Mehmet YILDIRIM

Mehmet YILDIRIM

İslam dini ve istismarın önlemi 2

İslam dini ve istismarın önlemi 2

Geçen hafta konumuza kısa bir giriş yaptık. Bu hafta devam edeceğiz.
İnsanların birbirini istismar etmesinin sebebinin kaynağının insanlarda ki nefs-i ammare olduğunu söyledik. Bu yüzden dinimiz nefs-i ammare ile mücadele etmeye yönelmiştir. Nefse zulüm yapılmayacak, yaşamak, korumak ve çoğalmak için olması gerekenler yapılacak fakat had aşılmayacak, nefs-i ammareye karşı konulacaktır. Yenilecek içilecek fakat israf olmayacaktır. 
        Dinimizde nefsi yok saymak diye bir şey yoktur, onunda ihtiyaçları karşılanacaktır. Bu ihtiyaçlar belirli kurallar çerçevesinde yapılmalıdır. Nefs-i ammarenin başıboş bırakılası durumunda zayıflar, güçsüzleşir, himayesiz kalır ve nefse zülüm edilmiş olunur. Hatta aksine nefsin ihtiyaçları inkâr ve ihmal edilirse de nefse zulmedilmiş olunur, hayata ve cana kıyılır. Yüce Peygamber Efendimiz ve Ashabı yemişler, içmişler, çoğalmışlar fakat asla israf etmemişlerdir. Yüce Peygamber Efendimiz nefse zulmetmeden, İslam inancının kuralları çerçevesinde yaşam sürdürmeyi nefis mücadelesi olarak tanımlamış ve hatta bu mücadeleyi kazananları gerçek kahraman ilan etmiştir. 
       Dinimiz İslam, istismar sorununu temelden ele almış, önce bireylerde bu sorunu aşmaya önem vermiştir. İslam dinine göre birey, nefsinin ihtiraslarına karşı koyacak, Allah’ın, Peygamberin ve ahlakın kuralları ve çerçevesi içinde tutacaktır. Başka bireylerin hak ve hukuklarını ihmal etmeyecek, kendi istediğini başkasına da isteyecek, zulmetmeyecek ve zulme uğramayacaktır. 
      İslam dini en küçük yaşta başlayarak çok güçlü din ve ahlak eğitimi vererek, kişide hassas ve yücelmiş bir vicdanın kurulumunu sağlar. Bireyi, bizzat kendisi, Allah sevgisi ve korkusu ile öz eleştiri yapabilmelidir. İstismarı engellenmesi için bunu yapmak yeterli olmayabilir fakat bunu yapmadan asla istismar engellenemez. 
        Başta sahabeler olmak üzere, nice veliler, nice devlet adamları, çeşitli sınıf ve tabakadan nice kişiler, istismar ve haksızlıklar karşısında hassaslaştırılması ile İslam dünyasında, büyük ahlak kahramanları yetişmişlerdir. Tabii ve doğal denge gereği olsa gerek, bu kişilerin yanında kötülüğe dalan, haksızlıklar yapan, istismar ve zulüm ile yaşayan insanlar da var olmuşlardır. Tam bu nokta da İslam dini bunların karşısına sağlam ve tavizsiz bir hukuk sistemi ile çıkmıştır. İslam dini tüm toplumu emr-i maruf ve iyiliği emretme, kötülüğe karşı koyma ile görevlendirmiştir. Zulme rıza göstermeyi ve sessiz kalmayı lanetlemiştir.
Selametle…
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR