İsmet TAŞ

İsmet TAŞ

Cadılar Bayramı veya Körpe Beyinlerin İğfali

Cadılar Bayramı veya Körpe Beyinlerin İğfali

Öncelikle Cadılar Bayramı hakkındaki bilgilerimizi hatırlayalım.

    Cadılar Bayramının kökeni Pagan Kültürüne ve Hıristiyan köklerine dayanır. Yani doğa dinlerine inanılan bir inanç biçimidir. Aya, yıldıza, güneşe, ağaca, toprağa, suya, havaya, ateşe ve benzeri doğa olaylarına tapma, inanma biçimi olup, birden fazla dini kapsamaktadır. Onlara göre kötü ruhları defetmek için ayinler düzenlerler. Yüz yıllar boyunca, Şamanizm, Animizm ve Panteizm gibi inançlar, Paganizmin temelini oluşturmuştur. Paganizm bir din olarak algılanır ve bunlara inananlara da "pagan" denir.

    Bunların en önemli özellikleri "büyü" ile uğraşmaktır. "İyi büyü", "kötü büyü" gibi ayrımlar yapsalar da, kullandıkları semboller büyücülükte kullanılan sembollerdir. 

    Özetle Cadılar Bayramı bir Hıristiyanlık geleneği olarak kutlansa da özünde putperestlik vardır. Sembolleri ise, kuru kafa, yarasa, insan iskeleti, değişik şeytan figürleri, vampirler, zombiler yani korkunç, korkutucu ve ürkütücü olan ne varsa bunların sembolüdür.

    Daha birçok şey konuşulabilir, anlatılabilir ancak bizi ilgilendiren kısma bakalım. 

    Her yıl olduğu gibi bu yıl da 31 Ekim 2022 günü ülkemiz de bir takım insanlar ne bizimle ne de kültür ve inanç değerlerimizle uzaktan yakından alakası olmayan bu bayramı kutladılar. Hem de çoluk-çocuk ailece. Adına da; "Eğleniyoruz işte ne var bunda?" diyerek olayı en basitinden hafife alarak kendilerini savunmaya kalktılar. 
    Bu bayramın kutlanmasını teşvik edenler; özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi hedef alarak,  "eğlence" adı altında etkinlikler düzenliyerek, Hıristiyan-Pagan Kültürünün, yaygınlaşması, etkin hale gelmesi, özendirilmesi ve bu kültürün kendi inanç ve değerlerimizin yerini alması için her türlü kepazeliği yapılmaktadırlar. Sapık inanç ve değerlerden oluşan bu bayram son derece cazip hale getirilerek geniş kitlelerin katılımı sağlanmaktadır. İşin en ürkütücü tarafı kutlamalar, her yıl daha çok benimsenir hale gelmektedir. 

    Çocuklarımızın ve gençlerimizin bu tür akımlara kapılarak, ailelerinden, milli ve manevi değerlerinden koparılarak yabancılaştırılması, sapık cereyanların etkisi ile ateizm, deizm, satanizm ve LGBT gibi tamamen insan aklına ve fıtratına aykırı inanç ve hayat tarzlarının içinde yer almaları, çocuklarımızı kaybetmemize neden olmaktadır.  
    Ailemizin; uyuşturucu ve madde bağımlılığı, LGBT ve benzeri sapık ve sapkınlıklar, bizim kültür ve değerlerimizle, inanç yapımızla uzaktan yakından alakası olmayan Cadılar Bayramı gibi Batı kültür ve değerlerinin saldırıları altında olması, tehlikenin boyutlarının ortaya konulması açısından yeterde artar bile.

    “Ailene sahip çık”, “Aile saldırı altında”, “Neslin ve milletin geleceği tehlikede”, “Tehlike kapıdan içeri girdi”, “ Yabancı kültür ve değerler aileyi istila ediyor” bu ve benzeri ikazları yapıp, aileye yapılan saldırının geldiği noktayı anlatırken, hala olayın ciddiyetini kavrayamamış insanımızın, ailelerimizin olduğunu görmek bizleri derinden yaralamaktadır. 

    Avazımızın çıktığı kadar, “bas-bas” bağırıyoruz; “ ailen elden gidiyor, çocukların elden gidiyor, gençlik elden gidiyor, milletimiz yabancı kültür ve değerlerle istila ediliyor, ailene, çocuklarına, gençliğe sahip çık, yok oluşa giden yıkılış içindeyiz” diyoruz. Başka nasıl denir bilmiyorum. 

    Bütün eğitim bilimi ile uğraşan bilim adamlarının ortak görüşü, okul öncesi ailede verilecek eğitimin önemi üzerinde ısrarla duruyorlar. Özellikle 4-6 yaş arasındaki çocuklara dikkat çekiyorlar. Bilinçli ve şuurlu bir şekilde, çocuklarımız kendi milli ve manevi değerlerimizle gergef gergef işlenmeli. Bir an olsun elimizi onların üzerinden çekmemeliyiz. Özellikle çocuklar aileden ne görürlerse onu alırlar, fotoğraf makinesi gibidirler gerçeğini asla unutmamamız gerekir.  
    “Bize bir şey olmaz, bizler inançlı insanlarız, çocuklarımız o tür sapık akımlar içinde yer almaz” söylemi kesinlikle doğru değil. Son pişmanlığın fayda vermeyeceğini bilmeliyiz.

    Çocuklarımızın, gençlerimizin beyni ilmek ilmek iğfal edilmektedir. Bir bakmışız ki o gözümüzden dahi sakındığımız evladımız, evlatlarımız avuçlarımızın içinden kayıp gidivermiş. Allah korusun. 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR