRİN. MİLLETTEN KOPUK DEĞİL, MİLLETİN İÇİNDE OLUN. BU MİLLETİN RAHATSIZLĞINI GİDERİN. BU MİLLET SİZDEN RAHATSIZ OLMASIN. 
İsmet TAŞ
İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
    


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR